Moans traduction Turc
449 traduction parallèle
- No blue moans at all?
- Hiç ağlama sızlama yok mu?
I can no longer bear to hear the moans of people in torment.
Azap içinde olan insanların iniltilerini duymaya artık dayanamıyorum.
First, he is an abominable actor, who mouths his verse and moans his tragedy.
Birincisi, berbat bir aktör, beyitlere gem vurup, trajedilerde inler.
Really is a beautiful piece of fur. [moans] What's mink got for you women, anyway?
Gerçekten güzel bir kürk parçası.
[moans]
Kabusun, dehşetin, çaresizliğin tuzaklarını kuşanmış bir eşek şakası.
She says you make little groans and moans all night.
Dediğine göre bütün gece iniltiler çıkarmışsın.
I'm tired of hearing about your moans and groans.
Sızlanmalarını dinlemekten bıktım artık.
No, he often moans during these seizures.
Bu nöbetler esnasında hep böyle sesler çıkarır.
[Moans] Captain Mueller.
Kaptan Mueller.
♪ Screams and moans and bats and bones ♪ And teenage monsters in haunted homes ♪ The ghost on the stair The vampires bite
Tuhaf iniltiler, yarasalar, kemikler ve genç canavarlar perili evlerde merdivende bir hayalet, bir vampir ısırığı var.
The next man who moans is going to be very sorry.
İnleyecek bir sonraki adam bundan çok pişman olacak.
The fiancée of any guy with ten bucks in his pocket who doesn't mind risking a dose of several diseases for 15 minutes of phoney moans on a dirty mattress!
10 doları olan ve kirli bir yatakta 1 5 dakikalık sahte inleme ve hastalık tehlikesini göze alan herkesin nişanlısı!
After that, everything gets dark around me... and she moans and embraces me.
Bundan sonra, etrafımdaki her şey kararmaya başladı ve o inlemeye ve beni kucaklamaya başladı.
You could slooshy the screams and moans very realistic.
Çığlıkları ve inlemeleri çok gerçekçi şekilde duyabiliyordunuz.
They laughed at me blood and me moans, this murderous dog!
Kanım ve inlemelerime güldüler, seni ölüm saçan köpek!
[Moans]
[İnlemeler]
Moans from bundles of filth in the street.
Sokaktaki pislik yığınındaki iniltiler.
"She moans, her hoarse voice sounding distorted with pain, and the highest peaks of pleasure at the same time."
"aynı zamanda zevkin en yüksek zirvelerindeyken, inliyor, ve onun acı ile boğulan sesi duyuluyor."
She has all she could ever want, but still she moans about love.
Şu dünyada insanın isteyebileceği her şeye sahip ama hiçbir zaman kendine acımaktan ve sevgiden vazgeçmiyor.
A top the tower lonely coockoo's moans..
Kulenin üstünde yalnız bir guguk kuşu inliyor..
[moans] THERE, OK?
Bundan korkuyorum. Korkuyorum.
Hey, three moans wasn't bad so far, about an hour and a half.
Bir buçuk saatte üç kıskançlık belirtisi hiç de fena değil.
Eternal moans, a thousand ills.
Bitmek bilmeyen ahları vahları, ve binlerce hastalıkları
And she growls, and she moans.
Hırlıyor ve inliyor.
[Moans]
[İnliyor]
[Moans]
[İnleme]
( Baldrick moans )
( Baldrick inler )
( Moans of agony )
( Izdırap inlemeleri )
( moans )
Devam edeyim mi?
( Greg moans ) I want to know everything about that contract.
Bu kontratla ilgili her şeyi bilmek istiyorum...
Touch it wrong, breathe on it, almost any kind of movement, we're wallpaper. [Moans]
Yanlış yere dokun, üstüne nefes ver, herhangi bir hareket yap, ve duvar kağıdı oluruz.
She said... said... the place was too clean compared... - ( moans )
O dedi ki... dedi ki... mekan çok temizdi...
- [Moans] Would you still want me?
Beni hala arzular mıydın?
- [Moans] I'm here, Mama.
Ben burdayım anne.
Where do you put your microphone to get the most incriminating moans and sighs?
En suçlayıcı ah-oh'ları kaydetmek için mikrofonunu nereye koyuyorsun?
I want a strict diet of James Brown for the growls, Otis Redding for the moans,
Hırıltılar için sıkı bir James Brown diyeti iniltiler için de Otis Redding diyeti uygulayacaksınız.
[Moans] IT'S ALL RIGHT.
Tamamdır.
[Moans] THAT'S ALL RIGHT.
Sorun yok.
I'd like, between lustful anal sex sessions and moans, to lick your knees. And upwards, from your belly to your heart.
Ayak bileklerinden dizlerine doğru dilimi gezdirmek Ve yukarıya, kalbine ulaşmak istiyorum.
# And moans
#... ve iniltiler
She groans, she moans... she turns softly in her sleep.
ınliyor. Sızlıyor. Ve uykusunda yavaşça dönüyor.
- [moans] - Better.
Daha iyi.
[moans] lt really hurt.
Çok fenaydı. Beni bir büyücü doktor tedavi etti ve yara bir türlü iyileşmedi.
( Engywook moans ) Get up, you old fool!
Ayağa kalk, seni ihtiyar aptal!
- [Doorbell Rings ] - [ Moans ] [ Man] Homer Simpson, I've got a, uh... special delivery for you.
Homer Simpson adına, şey özel bir paket var.
Did my moans upset you?
İnlemem seni rahatsız mı etti?
[Snoring, Moans ] [ Grunting] Put me down!
İndirin beni!
Now that wave has stopped, you... ( moans )
Dalga geride kalmıştır.
What kind of cries and moans were heard at night?
Geceleyin ne tür çığlıklar ve inlemeler duymuşlar?
[Anne-Marie Coughs and moans]
Flo :
[Moans ] OH, GOD. [ Girls Shouting] LISA!
LiSA!