Kus traduction Turc
11,423 traduction parallèle
! It's a birdcage.
- Kuş kafesi.
This island was once filled with ornithologists.
Bu ada zamanında kuş uzmanları doluydu.
I'll feed you candy like a little bird.
Bir kuş gibi seni şekerle besleyeceğim.
Two for the price of one.
Tek taşla iki kuş vurmuştum.
Hey, that should be your new nickname, Two for One.
Hey, bu, tek taşla iki kuş, senin yeni rumuzun olmalı.
This is a bird's-eye view of every car online in real time.
Bu, tüm araçlarımızın kuş bakışı ve gerçek zamanlı görüntüsü.
Double score.
Bir taşla iki kuş.
Yeah, and what about the time he put wallpaper paste in the birdbath?
Evet, kuş havuzuna duvar kağıdı yapıştırıcısı koymasına ne demeli?
Or is that just if a bird shits on you?
- Yoksa kuş pisleyince miydi?
I go by many names, all derived from species of birds.
- Birçok adım var. Hepsi kuş türlerinin isimleri.
Sylvester, you're into bird-watching- - how much does a crow weigh?
Sylvester, kuş gözlemciliği yaparsın sen, bir karganın ağırlığı ne kadardır?
Walter dies.
- O kuş uçarsa Walter ölür.
That bird can amscray at any moment.
O kuş da her an tüyebilir.
Bird's on the move! Move!
Kuş hareket ediyor.
Birds, deer, rabbits.
Kuş, geyik, tavşan.
You want to take a bird with you?
Yanında kuş götürmek ister misin?
You take a bird, you put it in a box and you bury it.
Bir kuş alırsın, kutuya koyar ve gömersin.
Birds living in the ground for three days is pretend.
Toprağın altında üç gün yaşayan kuş, hikaye.
Depending on the size of the box, a bird can survive 20 hours.
Kutunun ebadına göre, kuş 20 saate kadar yaşayabilir.
And like I said, this bird, it didn't have anything left.
Ve dediğim gibi, bu kuş, kaybedecek bir şeyi yoktu.
I opened up the box, the bird flew out.
Kutuyu açtım, kuş uçup gitti.
Oh, the bird just landed.
Kuş kondu.
Sorry, there's a bird in here.
Pardon, burada bir kuş var.
The fire alarm went off, sir, and we have a bird loose in the lobby.
Yangın alarmı verildi, ve lobide bir kuş karmaşamız var.
Just a bird.
- Korkuyla ilgili komik olan şey bütün algıların gelişiyor. - Kuş sadece.
His fingernails are cracked, and underneath them, in addition to the dirt, it looks like a little bird poop from the railing.
- Tırnakları kırık, ayrıca altlarından kirin yanı sıra, korkuluktaki kuş pisliğine benzer bir şey çıktı.
And here's the bird shit.
- İşte kuş pisliği de burada.
Eating handfuls of birdseed out of the bag.
Torbadan avuç avuç kuş yemi yerken
That Mockingbird book is her favorite.
"Alaycı kuş" kitabını çok sever.
He treats me like some cracked egg that fell out of a robin's nest.
Bana kuş yuvasından düşmüş çatlak yumurta gibi davranıyor.
Apparently, he's very into bird watching, so talking to a woman should blow his mind.
Görünüşe göre kuş gözlemlemeyi çok seviyormuş yani bir kadınla konuşmak adamın aklını uçurabilir.
Well, a lot of people think grackles are just a common bird up here, but you know what? On the West Coast they don't get grackles.
Yani, bir çok insan sığırcıkları buralarda çok sık rastlanan bir kuş sanıyorlar ama aslında Batı Sahilinde hiç sığırcık yok.
Can you give some more info for a novice bird watcher such as myself?
Biliyor muydun? Benim gibi bir çaylak kuş gözlemcisi için daha fazla bilgi verebilir misiniz?
A lot of people don't know they're all the same bird.
Bir sürü insan aslında bunların aynı kuş olduğundan bile haberleri yok.
No, he'd die before he spilled his guts.
- Kuş gibi ötmektense ölümü göze almıştır.
When things start to work out, they really do.
Bir taşla iki kuş vurmak bu olsa gerek.
Sociologist and physician Nicholas christakis is taking a bird's eye view of human society.
Sosyolog ve Fizikçi Nicholas Christakis insanları kuş bakışı izliyor.
It's like a bird of passage has always lived inside me.
İçimde yaşayan bir kuş gibiydi her zaman.
But then that bird of passage started to flex its wings again.
Ama sonradan içimde yaşayan kuş yeniden kanat çırpmaya başladı.
I wish I could fly home on a big bird instead of writing.
Yazmak yerine keşke büyük bir kuş olup uçabilsem eve.
It's the Persian equivalent of the Phoenix, and when this bird rises from its ashes, I'll give you one guess what color it is.
Kuş küllerinden doğduğu zaman hangi renk olduğunu tahmin etme hakkı veriyorum.
You ever wonder if maybe, just maybe, the bird you're chasing might be a wild goose?
Belki, hani belki takip ettiğin kuş yaban kazı mı diye merak ettin mi?
Engineering and medical? A twofer, engineering and medical?
Bir taşta iki kuş, mühendislik ve tıbbî.
Nothing happens in this prison without my approval.
Benim onayım olmadan bu hapishanede kuş uçmaz.
Kill two birds and all that.
Bir taşla iki kuş.
Reminds of a giant birds nest.
Dev bir kuş yuvası gibi.
I'll have you guys out to my boat, kill two birds.
Siz çocukları botumda ağırlayacağım, bir taşla iki kuş.
A gamma-powered army and your painful demise in one fell swoop.
Evet! Hem gama güçlü bir ordu hem de çığlıklar içinde ölmen. Bir taşla iki kuş.
There's no birds here.
Burada kuş yok ki.
What in God's name is a fine young lady like yourself doing with a no-good-low-down shit-bird like him?
Tanrı aşkına, sizin gibi genç güzel bir bayanın kötü, ahlaksız bir kuş bokunun yanında ne işi var?
I'm sure one as cunning as you can find a way to remove bird shit from his linen.
Eminim bir sen gibi kurnaz onun keten kuş boku çıkarmak için bir yol bulabilirler.