Napoli traduction Turc
948 traduction parallèle
The Boat Takes Us To Naples, We Clear Customs,
Tekne bizi Napoli'ye götürecek, gümrükten geçip İtalya'da yeni bir hayat kuracağız.
- It's near Naples.
- Napoli yakınlarında.
To Naples, Italy.
Napoli, İtalya.
She's going home on the Rex day after tomorrow from Naples.
Yarından sonraki gün Napoli'den kalkan Rex day ile eve dönüyormuş.
Are you going back to that washed-out, expatriate in Naples?
Napoli'deki o bitkin mülteciye mi dönüyorsun?
Grandpapa would have married the Duchess of Parma. And Paulette would have become the Princess of Naples.
Büyükbaba, Parma Düşesi ile evlenmiş olacak ve Paulette de Napoli prensesi olacaktı.
To the Princess of Naples.
Napoli prensesine.
- Is you was born in Naples? - Sure.
- Sen de Napoli'de mi doğdun?
And Naples, and Capri, and Monte Carlo, and Nice.
Ve Napoli, ve Capri, ve Monte Carlo, ve Nice.
The King of Naples asks...
Napoli Kralı soruyor...
You wrote to me in Rome, in Florence... Naples, Vienna, Budapest.
Roma'da, Floransa'da, Napoli'de, viyana'da, Budapeşte'de yazdın bana.
Nice and Monte Carlo Saint Moritz and Napoli
Nice ve Monte Carlo St. Moritz ve Napoli
On September 8th, Allied cannons were trained on Naples.
8 Eylül'de Müttefik topları Napoli'ye nişan aldı.
After crushing German resistance at Salerno, the Allies landed on the Amalfi Coast, and a few weeks later, Naples was liberated.
Salerno'da Alman direnişi çöktüğünde Müttefikler Amalfi Kıyısı'na çıkarma yaptı ve birkaç hafta sonra Napoli kurtuldu.
Its port became the most important logistics center of the war in Italy.
Napoli Limanı İtalya'da savaşın en önemli lojistik merkezi haline geldi.
- How is Napolitano?
Napoli nasıl?
Listen, Napoli, you get off easier because you are sick, but watch what you say.
Napoli, ağır ol, çünkü hastasın ama dikkatli olsan iyi olur.
Hey, Napoli, what's his story?
Napoli, nedir işin doğrusu?
When I was still at school in Naples, it began.
Her şey ben Napoli'de okurken başladı.
Nah, not a thing... except I got the mumps in Naples.
Hayır, hiçbir şey, Napoli'de geçirdiğim kabakulak hariç.
He met her in Naples during the first World War.
Babamla Birinci Dünya Savaşı sırasında Napoli'de tanışmışlar.
The first thing I packed Naples was the machine.
En sevdiğim ise Napoli makine kahvesiydi.
They're outside London. They're in Naples.
Londra'ya da inmişler, Napoli'ye de.
How far is it to Naples?
Napoli'ye ne kadar var?
We brought her to Naples to have the cast removed.
Napoli'ye, alçısını çıkartmak için geldik.
And Naples...
Ve Napoli...
To Naples.
Napoli'ye.
Do you like Naples?
Napoli'yi sevdiniz mi?
Tell me, did you imagine that Naples was like this?
Napoli'yi hiç böyle hayal eder miydiniz?
You haven't the faintest idea what Naples is like.
Henüz Napoli hakkında en ufak bir fikriniz bile yok.
- I was in Naples. - Oh.
Napoli'deydim.
Oo, let me tell you about a foreigner who was standing on the sidewalk one day here in Naples.
Size bir hikâye anlatayım. Bir turist Napoli'de, yol kenarında duruyormuş.
There are hundreds of them in the streets of Naples.
Napoli caddelerinde yüzlercesi vardır.
The Gold of Naples
Napoli Altını
In this movie you will see the places and people of Naples.
Bu filmde Napoli'den bazı yerler ve insanlar göreceksiniz.
Endless are the wonderful, humble, sad and happy aspects of Neapolitan alleys.
Napoli sokaklarının muhteşem, basit, üzücü ve sevindirici yanları sonsuzdur.
We will show you just a small part, nonetheless you will find traces of the love for life the patience and the never-ending hope that are the Gold of Naples.
Biz size yalnızca küçük bir kısmını göstereceğiz ; ama siz yine de Napoli Altını denen ömür boyu süren sevginin, sabrın ve tükenmeyen umudun izlerini görebileceksiniz.
We brought you the best doctor in Naples.
Size Napoli'nin en iyi doktorunu getirdik.
A child has died in Naples.
Napoli'de bir çocuk öldü.
".... the Count Prospero B. could not be considered a normal Neapolitan gentleman. "
"... Kont Prospero B. Normal bir Napoli centilmeni sayılmazdı. "
He was driving his car, I was visiting Naples.
O araba kullanıyordu, ben de Napoli'ye ziyarete gelmiştim...
Little by little, everyone in Naples... The entire city must know who my wife really is.
Yavaş yavaş Napoli'deki herkes tüm şehir, karımın aslında kim olduğunu.
There are still three or four people who know it deeply....... and perform it all over Naples, which means all over the world.
Bu işi derinlemesine bilen ve tüm Napoli'de yani tüm dünyada sergileyen üç-dört insan hala var.
It all began one night last spring... in the harbor at Naples.
Herşey, geçen bahar bir geceyarısı... Napoli Limanı'nda başladı.
Bracco was killed and murdered on the dock in Naples, Italy.
Bracco İtalya'da, Napoli Limanı'nda öldürüldü.
I saw him fished out of the harbor in Naples.
Napoli Limanı'nda aranırken gördüm onu.
Cops in Naples shot down a guy with a wooden leg.
Napoli'deki polisler tahta bacaklı birini vurmuştu.
Your people, they come from Naples?
Seninkiler Napoli'den mi gelmişti?
- And now Naples.
- Şimdi de Napoli.
- There were more than 20.
- Napoli öldü.
- Naples.
- Napoli'de.