My honor traduction Turc
2,839 traduction parallèle
I'll not have my honor questioned by an imp!
Bir bücüre onumu sorgulatmam.
It is my honor and prestige oath to uphold... in everything I am and do.
Tüm varlığımla ve koşulsuz desteklemek... onurum ve şerefimdir.
It is my honor and oath prestige to uphold... In everything I am and do. I serve a mighty force famous for...
Destek olmak için her şeyi yapmak vatanımın gücüne güç katmak benim için onur ve görevdir.
My honor, Your Grace.
Onu duydum Majesteleri.
It is my honor and privilege as fake Oprah Winfrey to present the night's final award... most handsome young man.
Sahte Oprah Winfrey olarak gecenin son ödülünü sunmak benim için bir onur ve ayrıcalık. En yakışıklı genç adam ödülü.
Today, it's my honor to introduce Jean-Bernard Reduque.
Bugün size Jean-Bernard Reduque'yi tanıtmak benim için büyük bir şeref.
It proves I still have my honor.
Hala onurum olduğunu kanıtlar.
It will be my honor to teach you Spanish.
Sana İspanyolca öğretmekten onur duyarım.
It was... it was my honor.
Şerefimi satıyordum.
It's been my honor to have served with each and every one of you.
Sizinle birlikte görev yapmak benim için bir onurdu.
It is my honor to serve you, mother.
Sana hizmet etmek benim için bir onurdu anne.
I will have my honor!
Onurumu koruyacağım!
I have to honor my bet, especially since my honor's in question.
Anlaşmaya sadık kalmak zorundayım. Özellikle de benim sadakatim sorgulanırken.
Well, if I may be so bold, please, it would be my honor to right this wrong for you.
Cüretkâr olarak görmeyin ama bu yanlışı düzeltmek benim için bir onurdur.
I wanted to wear my birthday suit, in honor of Elijah.
Elijah'ın şerefine, doğum günü kıyafetimi giymek istedim.
So in my own way, I have more honor than poor old dead Ned.
Yani kendi açımdan zavallı merhum Ned'den daha onurluyum.
I'm gonna kill you because you soiled my sister's honor.
Seni öldüreceğim! Çünkü kız kardeşimin namusunu lekeledin.
Your Honor, in light of D.D.A. Baldwin's failure to provide my client with a speedy trial, I ask that he be allowed to present bail.
Sayın hakim savcı Baldwin'in müvekkilimin hızlı yargılanmasını engellemesi göz önünde tutularak kefalet belirleme hakkı istiyorum.
Upon mine honor, myself, my brother and this grieved count did see her, hear her, at that hour last night talk with a ruffian at her chamber-window who hath indeed, most like a liberal villain,
Şerefim üzerine yemin ederim ki ben, kardeşim ve şu kederli Kont dün gece yatak odası penceresi önünde bir serseriyle konuştuğunu bizzat gördük ve işittik.
Will you be my maid of honor?
Baş nedimem olur musun?
Well, since I'm on a roll, I was thinking, maybe I could ask Laurie to be my co-maid of honor.
Neyse, bugun formda olduğuma göre, Düşündüm ki Laurie'yi "yardımcı-baş-nedimem" yapayım.
If Laurie was my co-maid of honor, she could do the invitations and all that crappy busywork, and you could just sit there soaking in the glory.
Eğer Laurie yardımcı-baş-nedimem olursa Davetiyeleri, Bütün pis işleri halleder Sen de köşende oturursun İhtişam içinde yüzersin.
As my co-maid of honor- -
Yardımcı-baş-nedimem olarak
Look at you- - My two maids of honor.
Şu güzelliğe bak Baş nedimelerim benim.
When I agreed to let her be my co-maid of honor, you said you hadn't asked her yet, you big people-pleasing liar.
Benim yardımcı-baş nedimem olmasını kabul ettiğimde güya ona sormamıştın. İnsan-mutlu-edici yalancı seni.
I will spill my own blood to defend thine honor with my life.
Senin onurunu korumak için... canım pahasına kanımı dökerim.
It is an honor to have you join my family.
Ailemize katılmış olmanız benim için bir onurdur.
My son gave his life so I could stop you, and I can see only one way to honor that sacrifice, and that's by killing you.
