English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Linc

Linc traduction Turc

818 traduction parallèle
The neighbors might lynch you.
Komşular seni linç edebilir.
We ought to be ashamed letting a stranger show us the ropes.
Bir yabancının bize linç yolunu göstermesinden utanmamız lazım.
Yeah, yeah.
SUÇSUZ BİRİ YAKILARAK LİNÇ EDİLDİ Ya, ya.
Because the law declares that in a lynching all who consent to the design are responsible for what took place.
Çünkü yasalara göre linç eylemine katılan herkes cinayetten sorumludur.
No lynching can be justified, though sometimes attempts are made to whitewash them by citing the confessions of or proofs of guilt against, the by now silent corpse.
Bazen şu anda sessiz olan ölünün itirafları ya da suçunun kanıtları öne sürülerek temize çıkartılmaya çalışılsa da hiçbir linç eyleminin mazereti olamaz.
But no one can dare defend the lynching of an innocent man.
Hele suçsuz birinin linç edilmesini kimse savunamaz.
After all, this was an attempted lynching then!
Öyleyse bu bir linç teşebbüsüydü!
Your constant use of the word lynching...
Sürekli linç sözünü kullanmanız...
Your Honor in the last 49 years mobs have lynched 6010 human beings by hanging, burning, cutting, in this proud land of ours.
Sayın Yargıç son 49 yılda bu gurur duyduğumuz ülkede tam 6010 insan asılarak, kesilerek, yakılarak linç edildi.
A lynching about every three days.
Her üç günde bir linç eder.
Thus becoming as responsible, before God at any rate as the lynchers themselves.
Böylece kendileri de, en azından Tanrı'nın gözünde linç eylemine katılmış oldular.
And that their contempt of truth shall not go unpunished I shall ask their indictment for perjury on the same evidence that in one minute will prove the identity of these defendants with that of 22 active members of the mob that stormed and burned the jail and lynched Joseph Wilson!
Ama gerçeğe ihanetleri cezasız kalmayacak. Ben de birazdan ortaya koyacağım ve davalıların 22'sinin birden hapishaneyi basıp Joseph Wilson'ı yakarak linç ettiklerini gösteren kanıtı onların yalancılıktan yargılanması için de kullanacağım!
I don't dare sign this, or I would probably get lynched myself.
Adımı veremem, çünkü o zaman beni de linç ederler.
You're lynching me!
Beni linç ediyorsun!
Let them know what it means to be lynched.
Anlasınlar bakalım linç edilmek nasılmış.
They'd have lynched you if they'd a caught you.
Yakalasalardı linç ederlerdi.
- Curley's gonna wanna get him lynched.
Linç ettirmeye kalkışır.
They're gonna lynch'em, Abe.
Linç edecekler, Abe.
They're gonna lynch'em.
Çocukları linç edecekler.
Talking about a lynching when they catch the fella.
Bunu yapanı yakalayıp linç etmek istiyorlarmış.
They going to town to lynch Judge Bean.
Kasabaya Yargıç Bean'i linç etmeye gidiyorlar.
I'm sorry I stopped them from lynching you.
Seni linç etmelerini engellememe üzüldüm.
You hear that? If that letter gets out, we'll be lynched!
Bu mektup açıklanırsa linç ediliriz!
He was promised he'd not be harmed, and he's been beaten half to death.
Zarar görmeyeceği konusunda söz verilmesine rağmen linç edildi.
Lynchin'?
Linç mi olur?
That's a lawless, lynching mob.
Yasadışı bir linç çetesi.
Major Tetley, you mustn't let this be a lynching.
Binbaşı Tetley, bunun bir linç olayına dönüşmesine izin vermemelisiniz.
I seen my own brother lynched, Mr Carter.
Kardeşimin linç edilişini gördüm Bay Carter.
You'll be tarred and feathered.
Linç edilirsin.
Instead of being torn to pieces by an outraged mob, the mob welcomed him home a hero.
Öfkeli bir kalabalık tarafından linç edilmesi gereken yerde kalabalık onu adeta bir kahraman gibi karşılıyor.
I ran through the streets with the mud and the stones around my ears... and the mob yelling for my blood because you were afraid to face it.
Sokaklarda beni linç etmek isteyen kalabalığın arasında... yüzüme çamur ve taş yiyerek koşturdum, sırf sen yüzleşmekten korktuğun için.
There'll be no lynching.
Linç yok.
You can't lynch her!
Onu linç edemezsiniz!
Why some would lynch me!
Bazıları beni linç eder!
What's all this talk about lynching someone?
Birinin linç edilmesi hakkında tüm bu konuşmalar nedir?
Looks like a lynching party.
Linç olayı var gibi.
There'll be no lynching while I'm around, but it might them look a little more like men.
Ben burada iken linç yapılmayacak, Fakat bunlara biraz daha adam gibi baksanız iyi olur. üç şişe gönderin.
They talking of lynching over there.
Burada linç etmekten konuşuyorlar.
When that crowd sees you tonight, they'll lynch me.
Bu gece seni görünce beni linç edecekler.
I can open the gates and let the populace tear you apart.
Kapıları açıp halkın sizi linç etmesine izin verebilirdim.
There was a lynching last night.
Dün gece bir linç oldu.
Lynch him!
Linç edelim!
There'll be no lynching, not where I hold the law.
Yasayı ben temsil ettiğim sürece linç falan olmayacak.
The posse they're gonna raise.
Toplayacakları linç grubuna.
Mae, honey, you treat me right... and I won't even tell the posse.
Mae, tatlım, bana iyi davran, ben de linç grubuna söylemeyeyim.
A lynching?
Linç mi yapacaklar?
But hanging him early would be just like lynching him.
Fakat idamın erkene alınması onu linç etmekle aynı şey.
The farmers aim to string him up.
Çiftçiler onu linç etmek istiyorlar.
We ain't gonna have no lynching.
Onu linç etmeyeceğiz.
Something from a lynch mob that never went home.
Asla eve gitmeyen linç güruhundan bir şey.
They were sentenced to be hanged, not lynched.
Asılmak için hüküm giydiler, linç edilmek için değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]