Loving it traduction Turc
922 traduction parallèle
I'm loving it. I'm bored stiff. I'm sorry.
Başlangıç için fena olmaz aslında.
Blast his eyes, loving it.
Lanet olsun gözlerine, bunu seviyordu.
- You're loving it.
- Sen buna bayılıyorsun.
Ain't showing signs of loving it yet.
Daha ayılıp bayıldığını görmedik.
I'll bet you he's thumbing his nose at Uncle Sam now and loving it.
Eminim şu anda Sam Amca'ya nanik yapıp zevkten dört köşe oluyordur.
I'll bet Clinker was loving it.
Bahse girerim Clinker bundan hoşlanırdı.
Behaving like a schoolboy and what is so surprising, loving it.
Çocuk gibi davranıyorum ve nedense hoşuma gidiyor.
I'm loving it!
Asla affetmezdi!
The future Mrs. Paul Clements slaving over a hot stove and loving it.
Müstakbel bayan Paul Clements kızgın soba üzerinde sevgiyle çalışıyor...
I lied all the time about loving it anywhere with you!
Hepsi yalandı. Seninle yapmaktan asla hoşlanmadım.
They seem to be loving it.
Bunu sevmişe benziyorlar.
And humanity warmed it with living, loving and desiring.
İnsanların yaşamı, aşkı ve arzuları şehri ısıttı.
It'll be hard loving a man with a wife and baby clinging to him.
Başında karısı ve bebeği olan bir adamı sevmek zor olacaktır.
As a matter of fact, i hate violence, but there are times when the most peace-loving simply must do it,
Ama bazen en sakin kişi bile bunu yapmak zorunda kalır.
You can't expect me to be a cook, housekeeper and char rolled into one during the day... and a loving wife in the evening, just because you feel like it.
Sırf sen istiyorsun diye gün boyu aşçı, kahya ve hizmetçi gece de seven bir eş olmamı bekleyemezsin.
It would have been awful if one went on loving longer than the other.
Birbirimizi kandırmaya devam etseydik, çok daha kötü olabilirdi.
- Yes, and I'm loving every minute of it.
- Evet, her dakikasına da bayılıyorum.
If I ever thought of loving you, It was to love something rotten And corrupt in myself.
Seni sevmeyi düşünseydim eğer bu berbat bir aşk olur ve kendimi mahvederdim.
It's hard to say why you leave a man, or why you stop loving him.
Bir erkekten niye ayrıldığını ya da onu sevmeyi bıraktığını söylemek zor.
- It's gonna make you stop loving me.
- Beni sevmeni engelleyecek şeyler.
What is it that makes a woman go on loving a man that she can't even claim belongs to her?
Bir kadının, sahip olduğunu bile söyleyemeyeceği bir erkeğe olan aşkını devam ettiren şey nedir?
Wong fixed it with all the loving care of a wife.
Bir fincan çay ikram etsem? Wong çayı yaparken, tıpkı bir kadın gibi içine sevgisini de koymuş.
- She is loving it.
- Kesinlikle.
It isn't easy to stop loving a man if he's the man you want.
Gerçekten istediğin bir adamı, sevmekten vazgeçmek kolay değildir.
Because I married the most loving and attractive woman in Moscow, and I can't stand it.
Çünkü ben Moskova'nın en sevecen ve çekici kadınıyla evlendim ve buna dayanamıyorum.
It is like loving someone in the dark... who never answers.
Bu, görünmeyen birini sevmeniz ama onun size cevap vermemesidir.
I've never stopped loving him for it.
Bundan dolayı onu sevmekten hiç vaz geçmedim.
It's my drinking arm, not my loving arm.
Benim içki kolum, aşk kolum değil.
Maybe that's all it is. But I don't care, because I'm loving you now.
Belki öyledir ama umrumda değil çünkü şu an seni seviyorum.
Remember what was it you once said, loving friends you said.
Bir keresinde ne dediğini hatırla, "birbirine aşık arkadaşlar" demiştin.
You'll be loving up some doll, she'll yank it right off you.
Seviştiğin kız kopartır kulağını.
It wouldn't do, would it, your loving him?
Onu sevmen uygun olmazdı, değil mi?
They're loving every moment of it, sir.
Her anın zevkini çıkarıyorlar, efendim.
When you stop loving me I'll make it very plain
Beni hiç sevmediğinde, iyice göresin diye.
It's your everlasting, ever loving dignity.
Sonsuz itibarınız.
I know it is madness to keep this journal, but it gives me a strange thrill to do so and only a loving wife could decipher my microscopic script.
Bu günlüğü tutmak belki delilik ama bana inanılmaz bir heyecan veriyor... ve bu mikroskobik yazıyı ancak seven bir eş çözebilir.
It's so natural accepting you, loving you.
Sizi kabul etmek, sizi sevmek öyle doğal ki.
It was the bravest thing he had ever done, certainly braver than anything that comfort loving squire of Hobbiton ever would have imagined he could do.
Hayatında yaptığı en cesurca şeydi, kesinlikle Hobbiton'lı rahat ve sevecen köylünün yapabileceğini tahayyül bile edemeyeceği kadar cesurcaydı.
And I would appreciate it if you and your fun-loving friends would remove yourselves from the premises.
Sizden ve şakacı arkadaşlarınızdan tek isteğim mülkümü terketmenizdir.
She's driving us crazy, and loving every minute of it!
Bizi çıldırtıyor, bunun her dakikasından da zevk alıyor!
And if you don't want it that way, you can take your loving self elsewhere... speaking quite generally, of course.
Ve eğer buna razı değilsen, istediğin yere çekip gidebilirsin, tabii ki genelde durum böyle.
He was a loving man, and you've learned nothing of it.
O çok sevecen bir adamdı, sense ondan hiçbir şey öğrenememişsin.
- And loving every minute of it.
- Ve bundan çok hoşlanıyorsun.
I reckon it's what people call loving kindness.
Bence bu, insan olmanın güzelliği.
If you check the statistics out you'll find that these people have lived, over three hundred thousand people have lived together peacefully, loving each other feeling for each other, want, needing for each other and wanting to make this the experience it is.
İstatistiklere bir göz atacak olursanız, 300.000 kadar insanın birlikte yaşadığını, barış ve beraberlik içerisinde, birlikte sevgi ile durabildiğini, birbirine ihtiyacı olduğunu öğrendiğini, ve bu tecrübeyi birlikte yaşamak istediğini göreceksiniz.
And you would keep me loving if it were so cowardly to renounce it?
Seni sevmek için ondan vazgeçmek korkaklık olur?
Dear Mr. Baker, you and my loving brother, Tommy, must be having a fine time of it out there in the West.
Sevgili Bay Baker, sen ve kardeşim, Tommy orada Batıda güzel vakit geçiriyor olmalısınız.
It's oven All those years of loving, and fighting, and hating.
Tamamdı. Bitmişti. Nefret, aşk, acı günleri.
Oh, Mama, accept it as a loving son should, Mama.
Oh, Anne, seven bir oğlun kabul etmesi gerektiği gibi, Anne.
I accept it as a loving son should, Mama.
Seven bir oğlun kabul etmesi gerektiği gibi, Anne.
Is it normal for someone to stop loving you and just walk out?
Bunlar normal mi? Birisi sizi seviyor ve birden çekip gidiyor.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72