Mikaela traduction Turc
61 traduction parallèle
Mikaela, you know Monroe, and you know damned well he can only fuck faggots.
Mikaela, Monroe'yu tanıyorsun. Ve sadece homolarla yatabildiğini sen de biliyorsun.
Oh, my God, dude, Mikaela's here.
Aman Tanrım, dostum, Mikaela burada.
Mikaela!
Mikaela!
I'm Mikaela.
Ben Mikaela.
Mikaela says I'm living in a reality nobody's seen in a hundred years.
Mikaela, kimsenin yüz yıldır görmediği bir gerçeklikte yaşadığımı söylüyor.
Mikaela, don't you feed this man, he's a skeleton.
Mikaela, bu adamı beslemiyor musun sen! Adam bir deri bir kemik kalmış!
Leif is Mikaela's new boyfriend.
Leif, Mikaela'nın yeni erkek arkadaşı.
- Mikaela.
- Mikaela.
Mikaela is just upset.
- Mikaela üzgün sadece.
- Mikaela isjust upset.
- "Mikaela üzgün sadece."
Try understand how Mikaela...
- Mikaela'nın nasıl- -
Look, Mikaela's the greatest, but you gotta give each other room to grow, okay?
Mikaela harika fakat gelişmek için birbirinize özgürlük tanımalısınız.
Of course, I kept it, Mikaela. It's like my Super Bowl jersey.
Şampiyonluk formam gibi bir şey.
Mikaela, I think a sliver of the Cube got stuck on my shirt.
Görünüşe göre küpten ufak bir parça tişörtüme takılmış.
- Hi, Mikaela.
Merhaba, Mikaela.
- Hello? Mikaela?
- Mikaela.
Mikaela, okay, my great-great-grandfather went on this Arctic mission, right? And he saw Megatron. Megatron zapped him, and he started seeing these crazy symbols.
Büyük büyük babam kutup keşif gezisine gitmişti ve Megatron onu şokladıktan sonra simgeler görmeye başlamıştı.
- Mikaela, do not touch it, okay?
Ona dokunma, tamam mı?
- Mikaela!
Mikaela?
Mikaela!
Mikaela?
It's not fun for me, okay, Mikaela?
Benim için eğlenceli değildi.
Ron! Mikaela!
Ron!
Mikaela!
Mikaela.
Mikaela, stay back!
Mikaela, geri çekil.
Senator Michaela Wen.
- Senatör Mikaela Wen'siniz.
- Mikaela was Jens's wife.
- Jens'in karısının adı Mikaela'ydı.
- She wanted a divorce.
- Mikaela boşanmak istemiş.
- The man she met... It was me.
Mikaela'nın birlikte olduğu kişi bendim.
I haven't mentioned your affair with Mikaela.
- Ne yalan söyledin ki? Senin Mikaela ile olan ilişkini söylemedim.
Because I slept with Mikaela.
Mikaela ile birlikte olduğum için.
You should've seen her when I told her I slept with Mikaela.
Mikaela'yı anlattığımda yüzündeki ifadeyi görmeliydin.
- Mikaela is buried here.
- Mikaela'nın mezarı burada.
- Mikaela was on her way to Sweden.
- Mikaela İsveç'e gidiyordu.
Me, Mikaela... and Rasmus.
Ben, Mikaela ve Rasmus.
You'll discover that his wife Mikaela was Swedish.
Oradan Jens'in eşi Mikaela'nın İsveçli olduğunu öğreneceksin.
- Why was Jens's wife out driving?
- Jens'in karısı nereye gidiyordu acaba? - Mikaela.
- Mikaela.
- Efendim?
Her name was Mikaela.
- Jens'in karısının adı Mikaela'ydı.
- Why was Mikaela on the bridge?
- Mikaela niçin köprüden geçiyordu?
- Mikaela was on her way to see her.
Mikaela onun yanına gidiyormuş.
- Why was Mikaela on her way?
Mikaela niçin yanınıza geliyordu?
- She wanted a divorce.
Mikaela boşanmak istemiş.
The man that Mikaela met... It was me.
Mikaela'nın birlikte olduğu kişi bendim.
Mikaela was having a hard time.
Mikaela da sıkıntılı günler geçiriyordu. Sonra oluverdi işte.
I certainly didn't plan to cause her death.
Mikaela'nın ölümüne neden olacağım kesinlikle aklıma gelmemişti.
Mikaela told Jens that she was leaving him.
Mikaela Jens'e ondan ayrılacağını söylemiş.
- Does she know about Mikaela?
- Mikaela'dan haberi var mıydı?
You weren't together when you did Mikaela, but...
Mikaela ile birlikte olduğunda evli olmasanız da- -
When they sold it, they sent him some of Mikaela's things.
Yazlığı sattıklarında Mikaela'nın bazı eşyalarını yollamışlar.
- Mikaela was lost to him already.
- Mikaela'yı zaten kaybetmişti.
Mikaela, if you'll show me your pizza?
Mikaela, bana şu "hamını" gösterirsen.