Lefty traduction Turc
513 traduction parallèle
I'm pretty influential as "Lefty Hiroshi."
"Sol kroşe Hiroshi" olarak nam saldım.
No, have Lefty radio all the cars.
Hayır, Lefty bütün arabalara telsizle haber versin.
Lefty, how do you like being a stooge?
Lefty, emir kulu olmayı seviyor musun?
Take your hand off that heater, Lefty.
Silahını bırak Lefty.
Get him out of here, Lefty.
Çıkar onu buradan Lefty.
Lefty and a couple of the boys will go with you.
Lefty ve birkaç adamım sana eşlik etsin.
Lefty Jackson goes out and gets his gun.
Solak Jackson dışarı çıkıp, silahını aldı.
Pretty soon, Lefty just touched the trigger a little... and the gun went like that.
Biraz sonra Solak, tetiğe hafifçe dokundu... ve silah ateş aldı... İşte böyle.
Last time I saw you was when I was taking slugs out of Lefty Jackson's chest.
Seni en son Solak Jackson'ın göğsünden kurşunları çıkardığım gün görmüştüm.
Yeah, it's a birthday party for Lefty Rogan's kid.
Lefty Rogan'ın çocuğunun doğum günü.
The little tomato. You know Lefty's missus?
Lefty'nin karısını tanıyor musun?
Where's Lefty?
Lefty nerede?
So long, Lefty.
Görüşürüz Lefty.
Lefty Aiken.
- Nasılsınız?
- Hello, Rusty. Lefty said you'd checked in.
- Lefty geldiğini söylemişti, nasılsın?
You got 20 boxes of 50-caliber there.
Orada 20 kutu 50 kalibrelik var. 12'sini Lefty'ye ver.
Lefty, you stand by to run a messenger trip daily at 900.
Lefty, sen de her gün sabah 9'da haber göndermek için hazırda bekle.
Dig in at every bridgehead and pass, Lefty.
Her köprübaşı ve geçişe kazın Lefty.
- He's also a lefty. Yeah?
- Solak.
- Lefty Smith, Whitey Franks and Kid Jones.
- Lefty Smith, Whitey Franks ve Kid Jones.
Then Lefty.
Sonra Lefty.
Hello, Lefty.
Merhaba, Lefty.
No, you're a lefty ain't you?
solcu değil mi?
He's a friend of that Lefty Gowers, isn't he?
Lefty Gowers'in arkadaşıydı değil mi bu Burke?
( bartender ) THAT'LL BE 80 CENTS, LEFTY.
80 sent tutuyor, Solak.
TELL HIM, LEFTY, TELL HIM WHAT YOU NEED.
Söyle, Solak. Neye ihtiyacın olduğunu söyle ona. İhtiyar buraya her gece gelir.
A NEW LEFT ARM? YEAH, LEFTY WAS QUITE A PITCHER IN HIS TIME.
Solak, zamanında esaslı bir atıcıydı.
YOU CAN'T PITCH WITH THAT ARM ANYMORE, LEFTY, [telephone rings]
O kolla artık atış yapamayabilirsin, Solak. Ama belki kazı yapabilirsin.
( man ) LEFTY.
- Evet?
I'm a lefty.
Sol elimi kullanıyorum.
"Lefty, bring me my drink!"
Bazıları bana içki bile ısmarlardı. İçki içelim mi Solak derlerdi.
"Lefty"?
Sana neden Solak derlerdi?
Lefty will go with you.
Burada kalamam.
I'll go get Lefty.
Ben eldivenleri alayım.
I'm eating Corporal and Lefty's soup!
Ben çorba içeceğim, Onbaşı ve Lefty'in çorbasını da ver!
How d'ya say "lefty"?
"Solcu" nasıl diyorsunuz?
Harvey's a lefty. Uh-huh.
Evet, Harvey solaktır.
In 15 minutes, Lefty and Big Red walk into the hotel and start shooting up the place. 10.
15 dakika içinde, Büyük Kırmızı Otel'den içeri girip etrafa ateş açmaya başlayacaklar.
And Lefty and what's-his-name are--are--are--are shooting up the hotel lobby.
Lefty ve diğerinin adı neydi, onu unuttum otel lobisinden ateş edecekler.
He was a lefty.
Solaktı.
That's why we called him a lefty.
Bu yüzden ona solcu derdik.
Lefty got sick.
Lefty hastaydı.
HIYA, SLATS. UH, MY NAME IS LEFTY.
Uzak mesafeden Bayan Sybil Dorsett aranıyor.
Shorty Long, Lefty Aiken....
Bu Shorty Long, bu da Lefty Aiken...
- Thank you.
- Teşekkürler. - Lefty Aiken.
Give 12 to Lefty. Now hear this.
Şunu bir dinleyin.
A lefty.
Solak.
DIDN'T IT, LEFTY?
İyi biliyorum.
- I'm not a lefty.
"Mancino." - Hayır, solcu değilim.
Hey, there, Lefty.
İşte buradasın.
HOW DO YOU DO, LEFTY?
Merhaba.