Means a lot to me traduction Turc
565 traduction parallèle
It Means A Lot To Me To Have You Here. Of Course.
- Burada olman benim için çok önemli.
This caper means a lot to me.
Bu iş benim için çok önemli.
The success of you and Linda means a lot to me, pal.
Senin ve Linda'nın başarısı bana çok şey ifade ediyor arkadaş.
It means a lot to me.
Benim için çok önemli.
Masuno, your happiness means a lot to me I'm ashamed I can't say anymore now
Masuno, senin mutluluğun benim için çok şey ifade ediyor. Daha fazla bir şey söyleyemediğim için kendimi mahcup hissediyorum.
That means a lot to me.
Bu benim için çok önemli.
This means a lot to me.
Bu benim için çok şey ifade ediyor.
That saddle means a lot to me.
O semer benim için çok değerli.
Really, this means a lot to me.
Gerçekten, benim için çok önemli.
It means a lot to me personally.
Bunun benim için önemi büyük.
A very moving one that means a lot to me.
Bu benim için çok önemli ve anlamlı.
It means a lot to me.
Hatta her şeyden çok bağlıyım.
It means a lot to me.
O benim için çok önemli.
It means a lot to me. It's not just the money!
Mesele sadece para değil!
I'm delighted that Chief Yang is here It means a lot to me
Şef Yang'ın burda olması şereftir namınız heryerde geçer!
It may not sound like much, but it means a lot to me.
Bunlar çok önemli gelmeyebilir ama benim için çok şey ifade ediyor.
My karate means a lot to me.
Karate bana çok şey ifade ediyor.
Thanks, that means a lot to me.
Teşekkürler, bu benim için çok önemli.
It means a lot to me, and it doesn't change a thing for you.
Benim için anlamı büyük, sizin için de fark eden bir şey olmaz.
I'd really like to play, and it means a lot to me.
Gerçekten oynamak istiyorum, benim için önemli bir maç.
This means a lot to me.
Benim için anlamı büyük bunun.
Gus, this means a lot to me.
Gus, bu benim için çok şey ifade ediyor.
This means a lot to me.
Bu benim için önemli.
Look, Jesse, I just want you to know that having you and Joey here really means a lot to me.
Bak Jesse, ben sadece senin ve Joey'nin benim için önemli olduğunuzu bilmenizi istiyorum.
Whatever this is, it means a lot to me.
Bu her neyse, benim için anlamı büyük.
Many people want me to fail so this case means a lot to me
Çok insan hata yapmamı istiyor, bu yüzden bu vaka bana çok şey ifade ediyor.
It means a lot to me.
Benim için önemli.
That means a lot to me.
Benim için çok şey ifade ediyor.
- That really means a lot to me.
- Bu benim için önemli. - Benim için de.
It means a lot to me.
Benim için çok şey ifade ediyor.
- Certainly not. That bike means a lot to me, it does.
O bisiklet benim için çok önemli.
This really means a lot to me.
Bu beni çok mutlu eder.
I can't continue bidding, but this landscape means a lot to me.
Arttırmaya devam edemeyeceğim, ama bu manzara bana çok şey ifade ediyor.
Thanks. That means a lot to me.
Bunun benim için anlamı büyük.
That means a lot to me.
Benim için çok anlamı var.
Means a lot to me.
Benim için çok önemli.
Your opinion means a lot to me.
Senin fikirlerin benim için çok şey ifade ediyor.
It means a lot to to me and Frank.
Onun için çok önemli.
I shouldn't tell you at all, I suppose but before I take him along I want you to know that what happens to you means to a lot me.
Hatta sanırım hiç söylememeliyim. Ama onu götürmeden önce, bilmeni isterim ki başına gelenler benim için de büyük anlam ifade ediyor.
There's a woman who's helping me a lot who means so much to me, I wouldn't want to lose her for anything.
Bana çok yardımcı olan bir kadın var ve çok değerli biri, onu asla kaybetmek istemem.
Maybe to you, but to me it means a lot of sacrifices
Senin için olmayabilir, ama benim için çok fedakarlık demek.
All it means to me is that you're terrified... hiding under a lot of rubbish about the functions of a robot.
Bütün bunların benim için anlamı... robotlaşmış saçmasapan bir sürü davranışın arkasına sığınmak.
mind of a child and all that. And yet, she means quite a... quiet a lot to me.
Neredeyse bir çocuk gibi ama benim için gerçekten çok şey ifade ediyor.
She's fragile and she means a lot to me.
Çok kırılgandır ve bu bana artık fazla geliyor.
Look, I take you in now, it means a lot of money to me.
Seni şu anda tutuklarsam, bu bir ton para demek.
When a person does a lot for you, it means you grab part of it. It's found to be fun. And he'll be fond of me.
Bir insan gülerse memnun olduğunu gösterir.beni de mutlu eder bu
If Eliot gives me this, it can mean a senior vice-presidency, maybe next year... a seat on the board, not to mention another $ 25,000 per annum... which means a lot of things, like the mortgage on this dump.
Eliot terfi verirse kıdemli başkan yardımcısı olabilirim, belki gelecek sene de... kurulda bir koltuk, yıllık 25,000 $'lık zamdan bahsetmiyorum bile... bizim için çok değerli olur, buranın borcu gibi mesela.
No, Carla, it means a lot more to me than that.
- Hayır, Carla.
And it means a lot to me.
Senin yaşındayken bana verilmişti.
I think it's time to propose a toast... to a little lady who means an awful lot to me.
Bence bir kadeh kaldırma vakti benim için çok önemli olan bir küçükhanıma.
While that might not mean jack shit to you, it means a hell of a lot to me.
Bu senin umurunda olmayabilir ama benim çok umurumda.