Lawyered traduction Turc
188 traduction parallèle
He lawyered up.
Adam avukat tuttu.
And he lawyered up.
Sonya ne olacak?
I'll have the cease and desist lawyered out, and you put your mark to it.
O zaman müdahalenin durdurulması emri çıkmış olur, sen de onay verirsin.
- He lawyered up, went silent. - What did he feel like?
Adam hemen avukatını istedi ve tek kelime etmedi.
Your boy Kenny just lawyered up.
Sizin şu çocuk, Kenny şimdi bir avukat ayarlamış.
And, for your information, your mechanic friend lawyered up.
Haberin olsun, tamirci dostun avukat istedi.
Don't tell me. Rick pleaded ignorance. Right before he lawyered it up.
Tahmin edeyim, Rick bilmediğini söyledi.
Why? Kid lawyered up.
- Çocuğun avukatı geldi.
He's lawyered up.
Avukatı var.
- No, he lawyered up.
- Hayır, avukatını istedi.
Your Mom lawyered up and your Dad is freaking out.
Annenin avukata gitmesi babanı çok korkuttu. Sen sakin ol.
Guy lawyered up as soon as he heard you were coming.
Geldiğinizi duyar duymaz avukat istedi.
Let me guess. He lawyered up.
Ben tahmin edeyim.
Jensen lawyered up?
Jensen avukat istemiş?
He lawyered up.
Ama konuşmuyor.
Lawyered up. Went to court, saw a judge. Cut him loose with a date to appear.
Avukat bulundu, mahkemeye çıktı, yargıcı gördü, duruşma tarihi verilip serbest bırakıldı.
He's lawyered up.
Avukat istedi.
He just lawyered-up.
Avukat istedi.
So that's when the bereaved Mrs. Durgee lawyered up.
Yani kadın avukat tuttu.
See, you're not all lawyered up, so you know what that tells me?
Görüyorum ki avukat çağırmamışsın, bu bana ne anlatıyor biliyor musun?
We let him go. We didn't have much to hold him on. He lawyered up.
Gitmesine izin verdik çünkü elimizde onu tutacak fazla delil yoktu.
- His blood type doesn't match up, his house is clean, as you can see he's all lawyered up.
- Kan grubu uymuyor..,... evi temiz ve senin de gördüğün gibi avukatının sözünden çıkmıyor.
He's lawyered up, Karas.
Avukatları çok sağlam Karas.
- Paul Burton just lawyered up.
- Paul Burton yeni avukatlandı.
She lawyered up.
Kadın avukat istedi.
You lawyered up?
Avukat mı tuttun?
Family lawyered him up, job fizzled.
Aile onu mahkemeye verdi, o iş suya düştü.
Kaboom! You've been lawyered.
Avukatlandın!
- Lawyered.
- Avukatlandın.
Well, Tony sure lawyered up quick.
Tony avukatına çabucak sarıldı.
Well, Rivers is thoroughly lawyered up and we're going to have a hell of a time trying to dig up a 15-year-old black market baby.
Rivers'ın avukatları sağlam ve bizim de 15 yaşındaki karaborsa bir bebeği ortaya çıkarmamız zor olacaktır.
Horatio... did you know that Laporte lawyered up and that there's another case in California?
Horatio. Laporte'un avukat tuttuğunu biliyor musun? California'da bir dava daha varmış.
As far as we know, he's an unwitting facilitator. And he lawyered up.
Bildiğimiz kadarıyla istemeden pek çok iş yapmış.
HIS PARENTS LAWYERED UP AND SHUT US DOWN.
Ailesi avukat ile geldi. Yapacak bir şeyimiz kalmadı.
Not gonna happen. She's lawyered up.
Avukat tutmuş.
So we lawyered up.
Bu yüzden biz de avukat tuttuk.
She lawyered up already, she's on her way home.
Avukatı geldi, evine doğru gidiyor.
He's lawyered up.
Avukatlanmış.
The James kid, he lawyered up?
Şu James, o da avukat tutmuş galiba?
In any event, Binky and Doris lawyered up.
Her halükârda Binky ve Doris avukat tutmuş.
Nathan's all lawyered-up.
Ama Nathan'ı avukatlar sarmalamış durumda.
Just lawyered up.
- Avukat istedi.
Given that the suspect has lawyered up, and the circumstantial evidence against him is so strong,
Şüphelinin avukat hakkını kullanması, ve aleyhindeki ikinci derece kanıtların güçlü olması nedeniyle...
- Lawyered. - What?
Halledildi!
He also lawyered up.
Üstelik onunda avukatı var.
Yeah, and lawyered up.
Evet, ve avukatlanmış.
Curtis lawyered up.
- Curtis avukat istedi.
Lawyered.
Avukatlandın.
He's lawyered up. And I need something that ties him to Ruby Williams, other than the testimony of a german shepherd.
Minibüste ya da dairede bir şey bulabildik mi?
Lawyered.
Dava bitmiştir!
They're all lawyered up.
Hepsi avukat tutuyor.