English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Lain

Lain traduction Turc

194 traduction parallèle
This is a really striking example of sediments that were lain down millions of years ago that are now exposed here on the beach.
Bu kumsalda açığa çıkan şey, milyonlarca yıl önce oluşmuş olan çökeltilerin son derece şaşkınlık verici bir örneği.
She then died a true death, and the curse that had lain upon herself and her victims was broken.
Sonra o, gerçekten öldü böylece kendisi ve kurbanları üzerindeki lanet de kalkmış oldu.
I've lain awake all night worrying about you.
Bütün gece boyunca senin hakkında endişelendim.
The crease proved that the garment had lain upon a shelf and, hence, was ready-made.
Ütü izi giysinin, bir rafta durduğunun ve hazır giyim olduğunun kanıtıydı.
Pity you didn't keep lain's car.
Arabayı bekletmemeniz kötü oldu.
She was away in lain's car before 8 : 00.
Saat 8 olmadan Joseph'in arabasıyla ayrıldı.
Yes, I've lain awake alone, night after night, and I've been tempted to pray that she'd...
Evet, geceler boyu yalnız başımaydım. Uyanıktım. Ve dua etmeye çalıştım.
This skull hath lain in the earth three and twenty year.
Bu kelle tam 23 yıldır yatıyor bu toprakta.
Note that my bike has lain for over a year in Jakob's midden.
Motosikletimin bir yıldır Jacob'un gübreliğinde gömülü olduğunu da not edin.
I've lain awake night after night, wondering what to do.
Geceler boyu ne yapacağımı düşünmekten gözlerime uyku girmedi.
In the year of our Lord Judea, for nearly a century, had lain under the mastery of Rome.
İSA'DAN SONRA İsa'dan sonra Filistin'in güneyi, Yahudiye bir asır Roma egemenliğinde kaldı.
Too weary, all have lain down, from the Seine to the Rhine... as gangrene flowers among the slain.
Yorgunluktan yatıyorlar Ren ile Sen arasında Kangren olmuş çiçekler maktulün arasında
I knew one Sophie Western - was lain with by half the young fellows at Bath.
Tanıdığım bir Sophie Western var ki Bath'deki erkeklerin yarısıyla yatmıştır.
Thou hast quarrelled with a man for coughing because he hath wakened thy dog that hath lain asleep in the sun!
Güneşte uyuklayan köpeğini uyandırdığı için sokakta öksüren adamın tekiyle kavga eden adamsın sen.
The times I've lain here all by myself, listening to that silly clock chiming wishing I could have someone beside me.
Uzanıp kendime başıma kaldığım zamanlar, o sersem saatin sesini dinlerken, Birinin yanımda olmasını isterdim.
- Before God, has he lain with you?
- Tanrı adına söyle, seninle yatı mı?
"on the road is lain powerful cross beams made of wood," "and the metal bars used to guide the wagons are attached to these."
"Yola sağlam kalaslarla birleştirilmiş," "ve trenin yolu takip etmesini sağlayan metal raylar döşenmiştir."
It had some homicides of first-ministers e leader, at this time, only because they had liberal opinions or because they were in favor of one better relation with U.S.A., Great-Britain or other nations with one has lain democratic.
Sırf liberal görüşe sahip olduğu için veyahut ABD, İngiltere gibi ülkelerle ya da daha demoktratik bir yapıya sahip devletlerle iyi ilişkiler kurduğu için önde gelen kimseler öldürülüyordu.
For 3 years, Gisaburo had lain in the well
Son 3 yıldır Gisaburo kuyudaydı.
I didn't even know you, you couldn't have been too much more than ten I ain't no psychiatrist lain't no doctor with degree It don't take too much high IQ to see what you?
ldidn't even knowyou, you couldn't have been too much more than ten lain't nopsychiatrist lain't no doctor with degree lt don't take too much high lQ to see whatyou're doing to me
I have lain here for nine weeks, delirious.
Dokuz haftadır bu lanet yerde çıldırmak üzereyim.
"He on whose heart the dust of Mexico has lain... will find no peace in any other land."
"Eğer Meksika bir adamın kalbine girdiyse, O adam başka yerde huzur bulamaz."
A lion and a lioness have gone there... and stood or lain on the grave for a long time.
Bir erkek aslanla dişisi oraya gidip... uzun süre mezarın üzerinde duruyor veya yatıyorlarmış.
