Kun traduction Turc
2,713 traduction parallèle
Kohei-kun.
Kohei-kun.
How is Kohei-kun doing?
Kohei-kun neler yapıyor?
Kazehaya-kun, come here.
Kazehaya bakar mısın?
Kazehaya-kun did?
Kazehaya mı?
Kazehaya-kun... is always refreshing and...
Kazehaya daima insanın içini ferahlatıyor.
Kazehaya-kun...
Kazehaya...
Kazehaya-kun was... just being nice... to me... like he always does to everyone.
Kazehaya çok iyi birisi. Herkese olduğu gibi bana karşı da kibar davranıyor.
Because... ever since that day... Kazehaya-kun... you've been my admiration.
Çünkü o günden beri ben seni örnek alıyorum.
Kazehaya-kun... you're always bright and refreshing.
Kazehaya sen daima ışıldıyor ve ferahlık veriyorsun.
I also... want to be like you, Kazehaya-kun.
Ben de senin gibi olmak istiyorum Kazehaya.
Why's Sanada-kun here?
Sanada burada ne yapıyor?
Kazehaya-kun is... like a special... person to me.
Kazehaya benim için özel biri.
Sanada-kun?
Sanada mı?
But! I think Sanada-kun is really cool!
Ama bence Sanada çok havalı!
Please don't tell Kazehaya-kun.
Lütfen Kazehaya'ya söylemeyin.
My... feelings towards Kazehaya-kun...
Kazehaya'ya karşı olan duygularım...
Sanada-kun's brother?
Sanada'nın abisi mi?
Kazehaya-kun!
Kazehaya!
Kazehaya-kun... asked me to go out with him.
Kazehaya bana çıkma teklifi etti.
Where's Kazehaya-kun?
Kazehaya nerede?
Kazehaya-kun.
Kazehaya.
I... Kazehaya-kun... I like you.
Ben Kazehaya, senden hoşlanıyorum.
Three days ago, Makoto Kobayashi tried to commit suicide by overdosing on pills.
İddiaya göre üç gün önce, Kobayashi Makoto-kun çok fazla ilaç içerek intihara kalkıştı.
Makoto comes from a four person family.
Makoto-kun dört kişilik bir aileden geliyor.
Makoto, can you hear me?
Kobayashi-kun, beni duyabiliyor musun?
My, isn't someone's heart made of glass...
Makoto-kun'un kalbi cam gibi kırılgan.
Makoto!
Makoto-kun!
There's something wrong with you...
Bu aralar çok tuhaf davranıyorsun, Kobayashi-kun.
I put ketchup through it. I figured Makkun...
Biraz ketçap ekledim, Ma-kun.
Sorry, I didn't mean to call you that...
Ma-kun dediğim için kusura bakma.
'Makkun'...
Ma-kun ne ya?
Lookin'good, Makoto!
Çok havalı görünüyorsun, Makoto-kun.
It's not like Makoto at all...
Bu saç stili sana hiç yakışmıyor, Kobayashi-kun.
That's awesome, Makoto.
Harika oldu, Makoto-kun.
Hey Makoto, whatcha up to?
N'aber, Kobayashi-kun?
You're pretty bold when you wanna be, huh Makoto?
Oldukça cesursun, Makoto-kun.
If it's you, I'll even do it twice.
Sana iki kez yeter, Makoto-kun.
You always looked very closely at things...
Her zaman derin düşünceler içindeydin, Kobayashi-kun.
Even pure, sweet little Makoto has the same basic human desires.
O saf ve berrak Kobayashi-kun aynı zamanda insani arzulara sahip.
Makoto!
Kobayashi-kun!
Makoto, there's a neat photo here.
Kobayashi-kun, burada güzel bir fotoğraf var.
Makoto, there's a special rule you have to follow when you come here.
Kobayashi-kun bu dükkana girerken uyman gereken özel bir kural var.
I promised Saotome that we'd apply to the same school...
Saotome-kun'a aynı liseye yazılacağımıza dair sözleştik.
But Saotome... He talked to me anyway.
Ama Saotome-kun her zaman gelip benle konuşurdu.
You didn't hear from Saotome?
Saotome-kun'dan duyduğunu sanmıştım?
From Saotome?
Saotome-kun'dan mı?
I see the two of you talking sometimes.
Genelde Saotome-kun ile konuşmuyor muydun?
The whole class ignores you, but Saotome doesn't care, and talks to you anyway.
Kimse seni takmazken Saotome-kun gelip seninle konuşurdu.
You really are Makoto! You're just the same as always!
Eski haline geri dönmüşsün, sen eski Kobayashi-kun'sun.
Is this... you?
Bu sen misin, Kobayashi-kun?
Your family... Daddy! The city is...
Bu numara... sen misin Takashi-kun?