Leave me out of this traduction Turc
110 traduction parallèle
Leave me out of this.
Beni işine karıştırma.
- Leave me out of this.
- Beni bu işin dışında tut.
Oh, leave me out of this.
Bu konuyu kapatalım.
I'm sorry, girlie, you've got to leave me out of this.
Üzgünüm kızım, beni bu işe karıştırmayın.
Leave me out of this.
Beni karıştırmayın.
Leave me out of this.
Beni karıştırma.
You leave me out of this!
Beni buna karıştırma!
- Hey, leave me out of this.
- Hey, beni bunun dışında bırak.
Leave me out of this.
Beni bu işin dışında tut.
Leave me out of this.
Beni buna katma.
Leave me out of this. I'm not sorry.
Beni bu işe bulaştırma Özür dilemiyorum.
Just leave me out of this, alright?
Beni bu olayın dışında bırakın oldu mu?
- Oh, leave me out of this, Homer.
- Beni bulaştırma bu işe, Homer.
Don't leave me out of this, Max, please.
Beni bunun dışında bırakma, Max, Lütfen.
Hey, leave me out of this.
Beni bu işe karıştırmayın.
Just leave me out of this for now.
Sadece beni, şimdilik, bunun dışında tut.
Why don't you buy some brownies, put it in and leave me out of this?
Neden siz kek alıp, içine koyup, beni de bunun dışında bırakmıyorsunuz?
- Leave me out of this.
- Beni buna karıştırmayın.
Don't leave me out of this.
Beni bu işin dışında tutma.
Leave me out of this.
Beni bu işe karıştırma.
- Leave me out of this.
- Beni karıştırma. - Lütfen beni de.
But... Please... leave me out of this.
Ama lütfen beni bu işe karıştırmayın olur mu?
No, you leave me out of this.
Hayır, beni bu işe karıştırmayın.
- Leave me out of this.
Beni bunun dışında bırak.
Hey, leave me out of this.
Hey, beni konudan uzak tut
So leave me out of this.
Beni bu işin dışında bırak.
WITCH Jeong-ah leave me out of this.
CADI Jeong-ah Beni geçin.
Let's leave me out of this for the moment.
Hadi bir anlığına beni dışarıda tutalım.
Just leave me out of this.
Beni bu işe karıştırma.
I told you to leave me out of this.
Beni bu işe karıştırmamanı söylemiştim.
Leave me out of this, Manuel.
Ben bu işte yokum, Manuel.
Man, leave me out of this.
Kahretsin, Sergei.
- I am warning you, leave me out of this.
- Seni uyarıyorum, beni bunun dışında tut.
- Leave me out of this!
Durun. Beni bu işe karıştırmayın.
It was very kind of you to leave this out for me.
Bunu benim için bırakmanız ne büyük incelik.
I won't make a big deal out of this, but let me leave you with one thought.
Bunun dışında büyük bir anlaşma yapmayacağım ama bir öğüt vererek bitiriyorum.
- Leave me out of this.
Beni karıştırmayın.
- Leave him out of this. You're not doing this for him or for me.
Bunu onun veya benim için yapmıyorsun.
You can't run over everybody in this league, and every time you do, you leave one of your teammates hanging out to dry - me in particular!
BU TAKIMDAKi HERKESi GORMEZDEN GELEMEZSiN, BUNU HER YAPTIGINDA BiR TAKIM ARKADASINI OZELLiKLE DE BENi ZOR DURUMDA BIRAKIYORSUN!
Leave me out of this.
Beni bunun dışında tut.
"I come from this poor, Texas-Irish, illiterate fucking background so leave me out of it because my people got fucked over"?
Ben İrlanda asıllı cahil bir Teksaslı'yım, beni bu işe karıştırmayın, benim halkım... -... çok kazık yedi dedi mi?
You leave her out of this, you hear me?
Onu yalnız bırakmalısın, duyuyor musun beni?
- Leave me out of this.
Saçmalama.
So that I can tell you what a motherfucking piece of shit you are for not telling me, for shutting me out, for thinking that you could handle this on your own, and most of all, for thinking that I would leave you.
Sana, benden sakladığın için, bana bağırdığın için, tek başına başa çıkabileceğini düşündüğün için ve en önemlisi de seni terk edeceğimi düşündüğün için sana tam bir pislik olduğunu söyleyebileyim diye.
Now, please, just leave me alone while I work on getting myself out of this.
Şimdi lütfen bundan kendimi kurtarmak için çalışırken beni yalnız bırak.
If these guys don't get Uncle Simon out of jail by six o'clock this evening call me right away at the hotel and leave a message.
Simon dayın akşamüstü altıdan önce serbest bırakılmamış olursa hemen oteli ara ve mesaj bırak. - Tamam.
And by this time I was gambling away most of my daughter's college tuition, my wife was about to leave me or throw me out.
O sırada kızımın üniversiteye gitmesi için ayrılmış parayı kumarda kaybetmiştim. Karım ya beni terk edecekti ya da kapı dışarı edecekti.
I am the best chance your baby has of survival but I will walk out of this hospital right now and leave you, your baby and your son's lives to some nervous OB resident if you lie to me again.
Bebeğini yaşatabilecek en iyi hekim benim, ama eğer tekrar yalan söylersen burayı terk edeceğim ve seni, bebeğini ve oğlunu birkaç sinirli asistana bırakacağım.
If he finds out that you know about this, any of this, he's gonna kill me, or you, or... oh, just... just leave!
Bunun hakkında bilgin olduğunu bilirse, beni öldürür ya da... Sadece... Sadece git!
Hi, this is Helen, I'm out of town till Saturday, so if you need to contact me... leave a message after the beep.
Selam, ben Helen, Cumartesi gününe kadar şehir dışında olacağım, isterseniz uyarı sesinden sonra mesaj bırakabilirsiniz.
Look, if they're gonna sell this place and cash out and leave me with no job, then I should get some of that cash, man.
Bak, eğer bu mekanı satarlar ve paranın dibine vurup beni işsiz bırakırlarsa o zaman o paranın birazını da ben almalıyım, abi.