Legos traduction Turc
113 traduction parallèle
Once I took all my piled-up blocks and the books on the shelves and the big bag of marbles and the LEGOs and threw them so Annabel wouldn't be the only one getting in trouble.
- Daha iyi misin? Hadi, eve gidelim. Tatlım, nerede kaldın?
- One of my legos.
- Legolarımdan biri.
Does he play with Legos?
Legolarla oynar mıydı?
The building could have been made out of Legos.
Bina legolardan yapılmış da olabilirdi.
I still have some of my Legos.
Hala bir kaç legom duruyor.
I have to go play with my Legos.
Gidip legolarımla oynamalıyım.
- I'm talking Legos.
- Legos desem yeter.
These hotels are made of Legos.
Bu oteller legoyla yapılmış.
Played with legos until I was 17 and I go to a colorist because I'm prematurely gray.
17 yaşıma kadar Legolarla oynadım ve bir renk uzmanına gittim, ben renk körüyüm. İşte gerçekler.
- Legos...?
- Lego?
Let's see if we can snap these legos together, huh?
Bakalım, bu yap-bozun parçalarını birleştirebilecek miyiz.
Tissue characterization is impossible when the pixels are the size of Legos.
Pikseller, lego büyüklüğündeyken doku karakteristiği yapmak imkansız.
Well, my six-year-old nephew plays with Legos.
6 yaşındaki yeğenim Legolarla oynuyor.
Porter's hogging all the legos.
Porter bütün legoları aldı.
For used legos and a potty chair?
Kullanılmış legolar ve mini sandalyeler için mi?
- Yeah, you know, in case it's little Timmy's birthday, and somebody's a handful of Legos short, or whatever.
- Evet, mesela küçük Timmy'nin doğum günüdür ve birisi ona oyuncak almasında yardımcı olur.
Now why don't you patch things up with Mr. Griffin by showing him your Legos?
Peki şimdi neden bazı şeyleri düzeltmek için Bay Griffin'e legolarını göstermiyorsun?
You got Legos?
Legoların mı var?
They also want me to wear shoes made out of Legos.
Legolardan yapılmış bir ayakkabı giymemi de istediler.
I got him legos.
Ben lego almıştım.
Before being accepted in the... UNICEF program in Legos, where he has been for the past four months.
Legos'taki UNICEF programına kabul edilip dört ay boyunca orada kalmadan önce.
Well, the GI Bobs are gonna surprise attack those Legos.
Şey, GI Boblarla bu legolara süpriz bir atak yapıcam.
Once the Legos get to the kill zone, no matter what they do, they're toast.
Önce Legolar çatışma noknasına gidicek, ne yaptıkları önemli değil onlar yem.
Say thank you to Drew for teaching you how to attack your Legos.
Drew'e teşekkür etmelisin Legolarla nasıl saldırı yapılıcağını öğrettiği için.
This isn't like playing with Legos.
Bu iş legolarla oynamaya benzemez.
The guy has a box of Legos in the closet that he still plays with.
Adamın dolabında legoları var ve hâlâ da oynuyor. O bir sanatçı.
I bet you were really good at Legos as a kid.
Eminim küçükken Legolarla aran iyiydi.
Legos?
Legolar mı?
I know what Legos are.
Legonun ne olduğunu biliyorum.
- Dad, come play Legos with me.
- Baba, benimle lego oynasana.
You build your own hell, but I give you the Legos.
Kendi cehennemini kendin yaratırsın. Ben sadece sana parçaları veririm.
You love your old Legos and refuse to give them away, no matter what your mom says.
Eski Lego oyuncuklarını seviyorsun ve annen ne derse desin onları atmasına karşı çıkıyorsun.
He's gonna go play with his Legos and his cars.
Gidecek legolarıyla, arabalarıyla oynayacak.
The legos that Dean shoved into the vents... to this day, heat comes on and they can hear'em rattle.
Dean'in havalandırmaya attığı legolar. Bugün bile sıcak hava geldiğinde tıkırdadıklarını duyuyorlar.
'Cause let me tell you, it's not enough to make the Legos move, they also have to capture your heart.
Söylemem lazım ki, Lego'ları hareket ettirmek yetmiyor insanın kalbine dokunması lazım.
I only scheduled legos from 4 : 55 to 5 : 19, which leaves me two minutes of transition time till my mom comes.
Legolarla oynamak için sadece 24 dakika ayırmıştım ki annem gelene kadar hazırlanmama da 2 dakikam kalıyor.
I know how you like legos.
Legoları sevdiğini biliyordum.
Little late for Legos, ain't it?
Legolarla oynamak için saat geç değil mi?
As someone who just finished spending the majority of his life in prison, what happened with legos?
Hayatının çoğunu hapishanede henüz harcamış biri olarak, legolarla ne oldu?
Legos were simple.
Legolar basitti.
Harry Potter legos, Star Wars legos.
Harry Potter legoları, Star Wars legoları.
I'll just sit there and put legos together,'cause it just... you got an instruction book, and you just sit there, and you do exactly what something else tells you to do instead of you having to tell everybody what to do.
Talimat kitabı var, oturuyorsun, insanlara ne yapmaları gerektiğini söylemek yerine talimat kitabından ne yapman gerektiğini öğreniyorsun.
Have you considered Legos?
Legoları düşündün mü?
Hey, man, how is this supposed to be right if you made it out of Legos?
Dostum, bu şeyi Legolardan yapıyorsan nasıl doğru olabilir ki?
– My Legos.
- Legolar benim.
- I took away his legos.
- Legolarını almıştım.
Those are Legos.
Onlar Lego.
But what you don't know is that these are... phase one Legos.
Ama sizin bilmediğiniz bunlar, birinci aşama Legoları.
It's probably some stupid Legos or something.
Büyük ihtimalle Lego ya da benzeri aptalca birşeydir.
I eat Legos.
Ben LEGO'yum.
Cool, legos.
Süper, legoymuş.