English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Let's go

Let's go traduction Turc

115,616 traduction parallèle
Come on, let's go.
Hadi yapsana!
I'll go and let her know her dad's still alive.
Gidip babasının hayatta olduğunu söyleyeyim.
Let's go get him.
Gidip alalım onu.
Good, then let's go.
Güzel, gidelim.
Let's get Slurpees and go to Magic Mountain.
Slurpee alıp Magic Mountain'a gidelim.
Let's go home.
Hadi eve gidelim.
Let's go home.
Eve gidelim.
All right. Let's go.
Pekala, gidiyoruz.
Let's go.
Yürüyün.
IVamanos! Come on, let's go!
Hadi, gidelim!
Let's go.
Hadi gidelim.
Let's go.
Gidelim.
Let's go.
- Evet. Gidelim.
Let's go!
Gidelim!
I know it's not easy to let go.
Bırakmanın kolay olmadığını biliyorum.
Let's go, partner.
Gidelim ortak.
Let's go.
Hadi.
We got to get you out. Let's go.
Yürüyün.
- Simmons, let's go!
Hayır! - Simmons, gidelim!
Let's go check it out.
- Hadi gidip bakalım.
Let's go take a look at that body-cam footage.
Gidip şu vücut kamerası görüntülerine bakalım.
- Let's go.
- Hadi gidelim.
Let's go home.
Hadi eve dönelim.
Let's go. Let's go.
Gidiyoruz.
Let's go for a drive.
Hadi gezmeye çıkalım.
She just said, "Let's go to church."
-'Hadi kiliseye gidelim'dedi.
- Come on. Let's go. Let's go.
Defolun gidin.
Let's go.
Dondurma!
Let's go. Bring it on.
- Fazla otoriter.
Come on, let's go home.
Hadi. Eve gidelim.
- Louis, I'm gonna let that go, because I know you're hurting, but that right there is exactly why I'm right, because if you're willing to talk to me like that, god help those associates.
Louis acı içinde olduğunu bildiğimden bu söylediklerini duymazdan geleceğim. Ama işte bu yaptığın bile benim haklı olduğumu gösteriyor. Çünkü bana bu şekilde konuşabiliyorsan Tanrı o avukatların yardımcısı olsun.
You've got one trick, and you taught it to me years ago, so let's go.
Elinde bir numaran var, ve bana onu yıllar önce öğrettin. O zaman hadi gidelim.
- You let the goddamn sale go through.
Satışın gerçekleşmesine izin verdin.
Let's go.
- Hadi gidelim.
Let's just go yourself.
- Sen kendin git.
Let's go!
Hadi gidelim!
Let's go. Come on.
Gidelim hadi.
Come on, you. Let's go listen to some John Legend, take your socks off,'cause it's 100 degrees.
Tamam o zaman, gidip biraz John Legend dinleyelim ve çoraplarını çıkaralım çünkü hava 38 derece.
All right, let's go check out Eric's action.
Tamam, gidip Eric'in yaptıklarına bakalım.
Hey, murderers, let's go to the beach.
Hey, katiller. Hadi sahile gidelim.
We're gonna go have our tea and we're not gonna let our day be ruined by some pervert who can't even look us in the eye when he's cheating us.
Gidip çayımızı içeceğiz. Bizi kandırırken gözümüze bakamayan bir sapığın günümüzü mahvetmesine izin vermeyeceğiz.
Come on, let's go.
Hadi, biraz daha. Hassiktir.
Exactly, so let's move this little piggy to the market and go...
O yüzden sandviçini yoluna gönder de işe koyulalım. - Olmaz Louis.
Let's go. Now.
Hemen gidelim.
Kim, let's go!
Kim, hadi gidelim!
So, let's go!
Öyleyse gidelim!
Come on, let's go.
Hadi gidelim.
Let's go over the details.
Ayrintilari gozden gecirelim.
Now, let's go and say hello to the head table.
Simdi gidip bas masaya merhaba diyelim.
Yeah? All right, let's go.
Pekala, gidelim.
Blaze, let's go. Let's go home.
Blaze hadi gel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]