Napoléon traduction Turc
1,379 traduction parallèle
Romans, Gauls, Napoléon.
Romalılar, Galler, Napolyon.
The fifth of May is the anniversary of Napoleon's death.
Mayıs'ın 5'i Napolyon'un ölüm yıl dönümü.
The Napoleon peut-etre?
Napoleon peut-etre?
It's about time we explain to our backwoods Napoleon that he's facing his Waterloo.
Beceriksiz komutanımıza artık sonunun geldiğini açıklama zamanıdır.
Napoleon's parrot?
Napolyon'un papağanı?
Like Napoleon.
Tıpkı Napolyon gibi.
Remember, you're tired, you're frightened, Napoleon has you on the run.
Unutma, yorgunsunuz, korkmuşsunuz, Napolyon peşinizde.
That belonged to Napoleon's empress.
Bu Napoleon'un İmparatoriçe'sine aitti.
Oh, yes, they named a brandy after Napoleon.
Oh, evet, Napoleon'dan sonra brendi diye adlandırılmış.
At one time he fought with the russian army against Napoleon.
Uzun bir süre, Rus ordusunda,... Napoleon'a karşı savaştı.
- Napoleon planted all these trees, you know?
- Bu sayede gazı çalıştırabileceğiz.
Lagarto and Napoleon.
Lagarto ve Napoleon.
That's a bribe, Napoleon.
Bu şantaj, Napoleon.
Who the hell is this? "Napoleon"? Who are you calling?
Bu kör olası da kim? "Napoleon?" Kiminle konuşmak istiyorsun?
How's your neck, Napoleon?
Boğazın ne durumda, Napoleon?
Place called the Cafe Napoleon.
Cafe Napoleon adındaki bir yerdi.
They put him on a big round table in the Cafe Napoleon.
Cafe Napoleon'da onu büyük yuvarlak bir masanın üzerine koydular.
It was here that the great Musele held court and here that Napoleon Bonaparte was married to the Archduchess Madam
İşte burası büyük Musele'nin mahkeme düzenlediği yer, ve burası da Napoleon Bonaparte'nin Avusturyalı Archdüşes Madam Marie Louise ile evlendiği yer.
He is the Napoleon of crime Watson.
Watson, o suçlular dünyasının Napolyonu'dur.
- For second time it was Napoleon who conquered Moscow...
- Daha sonra Napoleon Moskova'yı almıştı. - "Bavulunu toplamak zorunda kaldı."
I do have one character for you, her name is Kate-Napoleon
Aradığınız tipte birini buldum. Katya Napoleon, adında.
Napoleon?
Napoleon?
Uh, you know that according to the laws of probability... you drink a glass of water, you drink a little piece of Napoleon's crap.
Biliyor musunuz, olasılık kanunlarına göre bir bardak su içen, birazcık Napolyon pisliği içmiş olur.
But more like Napoleon,'cause he's been dead longer. This way.
Ama daha çok Napolyon, zira o daha önce ölmüştü.
Napoleon.
Napolyon.
Come on, Napoleon died in his bed.
Haydi, Napolyon, yatağında öldü.
The Napoleon of crime.
Suçun Napolyon'u.
Yes, but as a Napoleon out very talented.
Evet, fakat Napoleon gibi, çok yetenekli bir çavuştun.
Why do you talk about yourself in the third person like you were Napoleon?
Neden kendinden üçüncü şahıs kipiyle bahsediyorsun, Napolyon gibi?
Napoleon Bonaparte, PO Box 1, Paris.
Napolyon Bonapart, Posta Kutusu 1, Paris. " Pekala!
Do you know how one day the road was built here... which the next day saw the Napoleon retreat... and was paved later on?
Bu yolun nasıl yapıldığını biliyor musun? ... ertesi günde Napolyon'un nasıl geri çekildiğini? ya da daha sonra kaldırım döşendiğini?
You know he had to buy German mercenaries to beat Napoleon, don't you?
Napolyon saldırmak için Alman paralı askerler almıştı, değil mi?
I have treated Napoleon, Teddy Roosevelt, and I know I could help you.
- Bu da numaram. Napolyon'u ve Teddy Roosevelt'i tedavi ettim. Size de yardım edebilirim.
They were first to use the Kavis Teke elusive manoeuvre, as well as strategy comparable to Napoleon's...
Kavis Teke kaçınma manevrasını ilk onlar kullanmış. hem de Napoleon'unkiyle kıyaslanabilecek Pasif...
You're telling me that Napoleon was a short, dead dude.
Şimdi sen bana Napolyon'un küçük ölü bir adam olduğunu anlatıyorsun.
It's Napoleon.
- Ted, bu Napolyon.
His name is Napoleon.
Onun adı
We'll be back as soon as we find Napoleon, OK?
Napolyon'u bulur bulmaz döneriz.
You ditched Napoleon?
Napolyon'u bırakıp gittin mi?
Come on, Napoleon! Everybody's waiting for us!
Haydi, diğerleri bizi alışveriş merkezinde bekliyor.
Missy, I mean mom, please keep an eye on Napoleon.
Missy, yani anne, lütfen Napolyon'a göz kulak ol.
Triumph Napoleon!
Ve Napolyon kazanır.
The French Revolution was easier to swallow than Napoleon.
Napolyon'un yaptıklarının yanında, Fransız Devrimi daha iyiydi.
Napoleon was a prat.
Napolyon salaktı.
Napoleon liked seafood.
Napolyon deniz ürünlerini severdi.
Ptolemy, Caesar, Napoleon.
Ptolomy, Sezar, Napoleon.
Well, we were dining and the bombs were falling, and we were all talking about Hitler and comparing him with Napoleon, and we were all being really brilliant.
Biz yemek yiyorduk ve bombalar düşüyordu. Hitler'i konuşuyorduk Napolyon'a benzetiyorduk. Gerçekten çok zekice laflar ediyorduk.
- That was Napoleon's hat.
Lisa kabakulak.
Twelve miniatures of Napoleon's marshals by Jean-Baptiste Jacques Augustin.
Napolyon'un on iki komutanının minyatürleri. Jean-Baptiste Jacques Augustin'in ellerinden çıkmış.
Oh, honey, I couldn't be prouder of you if you thought you were Napoleon.
Napolyon olduğunu sansan seninle daha çok gurur duyamazdım canım.
I have some Napoleon brandy in the basement.
Bodrumda biraz Napolyon kanyak var.