Mourning traduction Turc
1,318 traduction parallèle
Karen. I'm in mourning for my life. Oh.
- Karen, hayatım için yas tutuyorum.
I guess this concludes the mourning period.
Sanırım be matemin bittiğini göterir.
This is a time for mourning.
Yas tutma zamanı.
The nation's moved from mourning to anxiety.
Ulus şu an yasta ve endişe içersinde.
For this, great France. My sad and mourning tears hath pitied.
Senin için tuttuğum yas, Döktüğüm gözyaşları,
And those two ladies will go into mourning all over again.
Ve o iki hanımefendi aynı şeyleri tekrar yaşamak durumunda kalacaklar.
As the rest of the country was mourning their great loss, things were actually starting to look up for me.
Ülkenin geri kalanı büyük kayıpları için yas tutarken..... benim içinse herşey iyiye gidiyordu.
Comrades of Castelcuto, we are gathered here today... to share in the tragic but honorable mourning... which has struck our town.
Castelcuto yoldaşları, bugün buraya kasabamızda meydana gelen, trajik ama onurlu bir yası.. paylaşmak için toplandık.
And yet, she herself is still in silent agony... mourning over that unmarked war grave... in faraway East Africa.
Buna rağmen kendisi halen sessizce ve acı çekerek kocasının yasını tutmaktadır Doğu Afrika'daki meçhul mezarı başında.
We remembered a charming girl but found a woman in mourning.
Onu çekici bir kız olarak hatırlıyorduk ama karşımızda acılı bir kadın bulduk.
Are you in mourning?
Yasta mısın?
Still in mourning for Louis XVI.
XVI. Louis öldüğünden beri yas tutuyor.
You must get out of here or you'll die from mourning.
Buradan çıkman gerekir yoksa sabaha ölürsün!
You're the only one who isn't mourning.
Yas tutmayan tek kişi sensin.
We've been in mourning because Gujjar has been terrifying us.
Gujjar bizi korkuttuğu için hep tedirginiz.
On that recording after Lisbeth died, you can tell he's in mourning.
Lisbeth öldükten sonrakilerde yas tuttuğunu söyleyebilirim.
- Mourning!
- Sabah gelin!
I know you're mourning. But I'd like a coffee.
Yasta olduğunuzu biliyorum ama bir kahve alabilir miyim?
Madame Audel is in mourning for her husband.
Madam Audel kocasının yasını tutuyor.
People are in mourning for the death of President Park... who passed away at 7 : 50pm on the 26th
Başkan Park'ın ölümü halkı yasa boğdu... ölümü 26 Ekim saat 7 : 50'de meydana geldi
Yes... and mourning the loss of her grandmother.
Evet... ve büyük ihtimalle büyük annesinin kaybının yasını tutuyor.
I don't know. I'm just sitting here mourning the whole situation.
Sadece durumdan dolayı karalar bağlamış, oturuyorum.
You're in mourning.
Yas dönemindesin.
- You are mourning a cat? - Yes.
- Bir kediye mi yas tutuyorsunuz?
You still in mourning over the coming of managed care?
Hâlâ sağlık sigortasına mı kafan bozuk?
Well, you'll forgive me if I don't wear mourning.
Ardından yas tutmazsam beni affet.
But if she isn't released by then... another bomb will go off, and then another and another until... every man... woman and child in this city... is either dead... - or in mourning.
O zamana kadar serbest bırakılmazsa bir bomba daha patlayacak, sonra bir tane daha, ta ki bu şehirdeki her bir erkek, kadın ve çocuk ya ölene ya da yas tutana kadar.
I'm in mourning for my ass.
Kıçım için yas tutuyorum.
But medicine says mourning is inappropriate.
Ancak tıp, yas tutmanın uygun olmadığını söylüyor.
You are mourning the King's death like me, I presume.
Sanıyorum ki siz de benim gibi kralın yasını tutuyorsunuz.
I'm mourning my father-in-law, the Duke of Penthievre.
Penthièvre dükü olan üvey babamın yasını tutuyorum.
Wear black for the King if you want to, by God, but say you are mourning a relative or you'll be in worse trouble than I can get you out of.
İstersen kral için siyah giyin fakat sorarlarsa bir yakınının yasını tuttuğunu söyle. Yoksa başın belaya girer ve ben seni kurtaramam.
The psychoanalytic world is in mourning following the suicide of the famous analyst Armand Zlibovic
Psikiyatri dünyası derin üzüntüde. Ünlü psikanalist Armand Slibovic dün ölü bulundu.
Can't you see I'm in mourning?
Yasta olduğumu görmüyor musun?
And our sisters... dressed in black, will run around the house in mourning.
Kız kardeşlerimiz de siyahlara bürünüp evin içinde koşuşturarak yas tutarlar.
A silent field... lilies and the taller cypress trees... such long cries, mourning my young body!
Tertemiz ve sessiz bir meydan, upuzun ağaçlar... Genç bedenim için ne büyük bir matem!
When he hangs himself at 23, the only people mourning him are his buddies..... and his mom.
Kendini 23 yaşında astığında, onun için yas tutanlar yakın arkadaşları..... ve annesiydi.
The general rule of thumb is one week of mourning... for every six months you were together... so you were together, what, two weeks?
Genel prensip beraber olduğunuz her altı ay için bir hafta yas tutmaktır peki siz beraberdiniz, kaç, iki hafta mı?
When you're in mourning, you know... all the more reason, I think, to carry on as usual.
Yas tuttuğumuzda, hiç birşey olmamış gibi rol yapmalıyız.
We just used a mourning gown instead of a nun's habit.
Rahibe kıyafeti yerine, sabahlık kullandık.
It was this photograph of a news vendor mourning the death of Roosevelt...
Roosevelt'in ölümüne üzülen bu gazete satıcısının...
Mourning is very important.
Yas tutmak için çok fazla ısrarcı değilim. Yastan söz ediyorum.
Sorry to interrupt the mourning of your partner.
Ortağının yasını böldüğüm için üzgünüm.
" No, they're mourning their dead.
Hayır, bu onların cenazesi.
I mean, there should be a mourning period.
Yani, bir yas dönemi olmalı.
Hey, man, I'm in mourning.
Yastayım, tamam mı? O gördüklerin gözyaşı!
Shouldn't you be mourning the loss of your beloved Leo?
Sevgili Leo'nun yasını tutmamalı mısın?
You refuse to accept me for what I am, which keeps you from mourning me.
Olduğum şey yüzünden beni kabullenmeyi reddediyorsun ki bu yas tutmanı engelliyor.
Signed, not a mourning person. "
"Sevgili Cindy..."
It's mourning do not for identifying forgotten.
Unutmaktan değil.
He ordered the household to observe mourning for five years
Evdekilere 5 yıl yas tutulmasını söylemişti.