English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Leaking

Leaking traduction Turc

1,251 traduction parallèle
Number two, you've got a derelict piece of shit out front e that's leaking oil all over th e grass and it's going to requir , an environmental soil test which you're liable for.
İkincisi, kapının önünde çimenlere yağ akıtan ve... çevresel toprak testi yaptırmanı gerektiren, ki bu senin görevin lanet olasıca sikik bir hurda yığını var.
And the roof over our heads is leaking.
Çatısı akan evin reisi.
Leaking?
Akıyor mu?
And if it's leaking here or here, then it's dumping oil under the main ballast, which means that every time we surface or dive... We leave an oil slick.
Eğer oradan buradan sızdırıyor ise, ana safranın altına da sızdırıyordur, bu da her yükseldiğimizde ya da daldığımızda... yağ izi bırakıyoruz demektir.
Shit, sarge, you're leaking like a sieve!
Kahretsin, çavuş, çok kanıyor!
It's still leaking, as you can see.
Gördüğün gibi hala sızdırıyor.
I've got to be in Naestved in an hour. Fuck, it's leaking!
- uzak duramadık ha
There's water leaking from our ceiling.
Yukarıda tavanlarımız su damlatıyor.
Is it leaking heavily now?
Şu an sızıntı çok mu?
There came an old woman and wanted some milk, and I gave her a package which was leaking, put it on the counter and she said :
İhtiyar bir kadın gelip süt istedi. Ben de altından sızan bir kutu sütü tezgâha koydum kadın da "Bu kutu delik." dedi.
and I said : It's not leaking to me, it's leaking to you, and charged her for it.
Ben de "Bence delik değil, parasını vereceksin." dedim.
The fuel tanks are leaking antiprotons.
Yakıt depoları anti-proton sızdırıyor.
I've been leaking information to certain media contacts.
Medyadaki bağlantılarımıza bilgi sızdırıyorum.
Well- - No, it's still leaking.
Hayır, hâlâ akıyor mu?
- Saw one hole but it wasn't leaking air.
Bir delik gördüm ama hava çıkmıyordu. - Yardıma ihtiyacın var mı?
- Miss, my colostomy bag is leaking.
Bayan, kolostomi torbam sızıntı yapıyor.
Leaking plasma burned through the hull.
Sıvı plazma gövdeyi yaktı.
He was leaking vital fluids in the passageway.
Koridor boyuna hayati sıvıları akmıştır.
If you can't capture a wounded target you'll be leaking vital fluids as well.
Eğer yaralı bir hedefi de yakalayamazsan senin de hayati sıvılarının akacağını garanti ederim.
Good, the next time the roof in the diner's leaking... I'll just rip the stupid thing off.
Güzel, bir dahaki sefere restoranın çatısı aktığında, o aptal şeyi söker atarım.
It's leaking oil.
Yağ sızdırıyor.
Maybe you've got structural damage in your chimney... and water's leaking in.
Belki de bacanızda bir çatlak falan vardır... ve içeri su sızıyordur.
That was before the plumbing started leaking.
Borular akmaya başlamadan önceydi bu.
I'm definitely leaking that shit.
Kesinlikle bilgi sızdıracağım.
The air conditioner was leaking, bastard.
Bu su kokuyor!
The toilet tank? The water was leaking, so I went to lift the- -
Su akıtıyordu, ben de açtım...
The TV's leaking!
TV'den su sızıyor!
- Your car's leaking transmission fluid.
- Şanzımanın yağ kaçırıyor.
Take a look. It's already leaking.
Baksana, sızmaya başladı bile!
But without it, the tractor won't stop leaking.
Almazsam traktörün sızıntısı durmayacak.
Hey, babe, is that leaking down there? Yep.
- Bebeğim, çatı akıyor mu?
- You want me to call the grownup back? - You're probably leaking beans.
- Çağırmamı ister misin diğerini?
A leaking ceiling, but it has not been mended.
Onarılmamış akan bir tavan.
Your faucet was leaking, the lights were going dim!
Muslugun akitiyordu, isiklarda sonmek uzereydi!
You should unplug it because it's leaking gas.
Fişten çıkarmalısın çünkü gaz kaçağı var.
Deep beneath the ground through a weak spot in the earth's crust, molten rock or magna has been leaking, a big plus of rock in the neck of the volcano blocks its exit.
Yeryüzünün, derinliklerinden kabuğuna doğru, zayıf bir yerden erimiş kaya ya da magma sızmaktadır. Çıkış noktası, yanardağ bloklarının ensesindeki büyük bir kaya çıkıntısı.
Shocks pinned with wire, gas tank leaking.
Tele sürttürmüssün, benzin deposu sızdırma yapıyor.
If the CIA uses regression therapy to find out who he's been leaking information to, our Los Angeles asset will be compromised.
CIA, Tippin'in kime bilgi sızdırdığını öğrenmek için geri dönüş terapisi uygularsa Los Angeles'taki kaynağımız açığa çıkabilir.
How much you want to bet this thing's leaking radiation?
Sence ne kadar radyasyon yayıyordur?
Leaking can be brought on by stress.
Süt gelmesi stresten olabilir.
First officer thinks the fuselage was leaking... from the shoot-out.
Gelen ilk memura göre çatışmadan dolayı gövde de sızıntı varmış. - Etrafta yaralı var mı?
Our reactor's leaking.
Reaktörümüz sızdırıyor.
Well, yes, but your problem was caused by water leaking under the house from a clogged drainpipe in your backyard.
Evet ama sizin sorununuz arka bahçenizdeki tıkalı gider borusundan evin altına sızan suyla ilgiliymiş.
I don't know. Doug, the man told you water was leaking into our house.
Adam sana evinize su sızıyor demiş, Doug.
A pipe under her bedroom basin was leaking, so I had Mike Wetherby in to sort it out.
Yatak odasının altındaki su borusunda sızıntı varmış ben de olayı çözmesi için Mike Wetherby'ı çağırdım. - Mike Wetherby mı?
It's leaking.
Akıntı yapıyor.
It was caused by a severely leaking heart valve.
Kalp kapakçıklarından birinde sızıntı vardı.
Christine Dale will be jailed for leaking a top-secret communication.
Christine Dale çok gizli bir bilgiyi sızdırdığı için hapse atılacak.
Morty, what's wrong with your thing there? You're leaking'feathers.
Morty, orada ne var öyle?
- Looks like the engine's leaking, Mason.
- Görünüşe göre motor yakıt sızdırıyor, Mason.
A leaking pipe.
Hemen şurada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]