Leis traduction Turc
31 traduction parallèle
I got scared I'd get tired from those leis around my neck.
Boynuma takılan çiçeklerden yorulmaktan korktum.
We'll have topless leis, man.
Üstsüz kadınlar.
I hope your leis shrivel up and die.
Umarım takdığınız çiçek kolyeniz buruşur ve ölür.
Mr. Leis, if you will.
Bay Leis, buyrun.
Leis have a look around first, so the kitchen can air out.
Önce etrafa bakalım ve bu arada duman da çekilir.
- Oh, yes, with orchid leis.
- Evet, birde orkide kolyesi takarlar.
Who's the couple with the leis?
Boyunlarında çelenk olan çift kim?
These crazy Hawaiians, you know, with their leis and whatnot... they tend to get a little familiar, you know what I mean?
Şu çılgın Hawaiililer, bilirsin, çelenkleri ve zımbırtılarıyla yakınlaşmaya çalışıyorlar, ne demek istediğimi anladın mı?
- Mai tais, leis.
- Mai tais, leis.
They need so many leis there.
Çiçek çelengi lazım oluyor.
Yes, sir. I'm soaking the leis with it.
Evet, efendim. Çiçek kolyelerini nemlendiriyorum.
Maybe you're allergic to the leis.
Havai çiçek kolyelerine alerjiniz olabilir.
They're especially fond of those fucking leis.
Özellikle lanet olası çiçek kolyelerine de bayılırlar.
Hawaiian shirts and leis are recommended for entrance.
Giriş için Hawaii gömlekleri ve çiçek kolyesi tavsiye edilir.
Because le Ian iaik lin leis.
Çünkü liz L lili lilmek.
Le Ian iaik lin leis.
Liz L lili lilmek.
I Ian iaik in leis!
Len L'ce liliyorum.
May I take your leis?
Çiçekleri alayım mı?
We're making flower leis.
Başka bir şey değil.
They are indigenous to Hawaii and are traditionally utilized to make ceremonial leis, capes, and sometimes even cooking utensils.
Hawaii'ye özgüdür ve geleneksel olarak tören çelenklerinde, pelerinlerde ve bazen de yemeklerde kullanılır.
Like leis?
Çelenk gibi mi?
Okay, visceral what?
Tamam, leis ne?
Just the two of us, the beach, wearing leis around our necks, matching linen shirts, sand tickling our toes.
Sadece ikimiz, plajda, boyunlarımızda kolyeler birbiriyle uyumlu keten tişörtlerimiz, ve kum ayak parmaklarımızı gıdıklıyor.
I got leis.
Boyun süsleri de aldım.
So, take a picture, leave your leis, and rub...
Fotoğraf çekin, Hawaii kolyenizi bırakın ve...
Leis go.
Gidelim.
And you have the nerve to sit here and not hire this man to hand out leis and sell VCRs? !
Sense burada oturmuş, süs dağıtması ve videokaset kaydedicisi satması için işe almamaya cüret ediyorsun.
Leis! Coconuts?
Hindistan cevizleri!
Leis?
Çiçek kolyesi mi?
Where are the leis?
Boynumuza asılan süs nerede?