Mélange traduction Turc
27 traduction parallèle
It's a mélange of fish and meat with rice.
Balık, et ve pirinç karışımı.
We can go color, earthtones, minimal, ethnic, mélange- -
Renklerden... Sıcak renkler, minimal, etnik, "mélange" seçebiliriz.
let me apologize right now for my brazen use of the word mélange.
"Mélange" kelimesini arsızca kullandığım için affet.
Mélange is a French term that designers use.
"Mélange" kelimesi, dekoratörlerin kullandığı fransızca bir kelime.
You start swapping ingredients in this mélange, you're fucking with a Jenga tower of taste.
Bu dikkatle düşünülmüş karışımdaki malzemeleri değiştirmeye başlarsanız tatlar birbirine girer.
- l'm happy when I'm with you, you delicate mélange of tomato paste, ricotta cheese, ground meat and pasta.
Ben sizinle mutluyum, salça, rikotta peyniri, kıyma makarnanın eşsiz bileşimi.
And this year's soup is a spring tureen with a mélange of roasted vegetables fresh herbs and wild mushrooms.
Bu yılın çorbası kavrulmuş sebzelerin taze otların ve yabani mantarların karışımıyla hazırlanan bir ilkbahar çorbası.
Mole, as we know it today, is a little bit of a mélange of Spanish and native Mexican.
Mole, İspanyol ve Meksika... mutfağının bir karışımıdır.
The plot is an interesting mélange of Cold War themes.
Olay örgüsü Soğuk Savaş temalarının ilginç bir karışımı.
In this time, the most precious substance in the universe... is the spice, melange.
Bu zamanda, evrendeki en değerli madde... Baharat, Karışımı'dır.
The saturation of the blood by the spice, melange.
Evet. Baharat karışımıyla kanın doyurulması.
In addition, the use of colour suggests a... haphazard melange of clashing styles.
Ayrıca renk kullanımı da... birbiriyle çatışan tarzların rastgele karışımı gibi.
For our specialties tonight, we have angelhair pasta with a pomodoro sauce capellini primavera, it's a melange of vegetables over angelhair pasta finally a light sauce with lemon and parsley it's tossed with angelhair pasta.
Bu gecenin spesiyali pomodoro soslu özel makarna üzerinde sebze. Son olarak da limon ve maydanozlu sos. Başka bir şey var mı?
It's an engine making bird soup melange.
Bu bir motorun, kuşları çorbaya hazır hale getirmesi.
The show is nothing more than a melange of bad jokes and mind-numbing banter.
O program dandik espriler ve beyin uyuşturan muhabbetlerle dolu.
- Belle melange?
- Belle melange.
Thing very melange.
Hepsinin karışımı?
- As usual.
- Melange.
- Melange...
Kaiser Melange.
A genetic melange of human and walrus.
Deniz ayısı ve insanın genetik bir karışımı.
This guy is an incredible melange of sociopathic and psychopathic personality traits.
Bu adam sosyopat ve psikopat kişiliklerin inanılmaz bir karışımı.
... a desert planet, where this spice, melange, is found.
'Melange'baharatının bulunduğu bir çöl gezegeni.
This is, like, a melange of people, just from all over the world, different races, coming together eating chow.
Bu sanki, insanların karışımı dünyanın her yerinden, farklı kökenlerden bir araya gelip yemek yemesi.
So I've been thinking about the melange for the "Dune" play.
"Dune" oynarken yaptığım ufak tefek şeyleri düşünüyordum.
Man : ( on iPhone ) What has a world to do with the spice melange, he asked himself.
Baharat karışımları ile ne biçim dünya olur diye kendine sordu.
- Like melange-y.
- Ufak tefek şeyler.
Quite a melange tonight.
Gece çok melankolik geçiyor.