Nay traduction Turc
1,896 traduction parallèle
"Nay, then, thou mock'st me."
" Karanlığı kullanıp benimle alay ediyorsun.
DGoldmoon and Riverwind.
- Altınay ve Nehiryeli.
Remember, Goldmoon, present the staff boldly, never wavering, and you will prevail.
Unutma, Altınay, asayı cesurca kullan tereddüt etme, sonunda kazanacaksın.
DGoldmoon!
- Altınay!
Goldmoon!
Altınay!
Goldmoon died for nothing?
Altınay boşuna mı öldü?
Goldmoon?
Altınay?
Goldmoon, you're alive.
Altınay, yaşıyorsun.
Only a real miracle could've brought Goldmoon back.
Sadece gerçek bir mucize Altınay'ı geri getirebilirdi.
Goldmoon, Riverwind, Flint, lead the slaves out.
Altınay, Nehiryeli, Flint, köleleri buradan çıkarın.
Just as Goldmoon can call upon Mishakal for the power of healing, he can call upon Takhisis for the power of death.
Altınay'ın Mishakal'ın iyileştirme gücünü aktarması gibi o da Takhisis'in ölüm gücünü aktarabilir.
- Hey. I'm here in the house all by myself and the lights keep going on and off and it's really fucking scary.
Selam, evde tek başınayım ve elektrikler kesilip duruyor.
Anyway, we figured the best way to get through these stormy patches was to drop anchor and just make a firm commitment.
Neyse ; bu fırtınayı atlatmanın en iyi yolunun demir atıp sağlam bir karar vermek olduğunu anladık.
Now, do not silence Big Ups before the girls, nay, the world, has heard the first verse.
Kızlar, hayır, dünyanın ilk dizleri duymasına izin vermeden "Alkışlar Bize" nin susmasına izin verme.
Vorovosky mir Yes, I'm familiar with it.
Vorovosky mlr Evet, buna aşınayım.
Lx-nay on the oodle-day.
- Beni dinle dala binmiş su perisi.
Nay.
Bu işleri bıraktığını mı? Hayır.
- Nay, begged me not to help you.
- Sana yardım etmemem için yalvardı.
Aye or nay?
Evet mi, hayır mı?
The spirit world is abuzz and my psychic vibes indicate, nay... insist that lassiter did not shoot chavez.
Ruh dünyası çok hareketli ve benim psişik titreşimlerim gösteriyor ki, hatta o kadar ısrar ediyor ki, Lassiter, Chavez'i vurmadı.
I find it deplorable that every time we hear of a pig transport that has a hint of neglect about it we make special laws'cause we are oh so outraged.
Domuzlar taşınırken oluşan iç acıtan görüntüleri kınayıp anında özel kanunlar çıkarıyoruz.
Lx-nay in front of the ictim-vay.
Kurba-nıgın önün-dege bir şey söyleme.
Either, you denounce the communist links with the ANC... condemn the violence... or, frankly, you and I? We have nothing further to discuss.
Ya şiddeti kınayıp ANC'nin komünist bağlantılarını ele verirsiniz ya da, işin aslı, konuşacak pek bir şeyimiz kalmaz.
Move back into our old apartment?
Eski dairemize mi taşınayım?
And so we make up for lost time, I've thought to myself, I move in for a while with you.
Kaçırdığımız vakti telafi edelim diye bir süre buraya taşınayım dedim.
Ix-nay, you know?
Tık yok. Anlarsın ya?
Ix-nay on what?
Ne konuda tık yok?
So, yea or nay on the travel mug?
Peki, termos bardağa evet mi, hayır mı?
And those who want to shut down the orphanage permanently... will say nay.
Ve yetimhaneyi süresiz kapatmak isteyenler ise hayır desinler.
- Nay!
- Hayır!
"I stand alone, my soul and me, beneath the mask that others see"
"Tek başınayım ruhum ve ben, diğerlerinin gördüğü... maskenin altında"
Dad took Mom to the edge of the cliff to watch the storm.
Annemi aldı ve fırtınayı izlemek için kayalığım kenarına gittiler.
- Yeah, uh, this is a message to the youth of Canada - uh, nay, to the youth of the world, uh, that they may be able to wound us, but we will never be silenced.
Bu, Kanada'nın gençlerine bir mesajdır. Hayır, tüm dünya gençliğine. Bizi yaralamış olabilirler ama asla susturamayacaklar.
Defendor, yea or nay?
Defendor, evet mi hayır mı?
Nay brother, we leave together.
Hayır kardeşim, buradan birlikte ayrılacağız.
#'Cause I nay had on trousers #
Çünkü pantolonum yoktu
We picked the storm up on our radars, we raced over as soon as we could.
Fırtınayı radardan fark edince, buraya elimizden geldiği kadar çabuk geldik.
What were your temp readings during your control storms?
Fırtınayı kontrol ederken gözlemlediğiniz ısı değerleri nasıldı?
( Damon ) Let's track the storms on the Doppler.
Fırtınayı, uydu görüntülerinden takip edelim. Siz ikiniz burada ne yapıyorsunuz?
if I'm right, we could've stopped something that's gaining the momentum to kill thousands, maybe millions of people.
Eğer haklıysam, kendi momentumunu yaratan ve binlerce hatta milyonlarca insanın ölümüne sebep olacak bu fırtınayı durdurabiliriz.
Send this back to Earth, see if Malcolm can analyse the storm.
Bunu dünyaya gönderince, Malcolm fırtınayı analiz edebilecek mi bakalım.
So fast and strong, they ride the storm.
Çok hızlı ve güçlüler, fırtınayı taşıyorlar.
Nay, answer me!
Yoo, sen söyle!
Seems, madam! Nay, it is, I know not "seems".
Olan deyiniz, sayın bayan, "görünen" yok benim için, olan var.
But two months dead - nay, not so much, not two!
O kadar bile değil, iki ay bile olmadı!
Nay, very pale.
Soluk, çok soluk.
Nay, let's follow.
Elbet, ama biz yine bırakmayalım peşini.
Nay, but swear it.
Yoo, ant için söylemeyeceğinize.
Come, nay, speak!
Hadi, hadi, söyleyin diyorum size.
Nay, then, I have an eye of you.
Yoo nafile! Gözüm üstünüzde.
Nay, that follows not.
Öyle gelmez sonrası.