Lend traduction Turc
3,435 traduction parallèle
Brothers, lend me cover fire!
Kardeşler, onları bana bırakın!
Can you lend me 30.000 TL?
Bir 30 bin lira bana borç verebilir misiniz acaba?
I need money badly, if you can lend me 30.000 TL for God's sake,
Yani çok sıkıntıdayım. Allah rızası için bana bir 30 bin lira borç verirseniz geri ödemesini yapacağım.
Could you bear to lend me your typewriter for an hour?
Bir saatliğine daktilonuzu alabilir miyim?
I'm not sure. I think it's some power they lend me.
Ben de çok iyi bilmiyorum ama bu zebaniler bana yardım ediyorlar sanırım.
I've got a stapler I'd be happy to lend you.
Benim bir zımbalayıcım var. Sana ödünç vermekten mutluluk duyarım.
I'll "lend" you enough so you can buy her something nice.
Ona güzel bir şeyler alabilesin diye sana bir miktar "ödünç" para vereceğim.
You're doing fine though, lend me $ 20,000.
İşler iyi gidiyor galiba, bana 20 bin dolar ver.
Will you lend it to me?
Bunu bana ödünç verir misiniz?
Lend me some money.
Bana biraz borç para ver.
I'll be glad to lend them to you.
Sana vermekten mutlu olurum.
How much did you lend?
Senden ne kadar borç aldo?
If you don't lend it, then shut up
Eğer borç vermeyeceksen kapa çeneni.
We lend money here.
Biz burada borç veririz.
- We will lend you this copy of the Bible cornering.
- Onlara Dönüşlerin Kutsal Kitabını verelim.
This... Can you lend it to me this once?
Bunu ödünç alabilir miyim?
The company will lend you the money.
Sana yardım edeceğiz.
How could you trust me enough to lend me such a large sum of money?
Hem nasıl güvenip de bana o kadar para verirsiniz?
Who did you lend that carriage to?
Bu arabayı kime verdin?
Who did you lend that carriage to?
O arabayı kime verdin?
Who did you lend it to?
Onu kime verdin?
Lend me the soldiers of Danbeomhoe.
Danbeomhoe askerlerini emrime ver.
Should I lend a hand?
Bir el atayım mı?
So it's gonna lend a tremendous sense of reality to what we're doing, which is really what we're trying to do here, is make something that is real and accurate to what the true war in the Pacific was as we can.
Bu, Pasifik'teki savaşı elimizden geldiğince gerçekçi ve doğru kılmak için yaptığımız şeye gerçeğin muazzam hissini vermek için yaptığımız şey.
I had hoped for another woman to lend some poetry.
Kadın kadına şiirsel sohbetler yaparız diye ummuştum ben de.
Friends, friends, friends, lend me your ears.
Arkadaşlar, bana kulak verin.
I'll lend you the 35 cents.
Sana 35 kuruş borç veririm.
I even had to lend you the quarter.
- Hatta bunun için sana bir çeyreklik.
I'll lend it to you.
Sana ödünç veriyorum.
Lend me some money.
Bana biraz borç ver.
Because I want to lend a helping boot.
Çünkü ben de bir yardım eli uzatmak istiyorum.
Let me lend a hand!
Yardım etmeme izin verin.
Arthur is probably on his tail and I'll be there to lend a hand.
Muhtemelen Arthur o konuda düşünmüştür.Ona destek olacağım.
# With someone there to lend a hand
Yardım edecek birileri varsa
- Lend me some books in French.
- Efendim baba? - Bana birkaç Fransızca kitabı ver.
Why should I lend you $ 2 million?
Niye sana iki milyon dolar vereyim ki?
Lend me the lighter.
Çakmağını ver.
Lend me the lighter.
Çakmağını ver hadi.
It's a place where we entertain and that we often lend.
Sık sık gidip eğlendiğimiz bir yer orası.
"Please sir lend horse so I can avoid my fate."
Yalvarırım, bana atınızı verin de bu şehirden ve kaderimden kaçayım.
The merchant then lend his horse to his servant. Then drive 110 km to Samarra as soon as possible,
Bunun üstüne tacir, adama atını vermiş ve uşak, atıyla dörtnala yüz kilometre uzaktaki Samarra'ya gitmiş.
Thanks for the lend of your strong arms, Col.
Güçlü kollarınla verdiğin destek için teşekkürler, Col.
Lend me some money, will you?
Bana biraz borç verebilirmisin?
Lend me your ears listen to this tale
Bu masalı dinlemek için Kulak verin bana.
We declined emphatically to lend any form of endorsement... had nothing to do with their production, furnished no advice, technical or otherwise.
Büromuzun mobilya tasarımı olsun, teknik veya diğer ürünler olsun herhangi bir ürünle ilgili tavsiye vermesi söz konusu değildir.
You'll lend ahand to his coffin. Yet youwon't stretch out your hand to help while he's alive.
Madem hayattayken yardımcı olmayacaksın, tabutuna bir el de sen atarsın artık.
You'll have to lend me some money, aunt.
Bana biraz borç vermen gerekecek teyze.
Say he, uh, refused to lend him his rifle.
Mesela ona tüfeğini vermeyi reddetmiştir.
Always a pleasure to lend a hand to the NYPD.
Polise yardım her zaman bir zevktir.
"Changde is under attack from three fronts." "Please lend support."
"Changde'ye üç cepheden saldırılıyor." "Lütfen destek gönderin."
Lend a hand.
Bir el atıver.