Nance traduction Turc
435 traduction parallèle
Well, look sharp, or Nance will think I'm lost.
Eh? Dikkatli dinle, yoksa Nancy kaybolduğumu zannedecek.
Even if he wants to nance around, I say, "So what?"
Etrafta kırıtsa bile, "Ne olmuş yani?" derdim.
Nance, what I want you to do is start counting from 1 00 backwards real slow, okay?
Nance, senden istediğim şey 100'den geriye doğru yavaşça sayman, tamam mı?
Nance, can you give me a cough, please?
Nance, bana bir ses verebilir misin, lütfen?
Ralph and Nance got married.
Ralph ile Nance evlendi.
Me, you and Nance, we gonna open up a used-car lot.
Ben, sen ve Nance, birlikte ikinci el otomobil bayii açacağız.
Bye, Nance.
Hoşçakal, Nance.
I can't talk about it, Nance, I told you.
Bunun hakkında konuşamam, Nance. Sana söylemiştim.
Nance...
Nance...
I don't wanna talk about it, Nance.
Bunun hakkında konuşmak istemiyorum, Nance.
Nance, what I'm doing is affecting me.
Nance, yaptığım şey beni etkiliyor.
Or maybe she was too aware... of what was happening between Nance and me.
Belki de Nance ile benim aramda olanların farkındaydı.
Catamite, nance, fairy, punk.
OğIan, homo, punk.
Hey, Nance.
Sid, Nance.
Are you guys still fighting, Nance?
Hala kavga ediyor musunuz Nance?
Sid, Nance, pull up your pants!
Sid, Nance, Giyinin!
Nance, you can have me for free.
Nance, benim için bedava yapabilirsin.
Nance!
Nance!
- I thought we were making real progress.
Arabada bekle, Nance. Evet, ama neden?
Mr. Nance is waiting for you.
Bay Nance sizi bekliyor.
Nance.
Nance.
One would speculate that it's about the charges against Mitchell and Nance.
Bazıları Mitchell ve Nance hakkındaki suçlamalarla ilgili olduğunu söylüyor.
Allegations of wrongdoing have also been made against Nance.
Sayın Nance'in de görevini kötüye kullandığı iddia edildi.
Vice-President Nance is a good and decent public servant and I'd like to apologize for any pain this caused him or his family.
Başkan Yardımcısı Nance... halkı için çalışan, çok iyi ve namuslu biridir. Ailesine ve kendisine çektirdiğimiz acılardan dolayı ondan özür diliyorum.
In a bittersweet ceremony in the capital, Vice-President Gary Nance was officially sworn in today as the 45th president of the United States.
Bugün başkentte düzenlenen hüzünlü bir törenle Başkan Yardımcısı Nance... yemin ederek Birleşik Devletlerin 45. başkanı oldu.
Under the terms of the 25th Amendment, Nance has been acting with full authority since Bill Mitchell's incapacitation.
Maddeye dayanarak Bill Mitchell felç olduğundan beri... yönetimi devralmıştı.
Nance, don't give up on me.
Nance, hemen pes etme.
You Nance, private investigator?
Özel detektif Nance sen misin?
Thank you, Nance.
Teşekkürler, Nance.
NICKY : Even John Nance, that's the guy who ran the scam... he knew there wasn't much he could do about it.
Tezgahı yürüten John Nance bile... yapabileceği bir şey olmadığını biliyordu.
Nance gives me trouble, I'll take the eyes out of his freaking head.
Nance başıma dert oluyor, kahrolası gözlerini oyacağım onun.
Nance brings back two suitcases from the Tangiers.
Nance, Tangiers'ten iki bavul getirdi.
The first one to skip was John Nance.
Ülkeyi ilk terk eden John Nance oldu.
Why, there thou sayst, and the more pity that great folk should have count'nance in this world to drown or hang themselves more than their even Christian.
Ha şöyle, bak bu doğru. Ama yazıklar olsun. Yüksek tabakanın kendini asmaya, boğmaya hakkı var.
I'm over at Nance Road. Over.
Nance Yolu'ndayım.
Nance Road.
Nance yolu...
Nance Road.
Nance Yolu.
You know, I know an entomologist at UNC Willmington... Dr. Libby Nance.
Willmington Üniversitesi'nden bir böcekbilimci tanıyorum Doktor Libby Nance
- Bye, Nance.
- Bay, Nance.
Nance, I'm taking my break.
Mola veriyorum Nance.
Come on, Nance.
- Hadi Nance, bir dene.
Let's check the barn out back, nance.
Şimdi arkadaki samanlığa bakalım.
Wise decision, nance.
Akıllıca bir karar.
But your shirt says,'Eddie Main-te-nance.'
Ama gömleğinizde Eddie "Bakım İşleri" yazıyor?
Eddie Main'nance.
"Eddie Bakım İşleri!"
Barbara Nance, Hialeah.
Barbara Nance. Hialeah'da oturuyormuş.
Hello, Nance.
Selam, Nance.
You have a friend in me, Nance.
Ben senin dostunum, Nance.
You know me of old, Nance.
Beni uzun zamandır tanıyorsun, Nance.
Nance?
Nance?
Unlike in war, This is not to kill them. This to teach them. would be nance with pain.
Bu iş savaşa pek benzemez, amaç öldürmek değil acı vererek uysal olmayı öğretmek.