Launching traduction Turc
800 traduction parallèle
[Catalina] For the last few months, Dynamic Ultra's Aerospace R D department has been launching rockets into space at the rate of one every two weeks.
Son birkaç aydır Dynamic Ultra'nın uzay ARGE departmanı her iki haftada bir uzaya roketler gönderiyor.
First shots of the Moon 36 hours after the launching.
Ayın ilk fotoğrafları fırlatmadan 36 saat sonra.
The rocket reachs at this moment its launching area...
Roket şu anda fırlatılacağı... yere ulaşmış bulunuyor.
" From the launching and until the moment it reachs
" Fırlatmadan varış anına kadar...
" Launching rocket off!
" Roket fırlatma!
If the slipway goes up before the actual launching, then all our efforts have been wasted.
Eğer gemi zamanından önce denize inerse, bütün çabalarımız boşa gider.
"Courtesy of the Navy Department, we are able to take you to the Brooklyn Navy Yard, where we will endeavour to bring you a description of the launching ceremony of the USS Alaska."
"Donanmanın izniyle,... Brooklyn Deniz Kuvvetleri Tersanesi'ne girmeyi başardık. Ve burada sizlerle en son Amerikan Gemisi Alaska'nın denize indirilişini kutlayacağız."
"Any day is a good day for a launching in these times."
"Hoş bu saatten sonra her gün gemiyi denize indirmek için mükemmel olurdu."
"The launching of a ship in a time of war, is always a solemn occasión."
"Bu gemi savaş sırasında karşılaşılan,... i... ciddi durumlarda kullanılacak."
"I switch you over to our microphone so that you may hear the actual launching."
"Mikrofonlarımızı pruvaya çevireceğiz ve böylelikle geminin indirilişini duyabileceksiniz."
And now, the official launching.
Sıra gemiyi denize indirmede.
The first country that can use the moon for the launching of missiles... will control the Earth!
Füze fırlatmak için Ay'ı kullanabilecek ilk ülke... Dünya'nın hakimi olacaktır!
With launching bases in the Caribbean, there is not a vital area in the United States that is not within striking distance.
Karayib'deki füze üsleriyle... Birleşik Devletlerin her yeri... füzenin menziline girer.
Prepare rocket for launching.
Roketi fırlatmaya hazırlayın.
Trojan blood is not valid currency in Sparta... ... nor does it pay for launching 1 000 ships.
Truvali kani Sparta'da ne para yerine geçer ne de 1000 geminin masrafini cikarir.
If you can manage the launching of the body... with only officers on deck, do so.
Cesedi denize sadece subaylarla atabilirseniz, öyle yapın.
No special launching platform is needed.
Özel bir fırlatma rampasına gerek yok.
- He said, "Cousin Linus, life is like outer space : Explore it today, for tomorrow you may not be able to get it off the launching pad."
"Kuzen Linus, yaşam kainata benzer hemen araştırmaya başla, belki yarın dünyayı terk etmeni yasaklarlar".
Launching the Joint Allied Red Cross with General Zlinkov of the Red Army.
Kızılordu'dan General Zlinkov'la Kızılhaç merkezinin açılışına katılacaksın.
They don't want anything to go wrong with this moon-rocket launching.
Aya fırlatılacak rokette hiç bir hata olmasını istemiyorlar.
Is he catching monkeys or launching them?
Maymun mu yakalayacak, uzaya mı çıkacak?
- It's been on our launching pad.
- Fırlatma rampamızdaydı.
They're rocket launching pads.
Roket fırlatma rampaları.
I am launching an appeal to scientists the world over to unite and focus - as a matter of priority, don't you think?
Ben, tüm dünya bilim adamlarına, öncelikle bu meseleye odaklanmaları ve birlikte çalışmaları için bir çağrıda bulunuyorum.
Well, more like a launching pad to me.
Daha çok füze rampasına benziyor.
General Patton is launching the offensive in two days.
General Patton iki gün içinde hücuma geçiyor.
The King of Norway apparently attending a ship launching ceremony.
Bu da Norveç kralı.
Mightn't they be test stands for launching rockets?
Roketleri fırlatmak için deneme yeri olamazlar mı?
Tractors, cranes, launching equipment, living quarters.
Traktörler, vinçler, fırlatma ekipmanları, yaşam alanları.
This morning, we have proof that the V-2 rockets have no launching sites.
Bu sabah, V-2 roketlerinin fırlatma rampası olmadığını kanıtladık.
- Can you open the launching-pit doors?
- Fırlatma bölümünün kapılarını açabilir misin?
I've got a ship standing by at the launching port.
Fırlatma limanında duran bir gemim var.
The Americans have changed the launching date.
Amerikalılar atış tarihini değiştirmiş.
Astronauts to launching pad.
Astronotlar atış rampasına.
Astronauts to launching pad.
Astronotlar atış rampasına
Repeat, astronauts to launching pad immediately.
Tekrarlıyorum, astronotlar derhal atış rampasına.
Reserve astronaut to launching pad, immediately.
Yedek astronot derhal atış rampasına.
In the days to come, you will see very little of me for Max Bialystock is launching himself into little-old-lady land.
Önümüzdeki günlerde beni pek göremeyeceksin. Çünkü Max Bialystock kendini yaşlı kadınlar diyarına fırlatacak.
Why are you launching a shuttlecraft?
Neden mekiği gönderiyorsunuz?
So they could just check their coordinates to aim missiles at all of our launching pads.
Bu sayede füzelerini, tüm fırlatma rampalarımıza yönlendirmek için sadece koordinatları kontrol etmek yetecekti.
We're launching her for salisbury tower when the winds change.
Rüzgar ters yönden estiğinde o Salisbury Kulesi'nde olacak.
And this could be highly critical. The launching of an orbital nuclear warhead platform by the United States, countering a similar launch by other powers.
Asya'da tehlikeli bir hükümet darbesi, ayrıca ABD'nin yörüngesel nükleer savaş başlığı platformu fırlatacak olması, tabi, bu diğerlerinin başlatmasına neden oluyor.
United States today launching suborbital platform with multi-warhead capacity.
ABD, çok savaş başlıklı kapasiteyle yörünge altı platform başlatıyor.
Not one of which is capable of launching an interstellar flight. - No, sir. - Yet one of them accomplished it.
Hiç biri yıldızlararası uçuş yapacak seviyede değil, ama biri yaptı.
- Prepare the shuttlecraft for launching.
Uzay mekiği fırlatılmaya hazır olsun.
Launching an attack at their own base with our skills is out of question.
Onları kurtarmak için, hiç ummadıkları anda tüm gücümüzle saldırıp, gafil avlamak.
I'm forwarding the launching date four weeks.
Fırlatma tarihini dört hafta ileri alıyorum.
Nevertheless, I am informing you officially that the launching date will be brought forward... two weeks.
Neyse, sena resmi olarak fırlatma tarihinin iki hafta öne çekildiğini bildiriyorum.
You accept that you have returned three weeks after launching?
Fırlatmadan üç hafta sonra döndüğünüzü kabul ediyor musunuz?
Eva-02'is launching.
Birim 02-Dash'ı gönderin.
From Geneva comes word that the latest disarmament talks have reached a stalemate, while here at home the air force has announced the successful launching of a new air-to-air missile.
Hava Kuvvetlerimizin, havadan havaya... füze atışı başarıyla denendi.