Lover traduction Turc

Latin lover narrator :

Tekrar gelmenize sevindim.

Latin lover narrator :

Peki ya doktor mu?

Latin lover narrator : Do you know what?

Bakın ne diyeceğim?

Latin lover narrator : And that led to this.

Ve bu şuna sebep oldu.

Latin lover narrator :

Ve bu da bizi...

Latin lover narrator : There was one other thing.

Bir şey daha vardı.

Latin lover narrator :

Tabii ya.

Latin lover narrator : Having a hostage was turning into a major headache.

Rehin alma işi dev bir başağrısına dönmüştü.

Latin lover narrator : Now it's time for Jane to tell him she's a virgin.

Jane için ona bakire olduğunu söyleme vakti.

Latin lover narrator : Okay, tell him right now.

Pekala, ona hemen söyle.

Latin lover narrator : You're probably wondering where Luisa has been.

Muhtemelen Luisa'nın nerelerde olduğunu merak ediyorsunuz.

Latin lover narrator : Full disclosure, I tried it.

Yeterince açık olmak gerekirse Ben denedim.

Latin lover narrator : Well, money and the fact that she inseminated the wrong woman with Rafael's sperm.

Para ve, Rafael'in spermleriyle yanlış kadını döllemiş olduğu gerçeği.

Latin lover narrator :

Burada durup, size

Latin lover narrator : And by fun, he means this.

Ve eğlence derken de şunu demek istedi.

Latin lover narrator : With Marco, please say with Marco.

Marco ile de, lütfen Marco ile de.

Latin lover narrator : A spark.

Bir kıvılcım.

Latin lover narrator : The fact that she desperately did not want to have feelings for him.

İşin aslı umutsuzca ona karşı bir şeyler hissetmemeye çalışıyordu.

Latin lover narrator : Ooh, not nice, Rose.

Hiç hoş değil, Rose.

Latin lover narrator : Oh, is that all?

Hepsi bu mu?

Latin lover narrator : It should be noted that was the last ticket

Şunu belirtmekte fayda var ki, o park cezası

Latin lover narrator : It did. And he was.

Ve Rogelio da öyle düşünüyordu.

Latin lover narrator : And so Rafael finally told Jane the truth.

Ve böylece Rafael sonunda Jane'e gerçeği söyledi.

Latin lover narrator : Oh, if only it were that easy.

Keşke o kadar kolay olsaydı.

I put my lover on a ship to Amsterdam.

Aşkımı Amsterdam'a giden bir gemiye bindirdim.

And your lover, Lady Doutzen, when will she return to you?

Ve sevgilin, Lady Doutzen, ne zaman sana dönecek?

Our Cece has taken a lover?

Cece'nin sevgilisi var demek?

I'm a sweaty lover, is what he says to me.

Ben terli sevgiliyim, bana öyle diyor.

I mean, he went so far as to hire an actual gay man to play his cheating lover.

Yani o kadar ileri gitti ki onu aldatan sevgilisini oynaması için gerçek bir gey erkek tuttu.

You're nuts. You want to avoid studying so much that you're making up lies about my new lover friend.

Ders çalışmaktan kaçmayı o kadar çok istiyorsun ki yeni sevgilim hakkında yalanlar uyduruyorsun.

Hey, there, lover.

Selam, sevgilim.

But the legend goes... that lady Whitmore is out on this night every year dressed in white, covered in her lover's blood, running through the cornfields, screaming for her life.

Efsaneye göre bayan Whitmore her yılın bu gününde beyazlar içinde ve yasak aşkının kanına bulanmış halde mısır tarlaları arasında çığlık çığlığa koştururmuş.

"A lover who towers above the rest."

"Diğerlerinden daha üstün olan aşık."

We have to find who the mystery lover is.

Bu gizemli kişiyi bulmamız lazım.

So why not take a lover?

Neden bu adamla olmayasın?

Oh, then it's you who seeks a lover.

O zaman o adamı arayan sensin.

"A lover who towers above the rest."

"Hepsinden iyi olan aşık."

He's the sublime lover?

En üstün aşık o muymuş?

But then I found a lover, and he found me this touring work, and it's been easy ever since.

Ama sonra, aşık oldum, turne zamanında tanıştık, ve o zamandan beri işler daha kolay.

The false king wasn't your lover?

Sahte kral senin aşkın değil miydi?

I knew you and Margaux had a lover's quarrel.

Margaux ile tartıştığınızı biliyordum.

It was either my lover's life or my son, and I sacrificed David and chose you.

Ya sevgilimin ya da oğlumun hayatıydı. David'i feda ettim ve seni seçtim.

She was a 30-year-old woman. She and her much younger lover got high on drugs and raped and murdered his sister.

Kendisinden küçük sevgilisiyle kafayı çekip sevgilisinin ablasına tecavüz edip öldürmüşlerdi.

The younger lover was Benton Farland, 17 at the time, convicted of murder for the crime, but Amelia fled the scene.

Genç sevgilinin adı da Benton Farland, 17 yaşındaymış ve cinayetten yargılanmış. Ama Amelia olay yerinden kaçmış ve bulunamamış.

Jealous lover gets dumped and seeks revenge?

Terk edilen kıskanç âşık intikam peşinde mi? Ne?

So, another jealous lover maybe, but that just puts us back at square one.

Belki başka bir kıskanç sevgili ama bu bizi en başa döndürür.

We've been focusing on the wrong jealous lover.

Yanlış kıskanç sevgiliye odaklanıyormuşuz.

An old lover surfaces, maybe you get jealous?

Eski bir sevgilisi ortaya çıktı belki kıskandınız.

As a lover of ornithology, you're well-versed in animal behavior.

- Bir ornitoloji sever olarak hayvan davranışlarında bilgi sahibisiniz.

Her lover, Noah Kramer, represented a rather notorious drug trafficker.

Aşığı Noah Kramer azılı bir uyuşturucu kaçakçısını temsil ediyormuş.

Latin lover narrator :

Bir şeyi belirtmek için durdurmalıyım,