So for four hours the dispatch box had lain unguarded?
Öyleyse dört saat boyunca evrak kutusu korumasız mı kaldı?
"Wicked slanders", "you had lain wicked", "wicked woman"...
"İğrenç iftiracı, iğrenç yalancı, iğrenç kadın..."
For many turns, the truth about Khitomer has lain dormant, unknown.
Çok uzun bir süre, Khitomer hakkındaki gerçekler bilinmiyordu.
Here's a skull now... hath lain you in the earth some three-and-twenty years.
İste bu kafatası... Yirmiüç yıl kalmış toprak altında.
" UPON WHOSE BOSOM SNOW HAS LAIN, WHO INTIMATELY LIVES WITH RAIN.
" Göğsünde yatar kar, Yağmurla içli dışlı yaşar.
How many of us have lain in bed, terrified because we thought we saw a ghost or a monstrous face staring in the bedroom window, only to discover eventually that it was just a trick of the light, the moonlight playing on the curtains?
Yataktayken kaçımız hayal gördüğünü düşündüğü için ya da yatak odası penceresinden bakan bir canavarın yüzünü gördüğü için korkup da er geç bunun sadece ışığın bir oyunu ya da perdelere yansıyan ay ışığı olduğunu düşünmemiştir?
I'm doing one next year on Schoenberg, and there's one that's lain around... for a year and a half.
Seneye bir tane Schoenberg'de yapacağım. Bir buçuk senedir kenarda bekleyen bir tane daha var.
- Excuse me, Miss Lane?
- Özür dilerim, Bayan Lain?
Things which are alike, in nature, grow to look alike, and the speaking stones have lain a long time lookin'at the sun.
Birbirine benzeyen şeyler, doğada birbirine benzemek için büyür... Ve konuşan kayalar da güneşin altında çok uzun zamandan beri yatıyorlar.
If you had any idea of how many nights I've lain awake, just thinking about how to get out of here.
Keşke buradan nasıl çıkacağımı düşünmekle, kaç gecemi uykusuz geçirdiğim hakkında bir fikrin olsaydı.
Suspiria taught us to develop our psychokinetic skills that had lain dormant for so long.
Ama Suspiria, bizim psikokinetik yeteneklerimizin gelişmeden uzunca bir süre uykuda kaldığını düşünüyordu.
This skull has lain in the earth three-and-twenty years. - Whose was it?
Bu kelle tam 23 yıldır yatıyor bu toprakta.
I do not know how long I had lain there while Friday ministered to me.
Orada ne kadar yattığımı bilmiyorum. Ama Cuma bana bakıyordu.
I knew how jealous you were, but to go to such insane lengths to top me, you have lain waste to your apartment with this eyesore.
Beni kıskandığını biliyordum ama beni alt etmek için böyle çılgınca bir şey yapman... Frasier, bu çirkin şeyle evini mahvetmişsin.
Many believe the Nazis conjured strange spirits and followed occult practices that had lain dormant in Europe for thousands of years
Pek çokları Naziler'in binlerce yıldır Avrupa'da uykuda olan Okült uygulamaların yolundan gittiği ve tuhaf ruhlarla uğraştığına inanır.
Isn't that right, Lain?
Doğru değil mi, Lain?
You no longer need a body, Lain.
Artık bir vücuda ihtiyacın yok, Lain.
That's right, Lain.
Aynen öyle, Lain.
This is goodbye, Miss Lain.
Bu bir veda, Bayan Lain.
Do you want to do anything, Lain?
Yapmak istediğin herhangi bir şey var mı, Lain?
This is your world, Lain.
Burası senin dünyan, Lain.
What do you want to do, Lain?
Ne yapmak istersin, Lain?
You really want to know, don't you, Lain?
Bunu cidden bilmek istiyor musun, Lain?
Come, now... You, Lain.
Tabii ki sensin, Lain.
The real world's Lain Iwakura is merely a hologram of her.
Gerçek dünyadaki Lain Iwakura, hologramından başka bir şey değil.
Poor Lain... She's all alone.
Zavallı Lain'im tamamen yalnız.
All right, Lain?
Oldu mu, Lain?
"A dog, which had lain concealed till now... " ran backwards and forwards on the parapet... " with a dismal howl.
" Şimdiye kadar gizlenen köpek mutsuz bir şekilde uluyarak korkuluğun üzerinde bir ileri bir geri koştu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]