Lobsters traduction Turc
372 traduction parallèle
If you want to know, I had oysters and lobsters and sherry and champagne.
Bilmek istersen, istiridye ve ıstakoz yiyip şarap içtim.
Have I eaten lobsters for years for nothing?
Hadi canım. Bunca yıl o kadar ıstakozu boşuna mı yedim?
Steamed clams dripping with melted butter, lobsters...
Erimiş tereyağıyla soslanmış buğulanmış deniz tarakları. Istakozları.
lobsters à la Newburg with a special white wine sauce...
Özel beyaz şarap soslu "Lobsters à la Newberg".
Magazines, paper clips and some live lobsters.
Dergi, kağıt raptiyesi ve biraz canlı istakoz.
The lobsters I have not yet loaded.
İstakozları henüz yüklemedim.
Because once those lobsters are aboard, the contract says you gotta go, hot or cold.
Kontırata göre istakozları şehir dışına çıkarmak için soğuk ya da sıcak olmaları gerek.
After midnight we serve lobsters.
Gece yarısından sonra ıstakoz servisi yapıyoruz.
Put your coats down right over there. You will love the lobsters.
Istakozlara bayılacaksın.
The lobsters!
Istakozlar!
- The lobsters just came back.
- Istakozlar geri gelmiş.
I've kept lobsters in seaweed... for as long as it would take your slowest freight to go 2,000 miles.
En düşük hızda gitse bile 3 bin km. gitmeye dayanacak kadar su yosununda korudum ıstakozları.
- The EP murdered my lobsters.
- EP ıstakozlarımı öldürdü.
How? Those lobsters arrived in Marshalltown Friday afternoon... and the EP just let them sit there till Monday.
Istakozlar Cuma öğleden sonra Marshalltown'a ulaşmışlar EP, Pazartesine kadar onları orada öylesine bırakmış.
Mrs. Jane Osgood of Cape Anne, Maine... owner of Mail Order Lobsters in Months with no R, Inc.
Bayan Jane Osgood, Cape Anne, Maine'den "Perakendesiz, Posta Siparişiyle Aylar Boyunca Istakoz A.Ş." nin sahibi.
She shipped 300 live lobsters to Marshalltown.
Marshaltown'a canlı 300 ıstakoz göndermiş.
- The lobsters died on our siding.
- Bizim yüzümüzden ıstakozlar ölmüş.
- I don't really board lobsters.
- Aslında ıstakozlarla oynamayız.
The retail price of the lobsters.
Istakozların perakende ücreti.
Why, your railroad killed more than my lobsters.
Çünkü demiryollarınız ıstakozlarımdan daha fazlasını öldürdü.
Marshalltown Country Club wrote and said they would never order my lobsters again.
Marshalltown Country Club yazı gönderdi, bir daha benden ıstakoz almayacaklarmış.
Lobsters! Honey, you'll make it.
Tatlım, başaracaksın.
Those lobsters represented months of hard work to me.
Bu ıstakozlar için aylarca uğraştım ben.
I can get all the lobsters I need at the Fulton Fish Market.
Gereken tüm ıstakozları Balık Marketi'nde bulabilirim.
These are all orders for lobsters.
Hepsi ıstakoz siparişleri. - Ne?
"Send 250 lobsters immediately." Marshalltown Country Club.
"... ivedi olarak 250 ıstakoz gönderiniz. " Marshalltown Country Club.
"Can you furnish 100 lobsters for County Cork Night?"
"County Cork Night için 100 ıstakoz gönderebilir misiniz?"
I'll deliver the lobsters in your station wagon.
Istakozları arabana aktaracağım.
Harry Foster Malone transgressed when he murdered my lobsters.
Harry Malone ıstakozlarımı öldürdüğü zaman haklarımı ihlal etti.
Murdered her lobsters.
Istakozlarını öldürmüşüm.
Left hand? Are you telling me there are southpaw lobsters?
Solak ıstakozların olduğunu mu söylüyorsunuz yani?
You see, all lobsters, as you know, have two large front claws.
Bildiğiniz gibi, tüm ıstakozlarda iki büyük ön kıskaç vardır.
Well, first of all, what about the orders for lobsters?
Ee'si, ıstakoz siparişleri ne oldu? Onu söyle.
Listen, all of you... tomorrow we're gonna take Janey's lobsters... put them on old 97, and take them to market.
Yarın, Janey'in ıstakozlarını alıp Yaşlı 97 trenine koyacağız, pazara götüreceğiz.
I need those lobsters here in Marshalltown by 5 : 00 this afternoon.
Öğleden sonra 5'e kadar o ıstakozlara burada, Marshalltown'da ihtiyacım var. Peki efendim.
- and deliver your lobsters.
-... ıstakozlarını teslim edeceğiz.
A copyrighted story by Lawrence Claiborne Hall in the New York Mirror... says that Jane Osgood, the lobster lady from Maine... whose running battle with Harry Foster Malone... has excited the admiration and sympathy of an entire country... has loaded her lobsters onto old 97 and is taking them to market.
New York Mirror'dan Lawrence Hall'ın özel haberi diyor ki, tüm ülkenin sempatisini ve hayranlığını kazanmış olan Maine'den, Malone'un belalısı, ıstakozcu bayan Jane Osgood ıstakozlarını Yaşlı 97 trenine yüklemiş olarak satışa götürüyor.
The lobsters won't. George, look.
George, bak.
You raise lobsters, you're in business.
Istakoz yetiştiriyorsun, iş dünyasındasın.
Cash on the barrelhead. You'll get your cash when we deliver those lobsters to Marshalltown.
Marshalltown'a bu ıstakozları teslim ettiğimizde nakit paranı alacaksın.
We've got your lobsters. Come on and help us get them quick.
Gelin ve bize yardım edin hemen.
Salmon from the Loire, sole from the Channel lobsters from Corsica oysters from Dieppe, sardines from Lorient.
Loire'den alabalık, Manş'tan dil balığı,... Corsica'dan ıstakoz,... Dieppe'den istiridye, Lorient'den sardunya...
See how eagerly the lobsters And the turtles all advance!
Istakozların ve kaplumbağaların ne kadar istekli ilerlediklerine bak!
- Have the lobsters ready.
- Lstakozlar hazır olsun.
Weren't those lobsters in Boston absolutely divine?
Boston'daki şu istakozlar kesinlikle harika değil miydi?
I got lobsters and 20 pounds of fish.
Istakozum var, 9 kilo balık.
Weren't those lobsters in Boston absolutely divine?
Boston'daki istakozlar tanrısaldı, değil mi?
- Lobsters have arrived!
- Bakın.
We're delivering the lobsters ourselves.
Istakozları kendimiz teslim ediyoruz.
And leave me there with 1000 lobsters to deliver?
Orada beni 1.000 tane ıstakozla bırak ha? Olmaz.
I'm afraid of lobsters.
Daha sert, daha sert.