Mackie traduction Turc
178 traduction parallèle
Mackie!
Mackie!
Somehow Mackie has his money And yet nothing can be proved
Her nasılsa Mackie'dedir parası ama mümkün değildir bunun ispatlanması.
Jenny Towler was discovered With a knife stuck in her chest Mackie strolls along the dockside
Jenny Towler bulunduğunda göğsünden bıçaklanmışken geziyordu Mackie rıhtımda daha fazlasını da bilmiyordu diğerlerinden.
Defiled one night as she lay sleeping Mackie, what price did you pay
Uyurken yatağında, bir gece kirletildi Mackie, acaba ne bedel ödedi?
Is Mackie inside?
Mackie içerde mi?
Say hi to Mackie for me.
Mackie'ye selam söyle benden.
Is all this stolen too, Mackie?
Bunlar hep çalıntı mı Mackie?
I'm hungry, Mackie.
Acıktım ben, Mackie.
Mackie.
Mackie.
Dear old Mackie, couldn't you have done this someplace else?
Sevgili Mackie, bunu başka bir yerde yapamadın mı?
It's burglary, Mackie... - another burglary!
Bu soygundur, Mackie... başka bir soygun daha!
- Mackie, please!
- Mackie, lütfen!
Good-bye, Mackie.
Hoş çakal, Mackie.
No, Mackie.
Hayır, Mackie.
Mackie, don't tear my heart out.
Mackie, bedenimden kalbimi sökme.
Don't forget me, Mackie, in foreign parts.
Diğer eyaletlerde beni unutma, Mackie.
Farewell, Mackie.
Hoş çakal, Mackie.
I wonder if Mackie will come by today.
Mackie bugün gelecek mi merak ediyorum.
Good heavens, Mackie!
Aman Tanrım, Mackie!
Hello, Mackie.
Merhaba, Mackie.
Mackie... when the coronation bells ring at Westminster, you'll be in a bad way.
Mackie Westminster'deki taçlandırma çanları çaldığında zor anlar yaşayacaksın.
- Stay, Mackie.
- Kalsana, Mackie.
Mackie, you must flee!
Mackie, kaçmalısın!
You've seen Mackie's bold and reckless nature.
Mackie'nin gözü pek ve cüretkar tabiatını gördünüz.
Mackie's become a bank president!
Mackie bir banka müdürü oldu!
Mackie and I were close once.
- Mackie ile bir zamanlar yakındık.
Mackie, don't talk business now.
Mackie, şimdi işten bahsetme.
Mackie, I'm ruined.
Mackie, mahvoldum.
One is Kreston Mackie.
İçlerinden Kreston Mackie.
On the Great Barrier Reef, you're in tune with Foreign Kay McKie.
Büyük Bariyer Resifi'nde Yabancı Kay MacKie ile birliktesiniz.
And how rough it must be on me not seeing my boy, Mackie.
"Oğlumu görmeden geçen günler benim için çok zor olacak." falan demiş.
I haven't seen Mackie since.
Mackie'yi hala göremedim.
- Oh, not this one, Mackie.
- Bu sürmeyecek, Mackie.
Oh, I know him, Mackie.
Ben onu tanıyorum, Mackie.
Can't say yid, heeb, zeeb, kike, mackie, dego, ginny, wop, ginzo, greaser, greaseball, spick, beaner, oya, tiger, PR, Mick, donkey, turkey, limey,
( etnik kökenler için aşalağıyıcı kelimer ) yid, heeb, zeeb, kike, mackie, dego, ginny, wop, ginzo, greaser, greaseball, spick, beaner, oya, tiger, PR, Mick, donkey, turkey, limey,
- Mr. Mackie lunched with the minister.
- Bay Mackie Bakan'la yemek yedi.
- It's a Bob Mackie original.
- Bu gerçek bir Bob Mackie. - Vay canına!
- Wow! A Bob Mackie!
Bob Mackie!
Mackie, quick, the camera.
Mackie, acele et, kamerayı getir.
Told Mackie to go ahead and rent out his space.
Mackie'ye tezgâhı kiralayabileceğini söyledi.
This is a Bob Mackie original.
Bu orijinal bir Bob Mackie.
Well, Mackie's back in town.
Vay, Mackie şehre dönmüş.
Mackie, long time no see.
Mackie, uzun zaman oldu.
Come on, Mackie!
Hadi, Mackie!
This is a court martial offense, Mackie.
Divan-ı harbe verileceksin, Mackie.
Mackie's on board.
Mackie o gemide.
Mackie, go.
Mackie, dinliyorum.
Confirmed, Mackie.
Anlaşıldı, Mackie.
- Mackie, is that you?
Mackie, sen misin?
Mr. Mackie, I will not tolerate... this kind of outrage.
Bay Mackie, böyle bir hakarete göz yumamam.
Mackie?
Mackie?