Oğlum canını, ben seni durdurabileyim diye verdi. Bu fedakarlığı onurlandırmanın tek yolu da seni öldürmekten geçiyor.
Jango : Your honor, it's a duplex, And my mother would have signed for anything.
Sayın yargıç, iki katlı bir ev ve annem ne olursa imzalardı.
It would be my distinct honor.
Benim için bir onur olur.
And I'm so, so happy that you're my maid of honor and that my sister is gonna be with me every step of the way through this.
Ve baş nedimem sen olduğun için çok mutluyum. Ve kız kardeşim de bunu atlatırken sürekli benimle olacak.
... her honor in all my thoughts, words, and actions.
... ve onurunu tüm düşüncelerim, sözlerim ve eylemlerimle koruyacağım.
Your Honor, it was my understanding that the SEC wasn't willing to allow us access to the servers.
Sayın Yargıç, anladığım kadarıyla SPK bizim sunuculara erişmemizi istemedi.
Your Honor, Mr. Higgs does not believe that my client is Mr. Bitcoin.
Sayın Yargıç, Bay Higgs müvekkilimin Bay Bitcoin olduğuna inanmıyor.
There. Uh, Your Honor, Mr. Higgs still hasn't proved my client created Bitcoin.
Sayın Yargıç, Bay Higgs hâlâ müvekkilimin Bitcoini icat ettiğini kanıtlayamadı.
- Dear kindly Judge, your Honor, my parents treat me rough.
Sevgili babacan hâkim, sayın hâkim, ailem bana kaba davranıyor.
Riley, will you do me the honor of being my wife?
Riley eşim olma şerefini bana yaşatır mısın?
Your honor, as you can see, in nine separate locations, in accordance with our great law, is my signs.
Sayın Yargıç, sizin de gördüğünüz gibi dokuz ayrı lokasyonda, mükemmel yasalarımıza uygun tabelam bulunmaktadır.
Your honor, I'm just making sure that everybody in here is being truthful, such as myself holding on to my nine-inch lap-hog, which must be a true thing since I am also under oath.
Sayın yargıç, Ben burada sadece herkesin dürüst olduğuna emin olmaya çalışıyorum, öylece 23 santimlik dalgamı avuçlarken ki bu doğru olmalı çünkü hala yemin altındayım.
- Sorry, your honor, but took a one-and-a-half in my pants on the elevator.
- Özür dileriz, sayın yargıç, ama asansördeyken pantolonuma bir tam bir de ufak bıraktım.
Your honor, I would like to call some character witnesses to the stand to attest to my client's niceness.
Sayın yargıç, müvekkilimin nezaketini anlatmak üzere bazı kişilik tanıklarını çağırmak istiyorum.
Your honor, I rest my case.
Başka sorum yok hakim bey.
Your Honor, my client has no knowledge...
Sayın hakim müvekkilim bu konuda hiçbir...
Your Honor, my client is being charged with possessing one pint of liquor.
- Sayın Hakim müvekkilim sadece yarım litre içki bulundurmaktan içeride bulunuyor.
Just... guide us out of here. It would be my greatest honor.
Benim için onurdur.
Can I just make my statement from here, Your Honor?
İfademi buradan verebilir miyim, Sayın Hâkim?
Your Honor, my client entered into a contract with a man that was aware enough to realize that he had a good hand, aware enough to ask for help, aware enough to sign a piece of paper for the sole purpose of winning a large pot of money,
Sayın hakim, müvekkilim elinde iyi bir elin olduğunu ve bunun için yardım isteyebilecek çok büyük bir para kazanabilecek bir oyunda bir kağıt parçasına imza atabilecek kadar ayık olduğunun farkında olarak bir anlaşma yaptı.
My only regret, I didn't get to dance with the maid of honor.
Tek pişmanlığım baş nedimeyle dans edememem.
An honor to have such a talented actress, you know, deal with my son's second-grade chicken pox, and Paul's Memorial Day'97 rugby concussion, and my brother trying to swim down the Mississippi naked.
O kadın herkesi oynayabilir çünkü. Sevdim seni.
Top of my class, honor society in graduate school, youngest psychologist ever to- -
Sınıf birincisiydim, lisede onur kolundaydım, en genç psikolog olarak...
Please, you're my guest of honor.
Lütfen, sen onur konuğumsun.