English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Lego

Lego traduction Turc

251 traduction parallèle
How about one of those Lego things?
Şu Lego şeylerine ne dersin?
- Lego.
- Lego.
Is that real Lego?
Bu gerçek Lego mu?
I haven't got any Lego.
Benim hiç Legom olmadı.
Dad was to make Lego out of wood for me... but he only made two pieces.
Hayır babam ağaçtan bana legolar yapacaktı. Ama sadece iki parça yaptı.
Build some Lego castles.
Sonra legodan kale yaparız.
What, are you kiddin'? Now I'll have to finish building lego city by myself.
Lego şehrini tek başıma bitirmekten kurtulurum.
Four score and seven blocks ago, my - Aah! Aah!
Dört puan ve yedi lego önce, benim...
Ow! Why did I get this LEGO shirt?
Niye bu LEGO tişörtünü satın aldım?
- So, how's that new block I got ya?
- Yeni lego parçası nasıl?
Well, we spent three hours in Casey's room... and all we found out is that he collects mud flaps.
3 saattir Casey'in odasındayız. Ve bizim tek bulabildiğimiz lego koleksiyonu olduğu...
Mommy will buy you the Harry Potter Lego, too.
Annen de sana Harry Potter Legosu alacak.
She loves drawing and playing with Lego.
Resim çizmeyi ve legolarla oynamayı seviyor.
- What idiot... leaves a LEGO set right in front of the door?
- Hangi salak kapının önüne LEGO'larını bırakır ki?
Oh, hey, while you're visiting, here's my LEGO set and a picture... of the space command center.
Hazır buradayken, LEGO setimle uzay komuta merkezinin fotoğrafını da al bakalım.
If the government found out you dumped nuclear waste under Lego Land...
Hükümet eğlence parkının altına nükleer atık boşalttığınızı öğrenirse...
We don't pull lego organs out of your roommate and,... stick them in you.
Lego gibi oda arkadaşlarının organlarını... çekip çıkarıp sana takmıyoruz.
It's like Lego. It's all sort of pretense.
- Sanki Lego gibi, herşey oyunun bir parçası
Those lego dinosaurs you made were pretty fucking amazing.
Yaptığın lego dinozorlar epeyce hayret uyandırıcıydı.
- Legos...?
- Lego?
The inside still looks like Lego Land.
İçerisi hala lego diyarı gibi.
Threw your lego in the lake why'd you wanna go do that for?
Threw your lego in the lake why'd you wanna go do that for?
I gonna put a Lego up my arse. I'm not doing that.
Kıçıma Lego sokacağım, bununla oynamam...
Her dinosaurs are ugly and she doesn't have a lot of Lego's.
Dinozorları çok çirkin ve onun çok fazla Lego'su yok.
Boys, get Mama's plastic stripper shoes out of your Lego box.
Çocuklar, topuklu ayakkabılarımı lego kutunuzun içinden çıkartın.
Your bumper car got T-boned at Legoland, Probie?
Lego diyarında çarpışan araban hurda mı oldu çaylak?
Tissue characterization is impossible when the pixels are the size of Legos.
Pikseller, lego büyüklüğündeyken doku karakteristiği yapmak imkansız.
Like clicking Lego together.
Lego gibi bir araya getirdim.
I begged and I begged, but all I got Was a stupid lego set Because my feminist mom didn't want me conforming
Yalvarıp durdum, ve tek aldığım aptal bir logo setiydi çünkü benim feminist annem benim klasik cinsiyet geleneklerine uymamı istemiyordu.
- What about my Lego house?
- Peki ya benim "Lego" evim.
I trod on a piece of Lego.
Lego parçasına bastım.
- Lego Star Wars!
- Fairy Barbie. - Fairy Barbie. - Lego Star Wars!
Matter of fact, Lego wants to sponsor me this year.
İşin gerçeği, Lego bu sene bana sponsor olmak istedi.
Well, you might also want to apologize to the customer who found a Lego in her pizza.
Ayrıca pizzasının içinden lego çıkan müşteriyi de arayıp özür dileyebilirsin. Aman Tanrım.
Jerome hates my deadly accidents, because afterwards Mom won't let us hide in the freezer or play Lego in the middle of the street.
Jerome, benim ölümcül kazalarımdan nefret eder çünkü sonrasında ; annem, dondurucuya saklanmamıza ya da cadde ortasında lego oynamamıza izin vermez.
Professionals who play Lego?
Lego oynayan profesyoneller mi?
I want the Lego gone tomorrow or I'll throw'em out.
Legoların yarın gitmesini istiyorum, yoksa ben atarım.
Starting over is like starting a new Lego house.
Yeniden başlamak, legodan bir ev yapmaya benzer.
I got him legos.
Ben lego almıştım.
You're vulnerable to an enfilade from Lego artillery.
Lego topçular için burası savunmasız.
Lego Utilization for Negating Crisis Hierarchies.
Hiyerarşilerde Krizden Kaçınmak için Lego Yapımı
It's a competitive team-building exercise where one person directs his teammates in the construction of a Lego model that only he can see.
Bu rekabete dayanan bir takım kurma egzersizi. Bir kişi, takım elemanlarının sadece kendisinin gördüğü bir lego modelini yapması için yönlendiriyor.
So when I helped you win that Lego thing when I thought we were having fun together I was actually embarrassing you?
Yani sana o lego şeyinin kazanmanda yardım ederken, beraber eğlendiğimizi sanırken, aslında seni utandırıyor muydum?
Well, that was taken at legoland.
Şey, o fotoğraf lego dünyasında çekilmişti.
Lego spaceship, poorly assembled.
Lego uzay gemisi, kötü birleştirilmiş.
And I love her braces. I hope when I get that old, I'll have braces, too. With your luck, you won't need braces.
Bir keresinde bütün blok yığınlarını raflardaki kitapları ve bütün Lego parçalarını aldım ve hepsini yerlere saçtım ki tek başı belaya giren Annabel olmasın diye.
I've got Lego.
Lego'larım var.
It's probably some stupid Legos or something.
Büyük ihtimalle Lego ya da benzeri aptalca birşeydir.
I eat Legos.
Ben LEGO'yum.
After the war there was like bombed-out buildings that had loads of bricks, so we didn't need Lego.
Lego'ya ihtiyacımız yoktu. Gerçekleri vardı.
- No!
- Lego Star Wars!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]