English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Learning

Learning traduction Turc

6,278 traduction parallèle
You're learning.
Öğreniyorsun.
- Oh, you're really learning.
- Gerçekten öğreniyorsun.
Now, the first step in learning how to cook is learning how to taste.
Nasıl pişireceğini öğrenmenin ilk adımı nasıl tat alacağını öğrenmektir.
We worked together for months, and today I wake up to find I'm learning at the knee of a paranoid.
Aylardır birlikteyiz ve sabah kalkıp bir paranoyak olduğunu öğreniyorum.
No, but I figure it's learning like you do best, by surviving.
Hayır ama en iyi öğrendiğin zamanın hayatta kalmaya çalıştığın zamanlar olduğunu fark ettim.
Learning the family trade, backing up my dad.
Aile geleneğini öğreniyorum, babama destek oluyorum.
And learning is always easier when you're enjoying yourself.
Ve eğlenirken öğrenmek her zaman daha kolaydır.
After six weeks of being cosseted underground with their families, young jerboa finally emerge to spend their first night alone, learning to catch food.
6 hafta boyunca, yer altında ailesiyle birlikte yaşadıktan sonra genç Araptavşanı, sonunda ilk yalnız gecesini dışarıda geçirmek ve avını yakalamayı öğrenmek için çıktı.
Learning to take care of yourself is a tiring business.
Kendinize bakmayı öğrenmek yorucu bir iş.
A black-footed albatross on the brink of adulthood and learning to fly.
Bir Siyah Ayaklı Albatros yetişkinliğin eşiğinde ve uçmayı öğreniyor.
Learning to control a six-foot wingspan in a gusty sea breeze takes practice.
3 metrelik kanatla sert esen rüzgârlı denizde uçmak alıştırma yapmayı gerektirir.
CUB BREATH ES STEADILY She's learning to take care of herself in a very dangerous world.
Çok tehlikeli bir dünyada kendi başının çaresine bakabilmeyi öğreniyor.
Growing up is not just about learning to survive.
Büyüme, sadece hayatta kalmayı öğrenmekten ibaret değil.
Learning the art of seduction can also be a vital part of becoming an adult.
Baştan çıkarma sanatını öğrenmek de yetişkin olmanın önemli bir bölümü olabilir.
They have spent their lives so far playing and learning together.
Şimdiye kadar hayatlarını birlikte oynayarak ve öğrenerek harcadılar.
Animals fortunate or skilful enough to reach independence now face a new challenge - learning to compete in the adult world.
Özgürlüğe kavuşmak için yeteri kadar talihli veya becerikli olan hayvanlar, şimdi yeni bir zorlu görevle yüzleşiyor - yetişkinler dünyasındaki rekabeti öğrenmek
Its mother is a handy opponent for a young joey learning the basics.
Annesi yavrunun temel eğitimi için kullanışlı bir rakip.
But there is a way to shortcut the learning process.
Ama öğrenme sürecinde kısa yol diye bir şey yoktur.
And a young female, a future parent, is learning by playing mum with someone else's baby.
Ve gelecekte ebeveyn olacak genç bir dişi annelik yapmayı başkasının bebeği ile oynayarak öğreniyor.
Kind of like learning on my honeymoon that I wasn't going to have sex was all new for me.
Bal ayımda seks yapmayacağımı öğrenmemin benim için yeni olması gibi.
I'm learning.
Öğreniyorum daha.
Learning Quran to become all around good person.
Tüm iyi insanlar gibi Kuran öğreniyoruz.
As long as we are learning from our mistakes, we are safe.
Neyse hata yaptıkça öğreniriz, şimdilik güvendeyiz.
But nothing compares to learning firsthand lessons of history.
Ama tarihi ilk elden öğrenmek gibisi yok. Öyle değil mi, Sherman?
Oh, we've been learning Nari, which is kind of like Farsi, over at basic because my reserve unit was going to be going over by Afghanistan...
Biz birlikte Narice öğreniyorduk ki bu Farsça'ya çok benziyor çünkü benim birliğim Afganistan'a gidecekti.
I have been learning to play the piano in Rehavia ( In Jerusalem ) for 3 years now.
Kudüs'te üç yıldır piyano öğreniyorum.
We're going as culinary tourist interests of Mr. Sawyer, and we're all here, learning and taking pictures of culinary.
Bay Sawyer'ın misafirleri olan gastro turistler olarak gidiyoruz ve hepimiz aşçılıkla ilgili şeyler öğreniyor ve resimler çekiyoruz.
He saw them as instruments of learning.
Onları öğrenme aracı olarak görüyordu.
Still learning my trade.
Hâlâ mesleğimi öğreniyorum.
An apprentice still learning his trade.
Hâlâ işini öğrenmekte olan bir çırağı.
Learning issues, behavioral stuff, all of it.
Öğrenme sorunları, davranışlar şeyler falan.
It's got a multi-modal approach towards treating children with learning issues, particularly ADHD.
Öğrenme bozukluğu çeken çocuklarda özellikle DEHB, çoklu model yaklaşımına sahip.
I've been learning to love myself.
Kendimi sevmeyi öğrendim.
But with so few undergoing the procedure, everyone of.. Our patients is a learning process. It's just for now, alright?
Bu operasyondan geçen çok az hasta olduğu için bu sadece öğrenme süreci, tamam mı?
I make a point of learning all the names of my favourite customers.
Kendime bütün en iyi müşterilerimin adını öğrenmek gibi bir hedef koydum.
You're still learning.
Hala öğrenme aşamasındasın.
No, it's a learning exercise.
Hayır, öğrenmek için bir egzersiz.
Either I forgot how to play chess last night, or you just started exhibiting a super, exponential learning curve.
Ya ben dün gece satranç oymayı unuttum ya da sen olağanüstü bir öğrenme ivmesi gösteriyorsun.
It's third order emotive reasoning, not adaptive learning.
Duygusal muhakeme üçüncü sırada, uyarlanabilir öğrenme değil.
Okay, but I'm just learning, so you can't make fun of me.
Tamam ama öğrenme aşamasındayım o yüzden dalga geçme.
I'm still learning I guess.
Hâlâ öğrenme aşamasındayım.
You have a learning disability, dude. Excuse him.
Onun mallığını zamanla öğreneceksin dostum.
Or is it self-learning?
Yoksa "kendi kendine öğrenebildiğin" mi olacak?
Oh, we were learning'about this in history, right?
Tarih dersinde öğrendiğimiz şeyler, değil mi?
No more learning ever!
Artık öğrenmek yok!
- Yeah, if I was learning loads, yeah.
- Evet, bir şeyler öğrenebilirim.
And then the Shea butter on his tush before his PJs and then 20 minutes with the nebulizer while I read his Learning Factory Phonics book to him.
Sonra pijamalarını giymeden önce poposuna karite yağı süreceğim ve ardından 20 dakika fısfısını sıkarken Öğrenme Fabrikası Ses Eğitimi kitabını okuyacağım.
No, I'm not learning, and
Hayır.
You're learning how to ride a bike.
Bisiklet sürmeyi öğreneceksin.
- That is good, because there is no learning how to be leading. - I am happy to be following you, sir.
- Bu iyi.
You like learning things, don't you?
Yeni şeyler öğrenmeyi seviyorsun değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]