English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ K ] / Kusak

Kusak traduction Turc

826 traduction parallèle
- My name is Kusak. I did a lot of mining in my day... silver mining, that is... up in Virginia City.
Zamanında madencilikle çok uğraştım yani gümüş madenciliği ile, Virginia City'de.
Were you ever in a cave-in yourself, Mr. Kusak?
Hiç bir göçükte kaldınız mı Bay Kusac?
Mr. Kusak, you see, this is a cliff dwelling and not a silver mine.
Bay Kusac, anlarsınız, burası bir mağara, gümüş madeni değil.
Did you get your man out, Mr. Kusak?
Siz adamınızı kurtarmış mıydınız Bay Kusac?
Then call your ninth-generation ancestor grandmother.
O zaman 9. kuşak büyükanneni çağır.
The tramp, the coat, the belt.
Serseri, trençkot, kuşak
Belt?
Kuşak?
There was no belt on it when that bloke gave it to me.
O adam bana verdiğinde kuşak yoktu
Anyhow, his evidence is as good as the belt, he knows that I didn't give it to him.
Herneyse, onun tanıklığı da kuşak kadar iyi bunu ona benim vermediğim açık
No belt in the pocket by any chance?
Cebinde şans eseri kuşak yok muydu?
Every generation must make its own way in one place or another.
Her kuşak burada veya başka bir yerde kendi yolunu çizer.
And then the stage was set with this overturned chair and the chandelier and the sash.
Sonra da devrilmiş sandalye, avize ve kuşak ile sahne hazırlandı.
We'll tie a sash around it Put a ribbon through it
Çevresine bir kuşak bağlayacağız Buradan bir kurdele geçireceğiz
This sash!
Bu kuşak!
Yes, go ahead, Mr. Kusak.
- Evet, devam edin Bay Kusac.
Perhaps the most famous top hat... and stick of our generation.
Bizim kuşak için belki de en ünlü silindir şapka ve baston.
A beach boy's shirt of gingham, with a deep rose cummerbund and a coolie hat of natural straw.
Pamuklu bir erkek gömleği, koyu pembe bir kuşak ve doğal samandan yapılma yazlık bir şapka ile.
Two generations...
İki kuşak...
Three generations, all living together quite happily.
Üç kuşak, hepsi birlikte oldukça mutlu yaşıyorlar.
My rule lasts but a generation.
Benim saltanatım biter, fakat bir kuşak son bulmaz.
Well, if you can stand spending your last night doing a last generation fox trot, I'd be a very happy partner.
Şey, eğer son geceni bir son kuşak fokstrot yaparak geçirmeye dayanırsan, çok mutlu bir eş olurum.
And as far as Miss Thornton being senile, she's of your generation.
Bunamasına gelince, o seninle aynı kuşak.
Must have skipped a generation or two.
Bu bir iki kuşak atlamış olmalı. Bunlar olası şeyler.
That's your Beat Generation!
Ne yaparsın? Yeni kuşak işte.
Take your Beat and...
Yeni kuşak senin ağzına...
May this night be an example of the friendship... that exists between your generation... and ours.
Bu gecenin, sizin kuşakla, bizim kuşak arasındaki dostluğun, güzel bir örneği olması dileğiyle.
Belt on the back?
Belde kuşak mı?
The burning belt must be exploded clear of the Earth's magnetic field.
Yanan kuşak dünyanın manyetik alanından uzakta patlatılmalıdır.
The missile will arc along the burning belt.
Füze yanan kuşak boyunca yay çizecek.
But what about this burning belt, Captain?
- Ama ya şu yanan kuşak, Kaptan?
If you think I got the best of it, you stay here for a generation or two.
İyi durumda olduğumu sanıyorsan burada bir iki kuşak kal.
Yes, she's a yellow belt, I'm a green belt, that's the way nature made it.
Evet, o sarı kuşak, ben yeşil kuşağım, doğa böyle yaratmış.
If I do not strike it now the church as we know it will not survive a generation.
Eğer şimdi buna karşı gelmezsem, hepimizin bildiği gibi, hayatta kalacak bir kuşak ve kilise olmayacak.
Karate champ - black-lace belt. That's me.
Karatede kara kuşak sahibiyim.
Believe me, this generation shall be held answerable for all of it.
Size derim ki, bunların hepsinden bu kuşak sorumlu tutulacak.
- Black belt?
- O bir siyah kuşak.
And Count, seventeen times.
ve Kont, on yedinci kuşak.
- I wear a girdle!
- Ben kuşak bağlıyorum!
Here's the sash.
Kuşak burada.
Trophies for karate and judo, holder of the Kamasutra black belt.
Karate ve judo belgeleri, Kamasutra siyah kuşak.
We ´ re the luckiest kids, the luckiest generation that ´ s ever been, aren ´ t we?
Biz en şanslı gençleriz. Bugüne kadarki en şanslı kuşak değil miyiz?
ADVENTURE IN THE TROPICS This gazelle was killed by Hemingway on his last trip to Africa.
TROPİKAL KUŞAK MACERASI Bu ceylan Hemingway tarafından Afrika'ya yaptığı son gezide öldürüldü.
The tropics :
Tropikal kuşak :
Yes, if you're 6'4 " and a karate expert.
Evet, 1.90 boyunda ve siyah kuşak sahibiysen.
Our generation against theirs.
Onların kuşağına karşı bizim kuşak.
Yours is the generation that never listens!
Sizinki dinlemeyen bir kuşak.
And then perhaps a leather band to go around my head
Sonra da başıma bağlamak için Deri bir kuşak belki de
This is of course symptomatic of a new breed of footballer, as it is indeed symptomatic of your whole genre of player, is it not?
Bu, yeni kuşak futbolcu semptomu tüm oyun türünüzün semptomu, değil mi?
We have to talk to them about it more than we talked about it a generation or two ago.
Bu mevzuyu onlarla bir ya da iki kuşak önce konuştuğumuzdan daha çok konuşmamız gerek.
How could a boy of my age, raised in the environment in which I was raised, be anything other than a devoted anti-Communist, when all the papers that I read at the time were constantly running photos of nuns who had been gunned down,
Bir kuşak Cezayir savaşıyla büyüyorken ve bununla ilgiliyken biz daha çok İspanya'daki savaşla ilgileniyorduk.
And our generation has made so many, many mistakes.
Ve bizim kuşak, çok fazla yanlış yaptı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]