English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Labourers

Labourers traduction Turc

101 traduction parallèle
The problem is friction between robot and human labourers.
Sorun, robot ve insan işçiler arasındaki sürtüşme.
The Third Reich exploited and abused 6 million POWs and 15 million forced labourers and opponents of Hitler, condemned to a slow death in the camps, or to torture, the gas chambers or the firing squad.
3.Reich, 6 milyon savaş mahkumunu sömürdü ve istismar etti ; ve 15 milyon zorunlu işçi ve Hitler'in muhalifleri bu kamplarda yavaş bir ölüme ya da işkence görmeye, gaz odalarına, guruplar halinde yakılmaya mahkum edildi.
Anybody asks for your papers, you're French labourers.
Herhangi birisi kağıtlarınızı sorarsa, Fransız işçisiniz.
What are labourers?
Peki ya işçiler?
Labourers.
İşçiler.
All labourers?
Hepsi işçi mi?
The heads of two Polish labourers, shrunken to one-fifth their normal size.
İki Polonyalı işçi kafatası....... normal boyutlarının beşte biri kadar küçülmüş.
The harvest is plentiful, but the labourers are few.
Biçilecek ürün bol, ama işçi az.
Ask the Lord whose harvest it is to send labourers for the harvesting.
Onun için ürünlerin Rabbi'ne dua edin, ürünü kaldıracak işçi göndersin.
You shall be labourers for the harvesting.
Ürünü kaldıracak işçiler olacaksınız.
Probably making steady tracks for that Mexican day labourers camp.
Büyük ihtimalle Meksikalı işçilerin arasında saklanmak isteyecektir.
The military government has been in place since 1966 destroying the resistance of different trade unions, like the trade union of the dock labourers who closed the sugar factories of Tucuman.
Askeri hükümet 1966'dan beri yerinde Tucuman'daki şeker fabrikalarını kapatan liman işçileri gibi farklı sendikaların dirinişini kırıyor.
They were all workers, peasants... manual labourers, builders, policemen... land inspectors, gravediggers, accountants, ushers, drivers... workers of 1st, 2nd or 3rd category, even of 6th, 8th and 16th
Onların hepsi işçi, köylü. Ağır işçiler, inşaatçılar, polisler avukatlar, şöförler, tamirciler. 1., 2. ve 3. kategoriler hatta 6., 8. ve 16.
They're convict labourers.
Onlar işçi mahkumlardır.
Outside, construction workers - slave labourers - were striving to keep to their schedules in the warm summer weather.
Dışardaysa, yaz sıcağının alnında inşaat çalışanları yani köle işçiler takvime yetişmeye çabalıyordu.
Behind them came the engineers, blasting as they went... and, in their thousands, the labourers who would build the highway.
Arkalarından mühendisler geldi, geldikleri gibi de patlamalar başladı. Yolu inşa edecek binlerce işçi de onlarla beraberdi.
Six million former slave labourers - Poles, Russians, Yugoslavs, Estonians, Czechs, French - free to pick up the threads of their lives, now that their German masters have gone.
Köle işçi olarak çalışmış altı milyon kişi Lehler, Ruslar, Yugoslavlar, Estonlar, Çekler, Fransızlar hayatlarına kaldığı yerden devam etmekte özgür.
There are no slave labourers now.
Artık köle işçi kalmamıştı.
I need two labourers.
İki işçiye ihtiyacım var.
People treat poor young labourers like trash.
İnsanlar, genç ve fakir emekçilere ayak takımıymış gibi davranır.
The inhabitants were day labourers, rickshawmen, garbagemen and criminals.
Oraların sakinleri. Günlük işçiler, çöpçüler, faytoncular ve suçlulardı.
We've attacked police boxes and brought the labourers out on strike.
Polis barikatlarına saldırdık ve emekçileri greve götürdük.
Call the men, and the labourers!
Erkekleri çağır, işçileri de!
To be honest, if I had to act out of my own interest, I should send you all home, especially you labourers!
