Losin traduction Turc
193 traduction parallèle
That's just what Keogh said... but we're still a-losin'it.
Keogh da senin gibi konuşuyordu... ve hâlâ kaybeden biz oluyoruz.
Throwin'away a chance like that - - the professor's losin his ballast.
Böylesine bir fırsatı harcadı. Profesör de deliriyor.
The Dealer's losin', huh?
Krupiye, kaybediyor ha?
It ain't doin'ya any good. The house is still losin'.
Size bir faydası yok, hala kaybediyoruz.
I don't mind losin'.
Ben kaybetmeye önem vermem.
I must be losin'my memory.
Hafızamı kaybediyor olmalıyım.
What are ya... What, are ya losin'your marbles?
Kafayı mı yedin yahu?
I got no taste for losin to a lot of Yankee rabble.
- Bir avuç çapulcu Yankee'ye karşı kaybetmekten zevk almıyorum.
You're losin'glass on your bow.
Yayın üzeri sıyrılmış.
I'm not losin'my job on account of you.
Senin için işimi kaybetmeye deymez.
- I was losin', man.
- Kaybediyordum, dostum.
Even though Clank's going, he's fightin', but he's losin'.
Clank devam dahi etse de, savaşsa da, kaybediyor.
I don't have to get into the game and get a losin'streak.
Tekrar oyuna girip kazandığımı geri vermenin alemi yok.
He sees that I'm losin', right? So he's waitin'for me.
Kaybettiğimi görüyor, bu yüzden bekliyor.
" Hey, get it up. You're losin'.
" Hey, yeter artık, kaybediyorsun.
You guys gotta stop losin'.
Kaybetmeyi kesin.
- We're losin'! - Teamwork, guys.
- Kaybediyoruz.
# Better cool it'cause it ain't about losin'# # Then the world has got no shame #
# Serinkanlı olmak en iyisi, çünkü bu kaybetmekle igili değil # # ve dünyanın ayıbı yok #
You keep losin', at this rate you'll have to go out and rob another train. And scare some more innocent folk half to death.
Bu hızla kaybetmeye devam edersen kalkıp başka bir tren daha soymak ve birkaç masum insanın daha ödünü patlatmak zorunda kalacaksın.
- Colby, we're losin'time.
- Colby, vakit kaybediyoruz.
I'm losin'it, Paulie.
Kaybediyorum, Paulie.
When you open your mouth, you're losin'my case for me.
Ağzını açtığın zaman, davamı kaybediyorsun.
I'm really losin'it, you know?
Ben darmadağın vaziyetteyim.
I'm losin'a little power on number two.
İki numarada biraz güç kaybediyorum.
# # It's a losin'proposition # # Usually is. # # One you can't refuse # #
Hep öyle.
Man, He's Losin'It!
- Aklını yitirmek üzere herif.
- Hurry, man, we're losin'him!
- Acele et adamım, kaybediyoruz!
We're losin'power.
Güç kaybediyoruz.
You're losin'bad, and I ain't marryin'no man who can't beat me at poker.
Kaybediyorsun, ve ben de pokerde beni yenemeyen bir adamla evlenmem.
Jesse, are you losin'your mind?
Jesse, aklını mı kaybediyorsun?
- We're losin'her!
- Gemiyi kaybediyoruz!
- You don't have to worry about losin''em.
- Onları kaybedeceğim diye endişelenmen gereksiz.
Punk's losin'his mind.
Küçük ödlek aklını kaçırmış.
You're losin'everything.
Herşeyi kaybediyorsun.
At least they knew who the fuck Art Mooney was. I'm losin'my mind!
En azından onlar Art Mooney'nin kim olduğunu biliyorlardı. Aklımı kaçıracağım!
Grady, what does Gladys think of you stayin'out late... and losin'your money to me in poker night after night?
Grady, Gladys her gece geç saatlere kadar dışarıda... poker oynayıp, bu kadar para kaybetmene ne diyor?
I'm losin'control.
Kontrolü kaybediyorum.
- You're losin'weight.
Kilo veriyorsun.
We're losin'him.
Onu kaybediyoruz.
We're losin'him here.
Adamı kaybediyoruz burada.
On account that I'm losin'my teeth anyway.
Zaten dişlerimi kaybediyorum.
Don't feel bad for losin'.
Kaybettin diye kendini kötü hissetme.
- I'm losin'him, Eddie.
Kayıyorum Edi.
You're losin'to yourself.
Kendine karşı kaybediyorsun.
- Hurry up. We're losin'her.
- Acele et, kız gidiyor.
We're losin'hydraulic power!
Hidrolik basıncı düşüyor.
Losin'my Religion
Kaybediyorum dinimi.
# Just think of all the time I've been losin'#
Şu kaybettiğim zamana bir bakın
We're losin'it! Bring in another line!
Başka bir hatta gir.
- We're losin'minutes, son.
- Zaman kaybediyoruz, evlat.
We're losin'the light.
Işığı kaybediyoruz.