Looting traduction Turc
409 traduction parallèle
Then came barbarians who envied their happiness, driving them from their homes, looting their treasures of art and science, despoiling them of everything.
Sonra barbarlar gelip mutluluklarını ellerinden almışlar, onları evlerinden etmişler, sanat ve bilim hazinelerini yağmalamışlar, her şeyi yok etmişler.
They're looting the bakery.
Neredeyse fırını yağmayalacaklar.
I feel it's my duty to stop... looting.
Yağmacılığı durdurmak benim görevim.
We ought to be tending to the business of looting ships.
Gemi yağmalıyor olmamız gerekirdi.
The days of looting are back.
Yağma günleri geride kaldı.
They're looting Ocatilla, but it doesn't matter.
Ocatilla'yı yağmalıyorlar ama hiç fark etmez.
Looting, burning!
Yağmalamalar, yangınlar!
- But the looting and the burning...
- Yağmalamalar ve yakılan...
Looting, robbing, burning everything... while they make their camp in the escarpments of Vesuvius.
Vesuvius'un yamaçlarına kamp kurmuşlar... her yeri talan ediyor, çapulluyor, yakıyorlar.
This looting has got to stop!
Bu yağma işi sona ermeli.
Good only for ambushes and looting.
Tek iyi tarafı pusu kurmak ve yağmalamaktı.
Riding around in chariots, raping, looting and wearing cuffs on their sleeves!
Beyaz arabalarıyla ortalıkta gezerek, gömleklerine kol düğmeleri takarak.
In Germany during the last war, it was noticed that, with people who'd suffered personal loss or deprivation, even amongst the so-called decent middle class, there was a tendency to develop indifference towards the law and to indulge in looting, black market and petty theft.
Son dünya savaşı esnasında bir yakınlarını kaybeden... ya da yoksunluk hisseden Almanya'daki kültürlü sayılabilecek... orta sınıfa mensup insanlar arasında bile... kanunlara aldırmazlık ve yağmacılık ile... adi hırsızlık vakalarına katılım eğilimleri görülmüştür.
Suppose they start burning and looting.
Yağmalayıp yakmaya başladıklarını varsay.
There were demonstrations and looting.
Eylemler, yağmalar yapıldı.
Poison spurting from your hiding place poisoning the people, arousing them to looting and murder.
Saklandığın yerden fışkıran zehir hasta ediyor halkı, yağmaya ve cinayete itiyor onu.
The Boucher Brothers and... Jeff Mortimer Logan, 43 years old... Accused of robbery, rape, violence, looting...
Jeff M. Logan, 53 yaşında soygun, tecavüz, şiddet ve kargaşa çıkarmakla suçlanıyor kundaklama ve hırsızlık suçlarından Arizona Devleti tarafından aranıyor.
If this continues to go on unabated, Dunkirk dark days of the war, backs to the wall, Alvar Liddell Berlin air lift, moral upheaval of Profumo case young hippies roaming the streets, raping, looting and killing.
Eğer bu azalmadan sürerse, Dunkirk savaşın kara günleri, sırt duvarda, Alvar Liddell Berlin hava ikmali, Profumo davası sokaklarda genç hippiler, tecavüz, talan ve cinayet.
Don't forget, the penalty for looting is death!
Unutmayın, yağmacılığın cezası ölüm!
No more looting, Captain?
Artık yağma yok mu Yüzbaşı?
And for looting?
Peki yağmanın?
From my window I saw soldiers looting... and raping the women in the street.
Penceremden yağmalayan askerleri görüyordum ve kadınlara sokakta tecavüz ediyorlardı.
We have to search where they hide their looting, ammassed with your blood!
Onların sizin kanlarınızla elde ettikleri kazançlarının arkalarına saklandıklarının farkına varmalıyız!
Any looting or stealing... will be dealt with by a firing s quad.
Herhangi bir yağmanın ya da hırsızlığın idam mangasıyla üstesinden gelinecek.
They started looting every city from Xiaoshing
Tüm eyaletlerin korkulu rüyasıdır!
The opposite of chaos, theft and looting.
Karmaşanın karşısında Hırsızlıklara ve yağmaya karşı
It's streets deserted by looting and rape and it's temples in ruins by profanation.
Sokakları yağmacılara ve tecavüzcülere kalacak. Tapınakları saygısızlık sonucunda yıkılıp gidecek.
And besides that, there will be looting in Paris, and other war profits.
Bunun yanı sıra, Paris'te yağma olacak ve diğer savaş kar sağlayacak.
He could announce that it's necessary to prevent looting at the valley quake site.
Deprem bölgesinde yağmanın önlenmesi için onlara görev verilebilir.
- Suspicion of looting.
- Yağma şüphesiyle.
Looting. - Take it easy.
Sakin ol.
They're rampaging through the streets, looting the shops.
Sokaklarda sağa sola saldırıyorlar, dükkanları yağmalıyorlar.
Any person found looting will be shot.
Soyguncular haber verilmeden vurulacaktır.
You must put an end to the looting...
Yağmayı sona erdirmelisin.
I most certainly would not be looting Greece of all her art treasures.
Eminim ki Yunanistan'ı ve tarihi hazinelerini yağmalıyor olmazdım.
Climb to the monastery and do a little select looting before your friend gets it all.
Manastıra tırmanacağız ve arkadaşın her şeyi götürmeden önce bazı özel ganimetler toplayacağız.
There will be panic, looting, rioting in the streets, and suicides!
Panik, yağma, isyan ve intiharlar başlayacak!
Addicted to the wrecking of trains, the looting of farms.
Trenlere zarar vermeye, çiftlikleri yağmalamaya düşkünler.
A whirlwind of looting a firestorm of fear.
Bir yağma kasırgası bir korku fırtınası.
Think you can come snooping about looting and pilfering, just when everyone's away?
Sen yağmalama ve çalma hakkında burnunu sokmadığını san, Yanlızca herkes uzaktayken mi?
What's for? - Looting, hijacking, rip, murder. - Was that a trial?
Yağma, korsanlık, cinayet.
Looting may occur any day or night!
Gündüz ya da gece yağma olabilir!
- There has been some looting, but right now the markets are under guard and it's quiet out there.
- Bazı yağma olaylarının olduğu doğru ancak şu anda dükkanlar koruma altında ve durum sakin.
- You were looting.
- Yağmanın suç olduğunu bilmiyor musunuz?
Those looting bastards are as thorough as maggots.
Bu çapulcu piçler tam bir solucan.
Tonight it started with looting my apartment.
Bu geçeki evimi yağlamakla başladı.
Hey! No looting!
Oyalanmayın!
I got no time, Peg. I got to go looting!
Zamanım yok Peg, yağmalamaya gitmeliyim.
"... looting and so on, and so therefore, he is condemned to die.
" yağmacılık ve diğer suçlardan ölüme mahkum edilmiştir.
Officer, please, for God's sake, they're looting the Food King!
Memur bey! Lütfen! Tanrım!
The privilege of looting houses as they searched for Jews belonged to the Ukrainians of the Waffen SS
Terk edilmiş evlerde yasadışı göçmenler için.. avcılık başladı. Tabii, yağma da.