Lowry traduction Turc
379 traduction parallèle
My friend Doris Lowry.
Dostum Doris Lowry.
Would you like a lift, miss Lowry? No.
Evinize bırakmamı ister misiniz, Bayan Lowry?
How does it feel to be a wrong number, miss Lowry?
Yanlış numara olmak nasıl bir his, Bayan Lowry?
Well, if it isn't miss Lowry. How are you, Doris?
Bayan Lowry değil mi bu?
On a really large scale, miss Lowry?
Büyük çaplı bir kutlama hoşuna gitmez miydi, Bayan Lowry?
My trouble is, miss Lowry, that I feel like midnight, And I don't know what the morning will be,
Sıkıntım Bayan Lowry, gece yarısı gibi hissediyorum ve sabahın nasıl olacağını bilmiyorum.
Doris Lowry, Frederick Bauer, Edgar Ryan...
Doris Lowry, Frederick Bauer, Edgar Ryan...
Jack? Jack!
Lowry harekatı... ve Pandantif'i taşımasam bile, burda olmasa bile, gördüğüm ve duyduğum şeyleri unutamam.
I'm very grateful for everyone's help, especially for your devotion to Mrs Lowry.
Herkes yardım ettiği için minnettarım, özellikle senin Bayan Lowry'e olan bağlılığın için.
If you weren't so stupid, you'd know it was Mr Lowry up there!
Salak olmasaydın Bayan Lowry'nin üst katta olduğunu anlardın.
They might dig them up to see if there was some kind of poison in them, and if they did that with the rats, sir, they might start wondering about Mrs Lowry, and do the same with her.
Zehirlenmiş mi diye kontrol etmek için mezarını açabilirler. Fareye olanları görürlerse efendim aynısının Bayan Lowry'e de olduğunu düşünebilirler.
You realise, of course, that with the death of Mrs Lowry, I need to make new domestic arrangements.
Farkına vardığınız üzere Bayan Lowry'nin ölümünün ardından ev içinde yeni düzenlemeler yapmam gerekiyor.
From now on, it's to be Travers Lowry.
Bugünden itibaren "Travers ve Lowry" olacak.
Because... you're in love with Stephen Lowry.
Çünkü... Stephen Lowry'e aşıksın.
Is this the thanks I get, sir, after all the years of loyal service I've given to you and Mrs Lowry?
Onca yıl size ve Bayan Lowry'e karşı verdiğim sadık hizmetten sonra karşılığım bu mu olacaktı, efendim?
She refused to take orders, Mr Lowry.
- Emirlerime uymadı Bay Lowry.
- Good evening, Mr Lowry.
- İyi akşamlar, Bay Lowry.
Are you sure you've never seen her, Mr Lowry?
Daha önce onu hiç görmediğinize emin misiniz Bay Lowry?
What about this, Mr Lowry?
Peki bu Bay Lowry?
- Where were you last evening, Mr Lowry?
- Dün gece neredeydiniz, Bay Lowry?
- Well, Mr Lowry?
- Evet, Bay Lowry?
Stephen Lowry, I arrest you for the murder of Katherine Burke.
Stephen Lowry, seni Katherine Burke'yi öldürmek suçundan tutukluyorum.
Mr Lowry, sir.
Bay Lowry, efendim.
- Was your wife acquainted with Mr Lowry?
- Eşiniz, Bay Lowry ile tanışıyor muydu?
It was Mr Lowry, all right.
Bay Lowry idi.
Can you tell us where Mr Lowry was between 8.30 and 9.30 that night?
O gece Bay Lowry 8.30 ve 9.30 arasında neredeydi, söyler misin?
Well, I was with Mr Lowry every minute of the time.
Her dakikasında, Bay Lowry'nin yanındaydım.
But you know exactly where Mr Lowry was every minute, is that it?
Ama Bay Lowry'nin bütün gece evde olduğunu biliyorsunuz, öyle mi?
Well, I suggest that Mr Lowry did leave the drawing room, Miss Watkins,
Bay Lowry'nin salondan ayrıldığını ve...
Well, the drawing room being just across the hall, Mr Lowry was in plain sight the whole time.
Salon holun karşısında Bay Lowry bütün zaman boyunca net bir şekilde görünüyordu.
I was on my way to the servants'quarters and I heard Mr Lowry come up the stairs and go into his room.
Hizmetçiler bölümündeydim Bay Lowry'nin yukarı çıktığını ve odasına girdiğini duydum.
- Oh, Mr Lowry can.
- Bay Lowry doğrulayabilir.
If witnesses swear they saw Mr Lowry near the Anchor pub about 9.15, do you say they're lying?
Tanıklar Bay Lowry'i saat 9.15 sularında barın önünde gördüklerini söylüyorlar. Yalan söylediklerini mi söylüyorsunuz?
It belongs to Mr Lowry.
Bay Lowry'e ait.
Well, I'd sprained my ankle on the cellar steps and it was paining me a lot when I had to go and do the marketing, so I borrowed one of Mr Lowry's sticks from the hall rack.
Bodrum merdiveninde bileğimi burkmuştum. Pazara giderken canım yanıyordu. Ben de koridordaki raftan Bay Lowry'nin bastonunu ödünç aldım.
Well, I didn't tell Mr Lowry, hoping he wouldn't miss it.
Farkına varmamasını umuyordum.
That you made up this story because Mr Lowry is your employer and pays you a good wage.
Hikayeyi siz uydurdunuz, çünkü Bay Lowry iş vereniniz ve size iyi maaş ödüyor.
It would take a lot more than wages to make me lie for Mr Lowry, or any other employer.
Bay Lowry ya da başka bir iş veren için yalan söyleyeceksem daha fazlasına patlardı.
But it would take a lot more than attitudes to make me change my belief that it was Stephen Lowry, not you, who lost the stick.
Ama tutumdan daha fazlası olduğunu dşünüyorum. İnandığıma göre bastonu siz kaybetmediniz, Stephen Lowry kaybetti.
I accept that submission and the prisoner, Stephen Lowry, is discharged.
Bu kararı kabul ediyor ve tutuklu Stephen Lowry'nin tahliyesine karar veriyorum.
There must be something wrong with the law when a man like Stephen Lowry can be humiliated like this while the man who murdered Burke's wife is free to run at large.
Adalet sisteminde bir şeyler ters olmalı. Stephen Lowry gibi bir adam cinayetle yargılanırken Burke'nin eşini öldüren katil özgürce dolanıyor.
Lowry might well have been subjected for trial, had it not had been for Lily's testimony.
Lily'nin ifadesi olmasaydı Lowry mahkum edilebilirdi.
Welcome home, Mr Lowry.
Eve hoş geldiniz, Bay Lowry.
Oh, good evening, Mr Lowry.
- İyi akşamlar, Bay Lowry.
- Oh, good evening, Mr Lowry.
- İyi akşamlar, Bay Lowry.
Mrs Stephen Lowry!
Bayan Stephen Lowry!
Because the man happens to be Stephen Lowry.
Nedeni Stephen Lowry.
Mr Lowry had better see me, if he knows what's good for him.
Bay Lowry kendini düşünüyorsa benimle görüşmeli.
Oh, there you are, Mr Lowry.
İşte buradasınız Bay Lowry.
Well, Mr Lowry, if that letter ain't worth L500, my name ain't Herbert Moresby.
Bay Lowry, bu mektup 500 etmiyorsa benimde adım Herbert Moresby değil.
I...
Bay Lowry'e söylemedim.