English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Nanite

Nanite traduction Turc

85 traduction parallèle
Dr Stubbs has used his influence to have planet Kavis Alpha IV designated the home of the nanite civilisation.
Dr Stubbs, nüfuzunu Kavis Alpha IV'ün... Nanit uygarlığı için ana gezegen olması için kullandı.
Our old anti-Replicator technology relied on disrupting the bonds between each individual nanite's cells.
Bizim eski anti-çoğalıcı teknolojimiz herbir nanit hücresi arasındaki bağı koparmaya dayanıyordu.
We turn each cell into an incredibly powerful nanite magnet.
Her bir nanit hücresini inanılmaz güçlü bir nanit mıknatısına çeviririz.
- A nanite.
- Bir nanit.
Each citizen receives a nanite after every Averium.
Her bir yurttaş her Averium'dan sonra bir nanit alır.
But we found a nanite in your blood.
Ama kanında bir nanit bulduk.
If a nanite malfunctions, it will disconnect from the brain and be absorbed into the bloodstream.
Eğer bir nanit doğru çalışmazsa, beyinden ayrılır ve kan akışına emilir.
Each adult and each non-Urrone child then receives an injection of one nanite.
Her bir yetişkin ve Urrone olmayan çocuk tek bir nanit içeren bir iğne olur.
nanite things, they also take out everything that makes you... you.
zaman, seni sen yapan herşeyi de... çıkarmış oluyorlar.
- I found traces of the nanite technology that once prematurely aged Colonel O'Neill.
- Nanit teknolojisinin izlerini buldum, şu Albay O'Neill'ı bir seferinde hızla yaşlandıranlardan.
Nanite technology artificially aged him.
Nanit teknolojisi onu yapay olarak yaşlandırdı.
Area 51 has a sample of Goa'uld nanite technology from the planet Argos.
51. Bölge'de Argos'tan alınmış bir Goa'uld nanoteknoloji örneği var.
- Nanite technology from Area 51.
Bölge'deki nanoteknolojiyi kullanmışlar.
Nano technology... it's technology that operates on a nanite scale.
Nano teknoloji... bu teknoloji nano ölçeğinde çalışır.
Okay, we think we've found a way to uncouple the nanite cells from Elizabeth's cells.
Sanırım biz nanit hücrelerini Elizabeth'in hücrelerinden ayırma yolu bulduk gibi.
- the nanite cells will essentially...
- nanit hücreleri gerçekte...
Nanite technology has not advanced this far.
Nanit teknolojisi bu kadar gelişmedi.
A lot of this new nanite coding is based on his calculations, so maybe... A, he wouldn't help us. B, we don't need his help.
Bu yeni nanit kodları onun hesaplamalarına göre, yani belki de... ( A ) Bize yardım etmeyecektir, ( B ) Onun yardımına ihtiyacımız yok ve ( C )...
I was trying to perfect my nanite medical program.
Nanit tıbbi programımı mükemmelleştirmeye çalışıyordum.
There was a medical company that was working on other nanite programs, but they didn't have any direct dealings with him.
.. ama onunla doğrudan bir ilgileri yok.
It was nanite code a split second before the system crashed.
Sistem çökmeden yarım saniye önce nanit koduydu.
The other Elizabeth got infected by those little nanite things, and we figured out how to stop them somehow.
Öbür Elizabeth'e şu küçük nanit şeylerinden bulaştı ve biz bir şekilde onları durdurmanın bir yolunu bulduk.
Nanites.
Nanite'lar.
Okay, so I haven't read the last couple issues of scientific american, but as far as I know, nanites are a theoretical technology.
Tamam, Amerikan Bilim dergisinin son sayılarını okumadım, ama bildiğim kadarıyla Nanite'lar teorik bir teknoloji.
So how do you destroy nanites?
Peki Nanite'lar nasıl yok edilebilir?
I asked him how you'd get an infection of nanites out of someone's body. Yeah.
Ona birinin vücudunun Nanite'lardan nasıl kurtarılabileceğini sordum.
Nanites, if they existed, would have a molecular structure, which means their chemical bonds could be broken. Okay, how?
Nanite'lar, var olsalardı, moleküler bir yapıları olacaktı, bu da kimyasal bağları bozulabilir demek oluyor.
My friend said the only way you could be sure all the nanites were destroyed would be to expose someone to a highly radioactive substance, something like polonium.
