Mmh traduction Turc
90 traduction parallèle
It's eve r since Mu rIeI tIhat I'mmh no longe r really alive...
Şunu anladım ki Muriel'le tanıştığımdan beri artık yaşamıyorum.
At least I'mmh not af raid anymmho re.
En azından bundan artık korkmuyorum.
Mmh!
Mmh!
- Mmh, tasty!
- Mmh, lezzetli!
- Mmh... tasty!
Hayır! - Mmh... leziz!
Mmh.
Evet.
Mmh. Who are those dreadful girls out there?
Dışarıdaki şu ürkünç kızlar da kim?
mmh?
mmh?
- Mm-hmm.
- Mmh..
Nuh-uh.
Mmh.
- Mmh. Is that what we're doing, E?
- Bizim yaptığımız bu mu, E?
Mmh. The loving father.
Onu seven baba olarak.
Mmh, well, that's really thoughtful of you.
Mmh, harika, gerçekten çok düşüncelisiniz.
Mmh?
Mmh?
Mmh.
Mmh.
Mmh, no.
Mmh, hayır.
Mmh.
( Hım.
Mmh.
Hım. )
Mmh.
( Hım. )
- Mmh that's very nice.
- Mmh, bunu biliyorum. #
Mmh. And time of death?
Peki ölüm saati nedir?
Mmh. So let's look at this the other way.
O halde diğer açıdan bakalım.
Mmh. Not much of an alibi, is it?
İyi bir mazeret sayılmaz, öyle değil mi?
Mmh. What did he want?
Ne istedi?
Mmh.. What I want is...
İstediğim şey şu...
- Mmh.
- Oh. - Mm.
Hm-mmh.
Hı hı.
Mmh-hmm.
Evet.
- In the corner? - Mmh.
- Köşeye mi?
- They are inconstant. - Mmh?
- Kararsızdırlar.
Mmh?
Hı?
M-mmh, Armaya.
M-mmh, Armaya.
Mmh, good.
Güzel.
I lost everyone, mmh... everything.
Herkesi kaybettim... herşeyi.
Mmh... Let me try the peach.
Bir de şeftaliliyi deneyeyim.
- The oncologist. - Mmh.
Onkolog.
Mmh? Oh, Cooper's office, he had a gift basket.
Ah, Cooper'ın ofisinden, hediye sepeti vardı.
- Mmh-mmh, private game.
- Evet, özel oyun.
Mmh... Billy didn't seem like your average gung-ho soldier.
Billy sıradan bir asker gibi görünmüyor.
Mmh mmh.
Hıı hııı.
Incidentally, that's not the first time she's said that today, - if you know what I'm talking about. - Mm-mmh.
Tesadüfe bakın ki, bugün bunu ilk defa söylemiyor, anlıyor musunuz?
Mmh. Like I'd never seen before.
Daha önce hiç görmediğim kadar.
Mmh. Some fireworks, eh?
Havai fişek, ha?
Mmh, it was a business transaction.
Bir iş muamelesiydi.
Mmh, it can only be called a miracle.
Bu bir mucize.
Mmh... delicious.
Mmm... çok lezzetli.
Mmh. Did they?
Öyle mi?
- Ah, the knife wounds. - Mmh.
Bıçak yaraları.
- Curious, isn't it? - Mmh.
Garip, değil mi?
Mmh.
Gümüş kurşun.
Mmh?
Efendim?