Meatloaf traduction Turc
413 traduction parallèle
There's meatloaf and peanut butter...
Söğüş etli var, bir de fıstık ezmeli...
Pauli has come, you meatloaf. You insane walrus!
Pauli geldi, seni köfte.
She'll make meatloaf.
Kesin rosto köfte yapacak.
Meatloaf, double beetloaf.
Rulo köfte, içi pancar röfle.
I hate meatloaf.
Köfteden nefret ediyorum.
Uh, two meatloaf sandwiches and one mashed potato with gravy.
İki kıymalı sandviç, bir soslu patates püresi.
Well, Marty, I hope you like meatloaf.
Pekala Marty, umarım köfte seversin.
- Meatloaf.
- Ruloköfte
"this tastes a little bit like meatloaf, but it's too delicious to be meatloaf."
Bu tat biraz ruloköfteyi andırıyor, ancak ruloköfte olmak için çok lezzetli
It's 12 : 00 at night, and I'm alone with a meatloaf in tinfoil.
Gece 12 : 00 ve yalnızım. - Alüminyum folyoda bir köfteyle.
You want the fucking meatloaf or not?
Şu kahrolası köfteleri istiyor musun?
Please! We've got cold meatloaf And rubber vomit.
Rulo köftemiz ve tavşan kusmuğumuz var.
Today's specials are Meatloaf Mozzarella, Chicken á la King.
Bugün spesiyalitesi, mozerallalı köfte... krema soslu tavuk...
- Oh, no, no, no, sir. That gentleman had a meatloaf.
Hayır, efendim, rulo köfte o.
Well, I think this meatloaf is dry.
Şey, bence bu et biraz kurumuş.
- More meatloaf?
- Biraz daha köfte alır mısın Marty?
- Yeah, who'd possibly be late on meatloaf night?
Evet.Köfte akşamında eve kim geç kalır ki?
Meatloaf, please.
Köfte lütfen.
- Meatloaf.
- Köfte.
- Meatloaf, too.
- Bir köfte daha.
Smells like burnt meatloaf.
Yanmış köfte gibi kokuyor.
One meatloaf platter and two chef's salads.
Bir rosto köfte ve iki şefin salatası.
Don't let any blood spill on the meatloaf.
Rostonun üstüne kan damlamasın.
Can I get a really big chunk of meatloaf with gravy and a couple of pickles?
Şöyle koca bir parça etli, salçalı ve turşu dolu bir tane alabilir miyim?
Today's special is meatloaf.
Bu günün özel yemeği ise köfte.
- You're not eating your meatloaf.
- Etini yemiyorsun.
It's, like, you have this great piece of work... and we have this audience, these kids... and it's like trying to feed them meatloaf or something... and they don't want to eat it, right?
Sende harika eser var ve bizim seyircilerimiz var - Çocuklar -... bu onlara köfte yedirmek gibi bir şey.
It was never meatloaf!
- Asla köfte değildi!
Ladies and gentlemen, the perfect meatloaf.
Bayanlar ve baylar, mükemmel bir rosto.
You didn't even finish your meatloaf, Love Muffin!
Rulo köfteni daha bitirmedin, aşk keki!
I think it was meatloaf, maybe.
Köfteydi galiba.
Like a guy who tells you that the King of Sweden is using his penis as a radio transmitter to send anti-Semitic lesbian meatloaf recipes to Soupy Sales and Marvin Hamlish.
Mesela size İsveç Kralı'nın penisini bir radyo vericisi olarak kullandığını ve Soupy Sales * ile Marvin Hamlisch'e * antisemitik lezbiyen köfte tarifleri yolladığını söyleyen biri gibi.
Okay, so meatloaf is bread crumbs, - spices and ground beef?
Yani köftenin içinde kıyma, ekmek kırıntıları ve baharat var.
- Meatloaf, ketchup on the table.
- Biftek, masada ketçap.
What's that I smell there, meatloaf?
Bu kokuda ne böyle, etli börek mi?
Your meatloaf is mushy, your salmon croquettes are oily and your eggplant parmigiana is a disgrace to this house!
Köftelerin ezik, balık köften yağlı ve kaşarlı patlıcanın bu ev için yüzkarası!
This guy's got more bread than a prison meatloaf.
Bu adam hapishanenin mutfağından daha çok ekmeğe sahip.
While I get my diamonds, you and "meatloaf" retrieve my wife.
Sen ve Beyinsiz Bey karımı bulun, elmasları da bana bırakın.
So he looks like Meatloaf's butt.
- Tamam, etkafalı bir g.t gibi görünebilir.
What's wrong with Meatloaf's butt?
- Etkafalı g.tün neyi yanlış?
Okay, we have chicken wings and meatloaf from Harriet's.
Tamam, tavuk kanadı ve köfte olması gerek.
This is Debra's meatloaf.
Bu Debra'nın bifteği.
Why is he here £ ¬ eating my meatloaf?
O niye burada ve niye benim bifteğimi yiyor?
For appetisers, we're having a sausage medley, and for the main course, there's a choice of meatloaf or meatballs.
İştah açıcı olarak, sucuk yiyeceğiz. Ana yemek de et veya köfte.
I'II bring you over a meatloaf tomorrow.
Sana yarın biftek getiririm.
Are you Meatloaf? — Yeah.
Siz Meatloaf mısınız?
Here, have some meatloaf.
Al, biraz meatloaf ( et dilimi ) ye.
Meatloaf, turkey quesadillas and Salade Niçoise.
Rulo köfte, hindi quesadilla ve Niçoise salatası.
- Is meatloaf okay?
Rulo köfte yer misin? Tabii.
dad let's just eat we're not saying we want you to cook more oh hell no, you remember the meatloaf incident of 98 yeah that's my point exactly
- Herkes gülmekten kırılıyor. - Çok güzel görünüyor. - Evet, gidecek olman çok üzücü.
Debra's meatloaf.
Debra'nın rulo köftesi.