Arkadaşım bütün Nanite'ların yok edilmesinin tek yolunun o kişiyi son derece radyoaktif bir maddeye maruz bırakmak olduğunu söyledi. Mesela Polonyum.
- Nanites.
- Nanite'lar.
Have you found a way to reactivate the nanites safely?
Nanite'ları güvenle çalıştırma yolunu buldun mu? Kısacası evet.
- Okay. - The problem is, that they would do it by replacing her damaged cells with replicated nanites.
Sorun şu ki, onun hasarlı hücrelerinin yerini çoğalan nanite'lar alacak.
They've been sitting on their nanite asses for 10,000 years.
On bin yıldır nanit kıçlarının üzerine oturuyorlar.
Our old anti-Replicator technology relied on disrupting the bonds between each individual nanite cell.
Bizim eski Anti-Çoğalıcı teknolojimiz herbir nanite hücresi arasındaki bağları koparmaya dayanıyor.
We turn each cell into an incredibly powerful nanite magnet.
Bir nanit hücresini inanılmaz güçlü bir nanit mıknatısına çeviririz.
You know, one cell attracts another cell, those two attract two more, and as more and more nanite cells bond to the core group, they become stronger and stronger and stronger to the point where every Replicator cell on the planet, in orbit, all of them are amassed in this giant, super-dense blob.
Biliyorsunuz, bir hücre diğerinin, bu iki hücre daha fazlasının ilgisini çekecek, ve daha fazla ve daha fazla nanit hücreleri birleşip bir çekirdek oluşturacak, gittikçe daha güçlenecek, güçlenecek, güçlenecek, ve en sonunda öyle bir noktaya gelecekler ki, gezegendeki, yörüngedeki, her bir çoğalıcı hücresi, hepsi büyük devasa bir jöle haline gelecek.
We have the technology, the understanding of nanite coding. I mean...
Teknolojiye sahibiz, nanit kodunu anlıyoruz.
Just a block of nanite cells, say, you know, yea big, just enough to get the ball rolling.
Sadece bir blok nanit hücresi, yani, şu kadar sadece işleri halletmek için yeterli olacak kadar.
Just a group of nanite cells that can serve as a platform for us to upload the new bonding program.
Sadece bizim kodu yüklememize olanak sağlayacak bir grup nanit hücresi.
The Replicators on the planet will be affected fairly quickly, but there will be a definite delay until there's enough mass to attract the nanite cells in orbit.
Gezegendeki Çoğalıcılar oldukça çabuk etkilenecektir, ama yörüngedeki nanit hücrelerinin ilgisi çekecek kadar büyük bir oluşum oluşması için belirli bir gecikme olacaktır.
All right, the basic nanite material has been formed.
Tamam, temel nanit malzemesi bir araya geldi.
I think you've underestimated how quickly the nanite cells will adapt to their changing circumstances.
Sanırım nanit hücrelerinin kendilerini değişen koşullara ne kadar çabuk uyarlayabileceklerini küçümsemişsin.
McKay, according to our readings, every Replicator nanite is now part of the mass.
McKay, okumalarıza göre, herbir Çoğalıcı nanit şu anda kütlenin bir parçası.
Our old anti-replicator technology relied on disrupting the bonds between each individual nanite cell.
Bizim eski anti-çoğalıcı teknolojimiz herbir nanit hücresi arasındaki bağı koparmaya dayanıyordu.
We were experimenting with nanite programing, trying to increase the complexity of their interactions.
Nanit programlaması üzerinde çalışıyorduk, onların etkileşimlerindeki gücü arttırmaya çalışıyorduk.
They've been sitting on their nanite asses for 10,000 years.
Nanit kıçlarının üstünde 10.000 yıldır oturuyorlar.
The nanite bonds holding them together will be severed.
Onları bir arada tutan nanit bağları kopacak.
Human bodies nanite-manufactured but consisting of flesh and blood, like the other Elizabeth Weir you once encountered.
İnsan bedenleri nanitler tarafından üretilmiş, ama et ve kandan oluşan, karşılaştığınız diğer Elizabeth Weir gibi.
He's gonna need three months In a nanite regeneration chamber,
3 ay boyunca nano yenilenme ünitesinde kalacak.
Get my nanite wraps.
Sargılarımı getir.
Organic nanite matter...
Organik nanit madde.
- Nanite code.
- Nanit kodu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]