English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Lonelier

Lonelier traduction Turc

81 traduction parallèle
Who is lonelier than the men in the Party when they rule?
İktidar olduklarında Parti'deki adamlardan kim daha yalnız olabilir ki?
Lonelier, in fact, with Kay married and Ned abroad.
Eskiden olduğu kadar yalnızsın. Hatta daha da yalnızsın. Kay evlendi, Ned de yurt dışında.
But I grew lonelier every time I came home and I realized you weren't coming back.
Fakather eve döndüğümde daha da yalnızlaştım ve gelmeyeceğini anladım.
I've been lonelier than ever here.
Burada her zamankinden daha yalnızım.
Living with somebody you love can be lonelier than living entirely alone when the one you love doesn't love you.
Sevdiğin adamla yaşarken... bazen kendini daha da yalnız hissedebiliyorsun. Hele sevdiğin adam seni sevmiyorsa.
The greater he is, the lonelier.
Ne kadar büyürsen o kadar yalnız kalırsın,.
No lonelier than you, man.
Senden fazla değil, adamım!
Standing on that deck, surrounded by thousands of men... I suddenly felt smaller and lonelier than I'd ever felt in my life.
Güvertede, binlerce adamın ortasında bir anda kendimi küçücük ve yapayalnız hissettim.
And yet, at the same time I've never felt lonelier in my whole life.
Ama ayni zamanda kendimi hiç bu kadar yalniz hissetmemistim.
Carla's probably never felt lonelier than she does at this moment.
Herhalde Carla kendini hiç şu anki kadar yalnız hissetmemiştir.
After today I'll be lonelier.
en tepede en yalnızsındır!
My life was lonelier than ever until a month ago, when a dear friend of mine, whom I have known for many years, did me the honor to ask for my hand in marriage.
Bir ay öncesine dek hayatımda hiç olmadığım kadar yalnız kaldım. Yıllardır tanıdığım çok sevgili bir dostum, evlenme teklifinde bulunarak beni onurlandırıncaya kadar.
So I hate us, lonelier together than apart, who could ever love us?
İkimizden de nefret ediyorum. Bizden daha yalnız olanlardan başka, kim bizi sevebilir ki?
"THAT, IN IMMENSITY, THERE'S ONE LONELIER THAN YOU."
Bu, inanılmaz boyutta, sadece biri senden daha yalnız.
That lie made me feel lonelier than I had ever felt before.
Bu yalan kendimi eskisinden daha yalnız hissetmeme neden oldu.
The more people there is, the lonelier it get.
Ne kadar çok insan olursa, o kadar yalnız olursun.
I thought : she is even lonelier than me. She loves as though she is seeking revenge.
Her şeye rağmen seviyor... ve öç almak istiyor " diye düşündüm
And I've never felt lonelier in all my life.
Hayatım boyunca hiç yalnız hissetmedim.
'But what must it be like on the other lonelier planets?
'Peki yalnızlığın hakim olduğu diğer gezegenlerde durum nasıl acaba? '
- There's nothing lonelier..... than being with the wrong guy.
Yanlış bir adamla olduğundan daha yalnız olamazsın.
There's only one thing lonelier than sleeping alone, and that's eating alone!
Yalnız uyumaktan daha kötü olan bir şey varsa o da yalnız yemektir!
There's nothing lonelier than watching the man you love slowly die.
Ölümüne sevdiği adamı izlemekten daha yalnız hiçbir şey yoktur.
I think he's very lonely... lonelier than he lets on maybe lonelier than he even realizes.
Sanırım çok yalnız. Bize açıkladığından daha da yalnız. Belki farkında olmadığı kadar yalnız.
You are just about to get lonelier.
Daha da yalnızlaşacaksın.
I couldn't be lonelier.
Ben de daha yalnız.
The night is getting lonelier
# Geceler gittikçe yalnızlaşıyor #
I'm lonelier with him than when I'm alone.
Onunlayken, yalnız olduğum zamanlardan daha yalnızım.
It's lower, lonelier.
Daha azdır, daha yalnızdır.
Somehow I feel so much lonelier than before.
Nedense kendimi eskisinden çok daha yalnız hissediyorum.
Seems the higher I climb, the lonelier it gets.
Yukarı çıktıkça, daha yalnız kalıyorum
I'm Lonelier than a dog.
Köpekler kadar yalnızım.
That's why I'm lonelier.
Yalnız olmamın sebebi bu.
Way lonelier than bein'alone.
Tek başına olmaktan daha çok yalnız olursun.
You'll never find a darker, quieter or lonelier place than a cave like this.
Daha önce böyle sessiz, karanlık ve ıssız bir mağara görmemişinizdir!
Lonely then and lonelier now.
O zaman yalnızdı, şimdi daha da yalnız.
The hotter the girl, the lonelier she is, because most guys are too scared to talk to her.
Kız ne kadar ateşliyse, o kadar yalnızdır. Çünkü birçok erkek onunla konuşmaktan çekinir. - Gerçekten..!
Well, in my experience, I've found that the more beautiful the woman is, the lonelier she is.
Şey, deneyimlerime göre, bir bayan ne kadar güzelse, o kadar yalnız oluyor.
I think... I will be much lonelier after I die...
Öldükten sonra öteki dünyada bile bir bekleyenim yok!
Now that you aren't a friend of J.D. Hogg, you're finding Hazzard to be lonelier than a chubby kid at space camp.
Atlanta'nın en güzel kızını ziyaret etmek istedik. Ziyaretiniz çok şeker. Çiftliğinize olanlara inanamıyorum.
The primary school will be a bit lonelier...
Birinci sınıf biraz daha yalnız geçecek...
He won back his throne and Shirin, already alone, became lonelier.
Tahtını geri kazandı ve zaten yalnız olan Şirin, daha da yalnız kaldı.
Sometimes sex with strangers can make you feel lonelier than ever.
Bazen yabancılarla yapılan seks, daha da yalnız hissetmene sebep olur.
The storm was over and the opposition had been destroyed and large squares had been decorated with his statues but Gazi was lonelier than ever now.
Kasırga dinmiş, muhalifler temizlenmiş büyük meydanlar heykelleriyle süslenmişti. Ama Gazi biraz daha yalnızlaşmıştı.
But I... I was lonelier there with all them people around... than I ever was out here by myself.
Ama ben orada yanımda o kadar insan varken burada tek başıma olduğumdan daha yalnızdım.
Deep down, the young are lonelier than the old.
Derinlerde, gençler yaşlılardan daha yalnız oluyor.
creating an even lonelier generation?
Daha yalnız bir nesil mi yaratacaklar?
I was lonelier than Estes Kefauver at a meeting of Murder Incorporated!
Birleşmiş Cinayetler toplantısındaki Estes Kefauver'den daha yalnızdım!
Nothing's lonelier than taking a shuttle to the airport. Or landing... no one waiting for you.
Havaalanında mekik dokumaktan ya da kimsenin seni beklemediği havaalanına inmekten daha çok yalnız hissettiren bir şey yoktur.
But then you come down from your high and you're broke and you feel even lonelier and more pathetic than you did before and you want to kill yourself.
Ama sonra yükseldiğin yerden inişe geçiyorsun ve kendini bir öncekinden daha parasız, hatta daha yalnız ve daha zavallı hissedip kendini öldürmek istiyorsun.
And you're not lonelier than i am.
Ve benden daha da yalnız değilsin.
I was lonelier, when I was with you.
Seninleyken, daha yalnızdım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]