English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Locusts

Locusts traduction Turc

257 traduction parallèle
- I'd sooner have a plague of locusts.
Yakında çekirge gibi üşüşürler.
Will we wait while white warriors come like locusts?
Biz burada beklerken, beyaz askerler çekirgeler gibi üşüşecek?
She descends upon me like a plague of locusts every time the Baptist appears.
Vaftizcinin her gelişinde çekirge sürüsü gibi üstüme çullanıyor.
Gentlemen, they came into our country like locusts, leaving nothing behind, food nor shelter.
Beyler, ülkemize çekirge gibi geldiler, arkalarında bir şey bırakmadan, yiyecek veya sığınak.
Just as sure as God plagued the earth with pestilence and locusts, you and I... to doom!
Tanrının yeryüzüne veba ve çekirgeleri gönderdiğinden emin olduğum kadar, sizin ve benim de öleceğimizden eminim!
You helped to rid them of Calvera, the way a strong wind helps rid them of locusts.
Çekirgelere, güçlü rüzgarların yaptığı gibi siz de Calvera'dan kurtulmalarına yardım ettiniz.
Then the yankees came... like blue locusts they had to eat away at the trees... the land and everything on it.
Ama şehirde, devriyedeki her polis o işareti fark edebilirdi. Şeytandan bahsederken,... İşte geldi.
The Persians are moving like a plague of locusts.
Persliler bir veba gibi yayılıyorlar.
They were nine-feet tall enigmas who descended on us like locusts.
Üç metre boyundaki bu gizemli yaratıklar çekirge gibi bizi istila etmişti.
I mean, Smithers said that it will even prevent locusts from breeding...
İddiamız da bu değil mi? Yani, Smith'ler bu ilaç çekirgelerin üremesini bile önleyecektir...
His men will sweep over us like locusts.
Adamları çekirge sürüsü gibi bizi silip süpürür.
But there is no doubt that the classical tradition is the curse of boils, bats, frogs, the curse of blood, the curse of rats, hail, of beasts, the locusts of course... the death of the first-born,
Ancak klasik inanışa göre... Arılar, yarasalar kurbağalar, kan fareler dolu, yaratıklar çekirgeler ve tabii ki ilk doğanın ölümü ve son olarak karanlık.
Hail, rats, beast, locusts - take your pick.
Dolu, fareler, yaratıklar, çekirgeler. Birini seç.
For instance, there are locusts.
Örneğin, çekirgeler.
We... We have more locusts than...
İhtiyacımızdan fazla çekirgemiz var.
Locusts of all races and creeds...
Her ırk ve dinden çekirgeler.
These locusts, incidentally, are available at popular prices.
Aklıma gelmişken, bu çekirgeler çok makul bir fiyata satılıyor.
Your country's also Huerta and the governor and the landlords, and Gunther Ruiz and his locusts...
- Senin ülken ayrıca Huerto, vali. ... toprak sahipleri, Gunther Ruiz ve onun adamları. - Burada bir devrim gerçekleştiriyoruz.
Hombres, me and the irlandes here, we're gonna catch ourselves a couple of the fucking locusts.
Ben ve İrlandalı, birkaç asker yakalayacağız.
In'74, the locusts come swarming in.
74'te, çekirgeler istila etti.
"... like swarms of locusts they descended...
" Çekirge sürüsü gibi üşüşmüş kasabanın başına
Our fathers came across the prairie fought Indians, fought drought, fought locusts, fought Dix!
Babalarımız bozkırları aşıp gelmişler buraya... kızıIderililerle savaşmışlar, kuraklıkla, çekirgelerle, Dix'le savaşmışlar.
Floods, locusts and tornadoes
* Sel, çekirge istilası ve hortum *
Locusts!
Çekirgeler!
Spraying for locusts!
Çekirgelere karşı ilaçlama!
- Locusts?
- Çekirgeler?
Locusts and grasshoppers chew the leaves.
Ağustosböcekleri ve çekirgeler yaprakları çiğner.
- About the same time we get the locusts. - Oh.
Belli zamanlarda yakalıyoruz çekirgeleri.
Locusts!
Cekirgeler!
They're gonna find us wandering in the woods six months from now, living on locusts and wild honey.
Bizi altı ay sonra ormanda çekirge ve yabani bal yerken bulacaklar.
And then from the smoke came locusts on the earth, with the power of scorpions.
... ve sonra akreplerin yardımıyla çekirgeler dumanların arasından çıka geldi.
Locusts.
Çekirgeler.
There's nothing in your future but frogs and locusts.
Artık geleceğinde kurbağa ve çekirgelerden başka bir şey olmayacak.
Oh, we have got some locusts in the biology lab.
Biyoloji laboratuvarında birkaç tane çekirge var.
Locusts, hmm.
Çekirge ha.
Do I have your assurance that these locusts will not embarrass Mrs Smear at table with foul language?
Bunların da yemek masasında Bayan Smear'i utandırmayacağına emin misiniz?
I love the west, little towns like this. What makes that noise, locusts?
Bunlar çekirgelerin sesleri mi?
And God'll send a swarm of locusts down on them.
Ve Tanrı üzerlerine çekirge sürüleri yollayacak.
Hey, did you know one out of every two point three million people... are killed by locusts.
Hey, bu ülkede 1,2 milyon insanın, çekirgeler tarafından öldürüldüğünü biliyor muydun?
That means in New York there's eight million people, which means like locusts are going to get four of'em.
2,3 Bu demek oluyor ki, New York'ta sekiz milyon insan var... ve bu da demektir ki, her dört kişiden biri çekirgeler tarafından öldürülebilir.
A farmer from Derry once tried to chase me off... until I saved his crops... from locusts.
Derry'den bir çiftçi bir zamanlar beni kovalamaya çalışmıştı... ekinlerini... çekirgelerden kurtarana kadar.
I love my wife, but it's like livin'with a plague of locusts.
Toby'yi severim ama çok oburdur.
"And when it was morning, the east wind brought the locusts."
"Sabah olduğunda, doğu rüzgarları çekirgeleri getirdi."
" And the locusts covered the face of the whole earth, so that the land was darkened, and they did eat every herb of the land...
" Ve çekirgeler dünyanın tüm yüzünü kapladılar her yer karanlığa gömüldü, ve her bitkiyi...
You dump your locusts in here...
İşte çekirgelerin nedeni.
Yeah, and I have a story about a plague of locusts.
Evet, çekirge salgınları hakkında da bir hikayem oldu.
Like a swarm of locusts.
Bir çekirge sürüsü gibi.
They're like locusts.
Çekirgeler gibiler.
They're like locusts.
Çekirge gibiler.
Or locusts.
Ya da çekirgeler gibi.
- What can we do against those locusts?
Biz ikimiz onca askere karşı ne yapabiliriz ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]