Let's do traduction Turc
19,961 traduction parallèle
Um... okay, let's do this.
Tamam madem, hadi o zaman.
I'm here, you're here. Let's do this, right?
Madem herkes hazır, başlayalım.
Let's do this.
Hadi yapalım şunu.
Now, if you want to get home, let's do what works.
Eğer eve dönmek istiyorsan işe koyulalım.
Let's hold hands when we do it.
Hadi atlarken elele tutuşalım.
Let's do our best.
Elimizden gelenin en iyisini yapalım.
Let's do Hollywood stuff.
Hollywood'luk bir şeyler yapalım.
Let's do it together!
Kim tutar bizi!
So we do not forget when we wake up, let's write our names respectively.
Uyandığımızda unutmamamız için isimlerimizi yazalım mı?
You know what, let's do that.
- Hadi gidelim.
Let's do this.
Haydin!
Let's do some pressure.
Biraz baskı uygulayalım.
Let's do this.
Hadi şu işi bitirelim.
All I can do is let nature take its course.
Tek yapabileceğim olayları akışına bırakmak.
Sweet. Let's do it.
Güzelmiş, yapalım.
- Let's do that shit.
- Yapalım şu boktan şeyi.
All right, let's see what she can do.
Pekâlâ, hadi neler yapabiliyormuş bir görelim.
Let's do something fun tonight.
Bu gece eğlenceli bir şeyler yapalım.
Let's do it.
Hadi gidelim.
Let's do it.
Hadi yapalım.
We need to do something. Fuck. Let's go.
Sikerler, hadi gidelim.
Let's do this!
Hadi bitirelim şunu!
All right. Let's do this thing.
- Pekala, hadi başlayalım.
Let's... do this.
Hadi yapalım şu işi.
Then let's do it.
Hadi yakalım.
So either you let me do this, or you can sign my patient's death certificate.
Ya işimi yapmam izin verirsin ya da hastamın ölüm belgesini imzalarsın.
Well, that's not an option so let's figure out what the hell you do have on hand here and how we're gonna manage this.
Böyle bir seçeneğimiz yok. O yüzden elinizde neler olduğunu söylersen ne yapabileceğimizi düşünürüz.
"Let's go" - - what do you mean "let's go"?
Gidelim mi? Gidelim derken?
- Let's do something fun.
- Hadi eğlenceli bir şey yapalım.
Okay, Lily. Let's do this.
Hadi Lily, yapalım şunu.
There's nothing I won't let him do in the b-e-d.
Y-a-t-a-kta bana yapmasına izin vermediğim hiçbir şey yok.
Let's do what Wild Haley would do instead.
Onun yerine Çılgın Haley'nin yapacaklarını yapalım.
Look, someday, watching movies on the couch is the only thing we'll be able to do, but right now, let's fire a warning shot right through Father Time's beard and spend a weekend in the Eternal City.
Bir gün zaten sadece koltuğa gömülüp film izleyebileceğiz ancak. O yüzden şu an zamana meydan okuyup hafta sonumuzu Sonsuz Şehir'de geçirelim.
- Let's do it. - Okay.
- Yapalım hadi.
Let's do this.
Başlayalım hadi.
Let's do this.
Yapalım şunu.
Let's do this!
Hadi yapalım şu işi.
Now let's do What's Happening?
Şimdi "Neler Oluyor?" dizisi gibi yapalım.
Let's have this be the last time we do this today, okay?
Bunu bugün bir daha yapmayalım, olur mu?
Let's go, I can't pay you double if you don't do the work.
Gidelim, işi beceremezseniz iki katını falan ödemem size.
Hey, let's go do something to get your mind off this.
Kafanı dağıtman için bir şeyler yapalım.
Usually he says, "Do not go in there," but this time he said, "Hey, let's go in here."
Genellikle "İçeri girme" derdi ama bu sefer "Gel şuraya girelim" dedi.
Let's do it again what already screwed us the first time.
Batırdığımız işi ikiye katlayalım.
- Let's do that.
- Konuşalım.
But now let's talk about what else you can do for us.
Ama şimdi, bizim için başka ne yapabileceğini konuşalım.
Let's do this.
Haydi yapalım şunu.
- All right, let's do this. - Yeah.
- Tamam hadi yapalım.
Let's do this.
Hadi bitir şu işi.
Let's do what we do.
Her zaman yaptığımızı yapalım.
Let's do dinner tonight, and we'll talk about it, okay?
Bu akşam yemek yiyelim, ve bunu konuşalım tamam mı?
Let's do it.
Hadi içelim.