Dürüst olmak gerekirse, eğer kendi kazancımdan olacaksam, hepinizi evinize göndermeliyim özellikle de işçileri!
The Master had to rent machines and pay new labourers.
Efendimiz makinaları kiralamak ve yeni işçilere ödeme yapmak zorunda kaldı.
Wanna know why I had to hire so many labourers?
Neden bir sürü işçi kiralamak zorunda kaldığımı bilmek ister misin?
It's the labourers'fault too because they work, and want to be paid for it.
İşçilerin de hatası, çünkü çalışıyorlar, ve kendilerine ödeme yapılmasını istiyorlar.
- Long live the labourers'flag!
- Yaşasın emekçilerin bayrağı!
There was a storm and he wanted to dismiss all the labourers!
Bir fırtına vardı ve o bütün işçileri kovmak istedi!
These men are contracted labourers.
Bu adamlar sözleşmeli işçi.
You're labourers!
Siz işçisiniz! Çalışın!
Lost all the scummy third-class labourers... but I've got some great samples... I'll be home in about twenty minutes.
Bütün üçüncü sınıf alçak yardımcıları kaybettik ama harika örnekler getiriyorum, yaklaşık yirmi dakika sonra evde olacağım.
I know they first came here as labourers.
Buraya önce işçi olarak geldiklerini biliyorum.
God knows how many labourers.
Kaç tanesi işçi Tanrı bilir.
Nothing but hayseeds and manual labourers.
Köylüler ve ağır işçilerden başkası yok.
No. we don't allow the labourers to breed.
Hayır. Amelelerin burada bulunmasına izin vermiyoruz.
When you have to serve those stinking labourers, you're gonna wish it was me. Take her to my room!
Bu kokuşmuş işçilere hizmet etmen gerektiğinde,..
No, we don't allow the labourers to breed.
Hayır, işçilerin üremelerine izin vermiyoruz.
When you have to serve those stinking labourers, you're gonna wish it was me.
O leş kokulu işçiler işini gördüğü zaman onların yerine benim olmamı dileyeceksin.
You used them as slave labourers.
Onları köle işçiler olarak kullanıyorsun.
Or worse, they may be great poets, working as labourers.
Daha da kötüsü, işçi olarak çalışan mükemmel şairler olabilirler.
Thank you, sir. And until we have a definitive answer, I believe it is inappropriate to exploit them as labourers.
Ayrıca, sanırım kesin bir yanıt buluncaya kadar onları işçi olarak kullanmak uygunsuz olacaktır.
The standard SS rate for Jewish skilled labourers is seven marks a day five for unskilled and women.
SS'lerin yahudilerle ilgili standart fiyat politikası şöyle : Kalifiye işçiler 7, sıradan işçiler ve kadınlar 5 mark.
While our office clerks packed their files, I ordered my overseers to begin slaughtering the labourers.
Yani, bizim işe yaramaz büro elemanları kıymetli dosyalarını toplarken ben idarecilerime işçileri katletmeleri için emir verdim.
Then you can come back. Or rather, some of you. They'll tend the garden, as day labourers.
Sonra, Bahçe için, günlük işçi olarak geri dönebilirsin.
You've a hard heart at chess, but don't your labourers get Sunday off?
Satrançta çok katısın, ama işçilerin Pazar günleri tatil yapmıyorlar mı?
We worked there as building labourers.
- Velhasıl inşaatlarda çalışmaya başladık.
Or Bajoran slave labourers sprawled out after a gruelling day processing ore?
Ya da yorucu bir günden sonra yere yayılan yorgun düşmüş Bajoran işçi köleleri?
Goose, the labourers can go.
Kaz, İşçiler gidebilir.
Tomorrow hire some labourers to dig a pond.
Yarın bir kaç işçi tut ve gölet kazdır. Mümkün olduğunca geniş olmasını istiyorum.
I'd offended all the farmers, the labourers and the hay in the parish.
Bütün işçi ve çiftçilerden istedim, samanlıkta iğne aramak gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]