Mire traduction Turc
125 traduction parallèle
You guys ain't alone in this muck and mire.
Bu pisliğin içinde yalnız değilsiniz.
- Hiya, mire.
- Selam batak.
Windmills, remember, if you fight with them... may swing round their huge arms and cast you down into the mire.
Şunu unutmayın ki, yel değirmenleriyle savaşırsanız o dev kollar çarpıp, döne döne sizi çamura düşürebilir.
They mire a calf and then come for him later.
Buzağıyı çamura gömüp sonra gelip çıkarırlar.
The wicked were like a troubled sea whose waters cast up mire and dirt.
Kötüler, suları çamurlu ve kirli azgın bir deniz gibiydi.
They say I've trodden Helmut's memory into the mire.
Helmut'un aklını çelmişim güya.
Don't step off the track or you'll find yourself in Grimpen Mire.
Yolunuzdan sapmayın yoksa kendinizi Grimpen Mire'da bulursunuz.
The mire!
Bataklık!
Don't go off left, or you'll be in Grimpen Mire.
Sakın ayrılmayın yoksa kendinizi Grimpen Mire'da bulursunuz.
The water seeps through from the mire.
Bataklıktan buraya su sızıyor.
To support it you'd drag your father's memory thought the mire.
Bunu desteklemek için, babanın hatırasını pisliğe bulaştırıyorsun.
Hey, I wonder how those Mire Beasts are enjoying that Dalek, eh?
Şu Çamur Yaratıkları'nın Daleklerle nasıl eğlendiğini merak ediyorum.
Pate de Dalek a la Mire Beast might be rather palatable!
Belki de biraz Dalek ezmesi Çamur Yaratıkları'na oldukça lezzetli gelebilir.
All but... the Mire Beasts.
Hepsi ama Çamur Yaratıkları.
Mire Beasts?
Çamur Yaratıkları mı?
We were driven back as the Mire Beasts took over more and more of our beautiful city.
Çamur Canavarları güzel şehrimizi ele geçirirken biz geri çekildik.
These Mire Beasts - what do they feed on, mmm? They are... flesh eaters.
- Bu Çamur Yaratıkları neyle besleniyorlar?
The Mire Beasts hunt at night.
Çamur Yaratıkları gece avlanırlar.
You see, we Aridians have learned the only way to destroy the Mire Beast is to entomb them in the sections of the city they have occupied.
Biz Aridianlar, Çamur Yaratıklar'ını yok etmenin tek yolunu öğrendik. Bu da şehrin mesken edindikleri bölgelerinde onları gömmek.
It will take us to a part of our home that is still free from Mire Beasts.
Bizi hala Çamur Canavarları'nın ele geçirmediği bölüme götürecek.
Then I think it's pure supposition that they've been caught by Mire Beasts.
Çamur Yaratıkları tarafından yakalanmış olmaları bence net bir tahmin.
It led to a part of our city that's been invaded by Mire Beasts.
Şehrimizin Çamur Yaratıkları tarafından istila edilen bölümüne açılıyordu.
Sinking Omatsu into a mire like that, and my dreams as well!
Omatsu'yu böyle bir pisliğe batırdın! Tüm hayallerimi de yıktın!
The one thing, the one person I tried to protect to raise above the mire of this vile, crushing marriage the one light in all this hopeless darkness!
Bu iğrenç, perişan edici evlilik batağından korumak için uğraştığım tek şey, tek kişi, bu umutsuz karanlık içindeki tek ışık! Oğlumuz!
And I'll also help her get out ofthe mire. She's a good girl, isn't she?
Hatta onun da bu çamurdan kurtulmasına yardımcı olurum.
In your seductive mire Don't call me, enough.
Yalancı güzelliğinle benden uzak dur.
No, once you're in the mire, who can pull you out again, in terms of human relations, I mean?
Hayır, çamura bir kere saplandığında seni oradan kim çekip çıkarır... insan ilişkileri bakımından, demek istiyorum?
But we were stuck in the mire!
Fakat biz çamura saplanmıştık!
She got bogged down in a mire about a mile from here.
Buradan bir buçuk kilometre falan ötede bataklığa yakalandı.
She's got bogged down in the bourgeois mire.
- Kolia ile şehir dışına çıktı. Burjuva çamuruna saplanıp kaldı.
And you're back in it, in the mire.
Ama sen yine çamura batarsın.
And it's the same mire as before.
Tıpkı daha önce battığın gibi.
My father will drag your name, both your names, through the mire!
Babam senin adını, ikinizin de adını çamura saplayacak.
Lulu. It seems to me that this whole madhouse, this moral mire in which we now crawl, can in an instant, as if by magic, be changed into something great.
Bana öyle görünüyor ki, burası tımarhane, bu ahlaki pislik yavaş yavaş ilerliyor, ve bir an da, sanki sihirle, büyük bir şeye dönüştürülebilir.
Either we sink back into the mire of the past, or continue to fight for mankind's release from the curse of slavery!
Ya geçmişin bataklığına geri döner, ya da insanlığın serbest bırakılması için mücadeleye devam eder, köleliğin lanetinden kurtuluruz!
Negative contact. Over. Yo Mire!
birlikler güvenle indi, tamam.
Kind : "It will drag you in the mire head-first with its weight."
Uyarıcı : Aman yavrum, bu ağırlıkla yere düşmenden korkuyorum.
That pervert who just wants to drag you down into the mire... down into the sewer, into the sew...
O sapık seni pisliğe, çirkefe sürüklemek istiyor.. .. lağıma çekmek istiyor, lağ..
Some kind of an intro. No time to wallow in the mire
# Çamurda debelenmeye vakit yok. #
- Consuegra, mire.
- Consuegra, mire.
You're turning your back on reason - on mankind's struggle... to pull itself out of the mire of ignorance and superstition.
Mantığa sırtını dönüyorsun... insanlığın kendini cehalet ve batıl inanç çamurundan çıkarma mücadelesine.
Forty-five miles over switchback trails, through bogs and mire, over boulders and slate, thousand-foot drops on either side.
Kırk beş mil zikzaklı yollar üzerinde. Batabilirsiniz, sivri kayalıklar, kayalar. Bin metrelik iki tarafında uçurumlar.
- Dirt as ye are, we'll sink into the mire together.
- Bu kadar kirliyken beraberce çamura gireriz.
And if he has to walk in the mire...
Eğer bataklıkta yürümesi gerekiyorsa...
Well then he has to walk, my dear Gertrude, in the mire.
O zaman, sevgili Gertrude, bataklıkta yürümesi gerekir.
If our music as it should be, will ever get out of the mire.
Müzik yolumuzdan şaşmazsak, bu bataklıktan kurtuluruz.
I eagerly read your mythic tales of mire... and found them both charming and sad.
Maia hakkındaki efsanevi öykülerinizi okudum ve hem büyüleyici hem acıklı buldum.
You've got to pull us out of this mire that we are wallowing in.
İçine saplandığımız bu çamurdan bizi çekip çıkarman gerek.
If we're in mire, I would assume that we're also in muck.
Bir çamura saplansaydık, bataklıkta olduğumuzu da varsayardım.
Usually one is in muck and mire.
Çamura saplanan biri genellikle bataklıktadır.
Nos pusieron en fila, gritaron un número, me miré el brazo.
Bizi yanyana dizdiler ve numara verdiler. Kollarıma baktım.