My wallet traduction Turc
2,058 traduction parallèle
To steal my wallet?
Cüzdanımı çaldılar mı?
Just a second... Didn't you find my wallet?
Cüzdanı mı bulan sizdiniz değil mi?
I'm here for my wallet.
Şu bulunan cüzdan için gelmiştim.
I'd like to know who found my wallet.
Cüzdanımı kim bulmuştu acaba?
Well, this fellow, this man, this gentleman... The gentleman who found my wallet...
Şey, şu adam şu beyefendi vardı ya hani cüzdanımı bulan beyefendi...
The Rancho you detest put this picture in my wallet
Sevmediğin Ranço, cüzdanıma bu resmi koydu.
I left my wallet in the car,
Sandee. Sandee.
But my wallet and keys are still inside
Ama cüzdanım ve anahtarlarım içeride.
I had my wallet.
Cüzdanım var.
As long as I'm in this bed, they've got one hand in my chest and one hand in my wallet.
Ben bu yatakta yattığım sürece, bir elleri göğsümde bir elleri cüzdanımda.
I, uh- - l'm locked out of my apartment and I lost my wallet and my keys.
Ben... şey... Kapıda kaldım cüzdanımı ve anahtarlarımı evde unutmuşum.
I think I lost my wallet.
Sanırım cüzdanımı kaybettim.
I think I lost my wallet, sir.
Sanırım cüzdanımı kaybettim, bayım.
No, my cards are in my wallet.
Olmaz, kartlarım cüzdanımdaydı.
Look, I lost my wallet tonight.
Bak, bu gece cüzdanımı kaybettim.
They took my wallet.
Cüzdanımı çaldılar.
Is there a picture of you in my wallet wearing a metal bikini?
Cüzdanımda, metal bikini giydiğin bir fotoğrafın var mı?
One of your officers, Delko, said he found my wallet.
Memurlarınızdan biri ; Delko, cüzdanı bulduğunu söyledi.
- Before I knew it, I was opening up my wallet.
- Bir baktım, cüzdanımı açıyorum. - Gerçekten mi?
I have lost my wallet.
Cüzdanımı kaybettim.
Where'd you hide my wallet?
Cüzdanımı nereye sakladın?
My wallet.
Cüzdanım!
I was so busy laying down the law - - no stealing from my wallet, no breaking into my store, no boys in your room.
Kurallar belirlemek konusunda çok meşguldüm... Cüzdanımdan para çalmak yok, mağazama girmek yasak, odana erkek atmak yok gibi.
Forgot my wallet.
Oh, Tanrım. Cüzdanımı almayı unutmuşum.
I lost my wallet and I need money for the bus.
Cüzdanımı kaybettim ve otobüse binmek için paraya ihtiyacım var.
Hope you send it to my wallet, detective.
Benim cüzdanı karıştırmışsın, dedektif.
Here, just take my wallet.
İşte işte, cüzdanımı al.
I'm really sorry to bother you, but I cant find my wallet.
! Seni rahatsız ettiğim için çok özür dilerim ama cüzdanımı bulamıyorum.
No, I've actually got my wallet.
Hayır, cüzdanımı aldım.
- Yes, I've got my wallet.
- Evet, cüzdanım bende.
Do you have my wallet?
Cüzdanım sende mi?
- Shit. Left my wallet in the car.
- Siktir, cüzdanımı arabada unutmuşum.
They took my wallet when I came in.
Buraya geldiğimde cüzdanımı aldılar.
If you're looking for lunch money, my wallet's on the nightstand.
Öğle yemeği parası arıyorsan, cüzdanım komodinin üstünde.
My wallet is gone
Cüzdanım yok.
What are the chances of getting my wallet back?
Cüzdanımı bulma şansım ne kadar?
Just that my wallet is gone
Sadece cüzdanım yok.
Come to think of it, how did this get in my wallet in the first place?
Ayrıca bu cüzdanımın ön gözünde ne arıyor?
Where's my wallet?
Cüzdanım nerede?
- Where's my wallet, hang on.
- Cüzdanım nerede, bir dakika.
Oh, good. I completely forgot my wallet.
Güzel, cüzdamı kesinlikle unutmuşum.
Yeah, I know my wallet's gonna regret this, but bring Loo, too, okay?
Her ne kadar bana pahalıya patlayacak olsa da Loo'yu da getir anlaştık mı?
- My wallet!
- Cüzdanım!
That's my wallet and money, return it back to me.
Benim cüzdanım ve benim param, ger ver hemen.
Now that I've got back my wallet...
Cüzdanımı geri aldım...
I got a picture of osama in my wallet? - I didn't say it.
Benim El Kaide olduğumu ve cüzdanımda Osama'nın resmi olduğunu mu söylüyorsun?
That's my wallet.
Cüzdanım!
I just need to get my wallet out.
Cüzdanımı çıkarmam gerekiyor.
It's my new everyday wallet.
Ben! Bana öğle yemeğini ver!
Well, you practically handed my rabbit wallet to that hawk.
Ksilofon dersime gitmem gerek.
My wallet being stolen, i've got to get a...
Cüzdanım çalındı...