Methinks traduction Turc
177 traduction parallèle
Methinks, from such a feast the heir to King Attilla's crowns should not be absent!
Bence, böyle bir kutlamada Kral Attilla'nın halefi de olmalı!
Methinks the boy has not long to live.
Bence çocuğun yaşayacak fazla zamanı yok.
Methinks the greatest captain on the coast... has just made the greatest mistake... the most ordinary common fool could make.
Bence sahildeki en büyük kaptan en büyük hatayı yaptı. Her sıradan aptalın yapacağı gibi.
Methinks I see my father.
Onu görür gibi oluyorum.
But soft, methinks I scent the morning air.
Ama dur. Sabah kokuları geliyor gibi.
- Methinks it's like a weasel.
Bense bir fareye benzettim.
Yet methinks'tis very sultry and hot for my complexion.
- Ama yine de bunaltıcı bir sıcak var, bana sorarsanız.
To fright you thus, methinks, I am too savage ; To do worse to you were fell cruelty, which is too nigh your person.
Sizi ürkütmekle kabalık ediyorum ama beterin beteri var, o da geldi gelecek.
Methinks there is much reason in his saying.
Hiç de haksız gelmedi bana söyledikleri.
Why, you, milord, methinks should soonest know his mind.
Onun aklından geçeni en iyi siz bilirsiniz, efendim.
( Goodfellow ) " Methinks I hear a voice cry
" Bir şey duydum sanki
Methinks I should never have come to the colonies.
Sanıyorum, sömürgelere asla gelmemeliydim.
Methinks you complain too much.
- Çok fazla şikayet ediyorsun gibi gördüm seni.
Methinks we've truly got a seigneur now instead of just a warden in the tower.
Komutanın yerine bir senyör göndermişler.
Gentles, methinks you frown.
Beyler, neden suratlar asık böyle.
" Whenas in silks my Julia goes, then, then methinks how sweetly flows the liquefaction of her clothes.
" Giderken Julia'm sanki ipekler içinde O an düşünürüm usulca akışını uçuşan elbisesinde.
Methinks I see the king.
Sanırım kralı görüyorum.
So your sweet hue... which methinks still doth stand... hath motion, and mine eye may be deceived :
Yüzündeki tatlı renk de, geçmişte nasılsa öyle gibi, Ama o da yerinde durmuyor belki, belki gözüm aldanıyor.
METHINKS I HEAR THE FLAPPING WINGS OF THE BIRDS OF PREY.
Sanırım, avlanmış bir kuşun kanat çırpışını duyuyorum.
No, no, listen! ♪ methinks me hears carolers.
Öyle geliyor ki, şarkı söyleyenleri duyuyorum.
Methinks it's time to hack the Prince to death. "
"Zannımca, Prensi öldürmenin tam zamanı."
Methinks it prudent to organize an expedition.
Düşünüyorum da, sefer düzenlemek ihtiyatlı olunması gereken bir iş.
[Thunder] Methinks it prudent to organize an expedition.
Düşünüyorum da, sefer düzenlemek ihtiyatlı olunması gereken bir iş.
My father, methinks I see my father.
Babamı görüyorum galiba.
Methinks I scent the morning air.
Sabah kokusu geliyor burnuma.
The lady doth protest too much, methinks.
Yemini fazla uzattı bayan.
Methinks I shan't.
Bence de.
Would I were dead, but that methinks already.
Canım çıksın şimdiden kımıldıyormuş gibi gelmiyorsa!
"Methinks we're here."
"Ben diyorum ki geldik."
Methinks you are sadder.
Dertli görünüyorsun.
Methinks that Scarlet will bring a bigger ransom as a virgin.
Benim fikrim, Scarlet bir bakire olarak daha fazla ganimet eder.
Methinks a mortal doth approach!
Galiba bir ölümlü yaklaşıyor!
Methinks I'm going to like this town.
Galiba bu şehri seveceğim.
But soft, methinks I scent the morning's air.
Ama dur. Sabah kokuları geliyor gibi.
- The lady doth protest too much, methinks.
Kadının yeminleri aşırı geldi bana.
But yet methinks it is very sultry and hot for my complexion.
Haklısınız galiba. Ama yinede bunaltıcı bir sıcak var, bana sorarsanız.
Methinks I hear a voice cry,'Sleep no more.'
Bir ses duyduğunu zannediyor, "artık uyuma!"
Methinks his name is Sir Eats-A-Lot.
Bence onun adı, Sir "Çok Yiyen".
Methinks I see thee, now thou art so low, as one dead in the bottom of a tomb.
Aşağıya indin ya şimdi, seni mezar dibinde... bir ölü olarak görüyorum seni.
Your friend is a foolish one, methinks.
Arkadaşın salağın teki bence.
But, O, methinks how slow this old moon wanes!
Ama, bu eski ay, neden yavaş siliniyor?
Methinks, mistress, you should have little reason for that.
Bence efendim bunun için fazla bir nedeniniz olamaz.
The moon, methinks, looks with a watery eye and when she weeps, weeps every little flower lamenting some enforced chastity.
Bu güzel ay ışığında ey efendi ruhuma güzel çiçeklerin yaydığı koku gibi yayılan sen, sen kimsin, ey efendi?
Methinks I am marvelous hairy about the face.
Yüzümü kıllar kaplamış olmalı.
Methinks I have a great desire to a bottle of hay.
Bir balya samana, hayır demem, elbet.
The wall, methinks, being sensible, should curse again.
Duvar da zeki olduğu için, buna cevap verir, derim.
Yet, methinks, the manner of your death should much afflict you.
Yine de, ölümünün şekli sana büyük bir acı vermeli.
Methinks it be a butternut squash soup. Methinks you're right, Squire.
Tereyağlı balkabağı çorbası olacak bu.
First, methinks the lady dost need a chair!
Öncelikle hanımefendiye bir sandalye bulalım!
Methinks I could not die anyplace so contented as in the king's company.
Düşünüyorum da, ben, başka hiçbir yerde...
Methinks the price be fixed now.
Bence artık fiyat belli oldu hanımlar.