Mingle traduction Turc
577 traduction parallèle
Mingle with all the other Cabinet members'wives and ambassadors'?
Kabine üyelerinin eşleriyle, büyükelçilerle birlikte olmak istemez misin?
What prompted you to mingle with the guests?
Misafirlerin arasına karışmana sebep olan şey nedir?
I want you to mingle with the people in the café tonight.
Bu gece kafedeki insanların arasına karışmanı istiyorum.
You're instructions were to mingle with the people and stay in the café.
Senin talimatın insanların arasına karışmak ve kafede durmaktı.
Then fly, false thanes, and mingle with the English epicures :
Kaçın öyleyse, dönek beyler! Gidin katılın İngiliz domuzlarına.
I do not mingle with the customers
Müşterilerle ilgilenmem.
They don't mingle, under pain of death.
ÖIüm acısıyla bile farklı türlerle birleşmezler.
When you get there, pull closer to shore and mingle with other boats.
Oraya varınca, diğer teknelerin yanına yaklaş.
Would you mingle the blood of slaves with your own?
Kölelerin kanının, seninkiyle karışmasını ister misin?
To mingle with your own!
Senin kanınla karıştırmak için!
"'The fountains mingle with the rivers,
"'Pınarlar ırmaklara karışır,
"'The rivers mingle with the oceans... "'
"'Irmaklar okyanuslara... "'
Special laborers must not mingle with ordinary laborers.
Özel işçiler sıradan işçilerden ayrı tutulacak.
Mingle a little.
Etrafa, takıl.
- Mingle, girls.
- Tanışın, kızlar.
You'll have to excuse us, but I insist that she mix and mingle.
Bizi mazur görün ancak derhâl haşır neşir olması için ısrar ediyorum.
I need a volunteer who will mingle naked with the nudists.
Şimdi, bir gönüllü istiyorum. Soyunup çıplakların arasına sızacak. Mükemmel.
Mingle.
Kaynaşın.
- Try and mingle with the workers.
- Diğer çalışanların arasına karışın.
We're going to mingle with these creatures, inquire act carefully, and run off.
Biz bu kılıkla, onların arasına karışacağız, gizlice araştırmamızı yapacağız ve oradan çabucak uzaklaşacağız. - Ben yine de karımı dinlemeliydim.
I decided life wasn't fit to live, and the only thing to do was to mingle with the twinkling stars.
Hayatin yasamaya degmedigine, ve en iyi yolun ruhumu teslim etmek olduguna karar verdim,
- Mingle, mingle.
- Misafirlerle ilgilenin.
Ourself will mingle with society and play the humble host.
Biz konuklar arasına girip, naçizane ev sahipliği görevimizi yapacağız.
Then fly, false thanes and mingle with the English epicures!
Siz kaçın sahte beyler ve sefa düşkünü İngilizler'e katılın!
One of the obligations of the trade - have to mingle.
Mesleğin şartlarında biri : kalabalığa karışmak!
No, thank you, I think I'll just mingle for a while.
Hayır, teşekkürler. Sanırım biraz dolaşacağım.
I do not mingle with certain people.
Sizin gibilerle işim olmaz.
Why don't you go out there and mingle, pick someone...
Bu gece dışarı çıkıp biraz cilve yap.
Mingle.
Karışın.
She's a loner Likes to mingle
Yalnızlığı seven biri, karışıklıktan hoşlanıyor
-... and I loves to mingle.
-... kız olayına gireceğim.
I've got to go down and mingle with the people in the street, stretch my legs.
Aşağı inip sokaktaki insanlarla haşır neşir olmalı bacaklarımı açmalıyım.
I wanted to mingle with my faithful subjects in the provinces to enjoy the peace and liberties I lost ".
Taşradaki sadık tebaamın arasına karışmak yitirdiğim barış ve özgürlüklere kavuşmak istedim " dedi.
You care to mingle with me, Mr. Todd?
Benimle konuşur musunuz Bay Todd?
They'll mingle with the crowd.
Halkın içine karışacaklar.
They don't like to go into Redwood and mingle with the town folk, so he does most of his food buying right here.
Redwood'a gidip kasabalıların arasına karışmaktan hoşlanmazlar. Bu yüzden yiyeceğinin çoğunu buradan alır.
Le chef, mingle around.
Şef, etrafı karıştır.
Mingle a bit, get to know the owners.
Etrafı dolaş araba sahiplerinden bilgi al.
Mingle. Blend in.
Araya karışıyoruz.
We chanced to mingle, oh
Rastlantı eseri karşılaştık, ah!
- Let's go down and mingle.
- İnip aralarına karışalım.
I don't mingle with swindlers
Sahtekarlarla oturmak istemem!
I don't think I can sit cross-legged by candlelight, holding hands with you and Lester, listening to Charlie Mingle.
Mum ışığında bacak bacak üstüne atıp, seninle ve Lester'la elele Charlie Mingle dinleyeceğimi hiç sanmıyorum.
I got to mingle with the people, you understand?
İnsanlarla kaynaşmalıyım ben, çaktın mı?
I'll mingle. Make some new friends.
Birkaç yeni dost edineceğim.
Our friend's essence will mingle with the Lords of Light.
Dostumuzun ruhu Işığın Lordlarıyla birleşecek.
Mingle, dance, sing. - Understood.
ortama gir, dans et, şarkı söyle. - anladım.
Your water shall mingle with our water.
Sizin suyunuz bizim suyumuza katılacak.
Well, I think I'll mingle.
Ben dolaşacağım.
- mingle.
- Başkalarıyla konuş.
- Go mingle with them.
- Git onlara katıl.