Nazar traduction Turc
485 traduction parallèle
Seriously, this town is so "warm-hearted". ( sarcastically )
Bu kasaba halkı cidden sıcak kanlıymış, nazar değmesin!
" I will gladly introduce you, but you will have to forego her name - - - - none of us know it.
"Sizi büyük bir memnuniyetle tanıştırırım, " ama ismini sarfı nazar edeceksiniz, kaldı ki hiçbirimiz bilmiyoruz.
Needless to say, in the eyes of the law, men and women are equal.
Söylemeye gerek yok ama, kanun nazarında kadın erkek eşittir.
Death, hasn't the same significance for me as it has for you.
Ölüm, benim nazarımda sizinki gibi bir önem arz etmiyor.
Under the laws of France you are accountable only to the House of Peers.
Fransız konunları nazarında yalnızca Lordlar Kamarasına hesap verebilirsniz.
He did all that in the eyes of the law.
Kanunların nazarında bunların hepsini yaptı.
I've got the Indian sign on me.
Bana nazar değmiş. Hiç şansım yok anlaşılan.
But not with me.
Ama benim nazarımda asla.
In sin, no, in the Grace of the Lord.
- Tanrı'nın nazarında değil.
The evil eye of the lightning the terrifying voice of the thunder.
Şimşeğin nazarı... Yıldırımın dehşet veren sesi...
That fat goat who cannot hold his belly in his arms, still dreams of being sweetly dangerous among the women.
O parmağı karnına yetişmeyen şişko, kendini kadınlar nazarında bir ilah sanıyor.
How could he every be grotesque, ever to me?
Hiçbir şey onu gülünç yapamaz nazarımda.
Dearly Beloved, we are gathered here in the sight of God... and in the presence of this company... to join together this man and this woman in holy matrimony, an honorable estate, and therefore... not to be entered into unadvisedly or lightly.
Sevgili konuklar, burada Tanrı'nın nazarında ve bu topluluğun huzurunda bu adam ve kadını kutsal evlilik bağıyla bir araya getirmek için toplanmış bulunmaktayız. Kutsal bir bağlılığa getirmeye, buna binaen bu bağlılığa tedbirsiz veyahut kaygısızca girmemektedirler.
Your luck seems to be very good, touching wood.
Nazar değmesin, sen çok şanslısın.
So we can plow it and seed it and make it fruitful in his eyes.
Böylece orayı sürüp, ekin ekip, Tanrı'nın nazarında bereketli hale getirebileceğiz.
Thumbs up.
Nazar değmesin.
Stick to it, and you can only wind up... by making a public spectacle of yourself.
ama O düşüncene iyice yapış, böylece... insanların nazarında havan olur.
- Don't give Baron the evil eye!
- Barone'a nazar etme.
To God, there is no zero.
Allah nazarında sıfır diye bir şey yoktur.
The hex that tortures the thoughts of the victim?
Kurbanın düşüncelerine işkence eden nazar büyüsüne mi?
What you're saying amounts to denouncing the military.
Söylediklerin ordu nazarında suç teşkil eder.
All the rooms are identical... but for me, that room looked like no other.
Her oda birbirinin aynı... ama benim nazarımda o odanın eşi benzeri yoktu.
Now we are doubly suspect in his eyes.
Şimdi onun nazarında iki kat daha şüpheliyiz.
Five seconds in the eyes of the law.
Hukukun nazarında beş saniye geçmiştir.
Nor this robe, this room. Nothing.
Bu oda, bu bornoz hiçbir şeyin anlamı yok nazarımda.
They are criminals in the eyes of officials.
Onlar devlet nazarında suçlu insanlardır.
- A pilgrims'amulet office.
- Bir hacının nazar bürosunda.
What? An amulet office?
Bir nazar bürosu mu?
Don't deride me to them, I beg you.
Beni onların nazarında küçük düşürmeyin, ne olur.
Every glance is like a kiss.
Her nazarı bir öpücük gibi.
We are wise for those who begot you. What do you mean?
Seni dünyaya getirenlerin nazarında ise bizler birer bilgeyiz.
I believe that even the vilest sinner can get forgiveness in God's eyes.
En kötü günahkârın bile Tanrı'nın nazarında bağışlanabileceğine inanıyorum.
- It is with me.
- Benim nazarımda oldu bile.
It must be the evil eye!
Bu nazar olmalı!
What evil eye?
Ne nazarı?
You may be right, but for me, there must be just 30.
Haklı olabilirsin ama benim nazarımda hep 30 olmalı.
In his death, you are a sinner...
Onun nazarında günahkârız...
My Negro friends don't walk around with rabbits'feet no more.
Zenci dostlarım artık sadece nazar boncuğu taşımıyor.
- Khodzhaberdy Narliev Nazar
- Khodzhaberdy Narliev Nazar
Did Nazar write to you from the front?
Nazar sana cepheden yazdı mı?
In two or three weeks Nazar will learn the ropes and you'll leave here.
İki ya da üç hafta içinde Nazar'dan ipleri öğreneceksin, burada bırakacağım.
Harry up, Nazar.
Çabuk ol, Nazar.
Nazar!
Nazar!
Go, Nazar.
Git, Nazar.
Four packs of tobacco, two white one green soap, linen a rosary, a gun, bracelets and a doll.
4 paket tütün, 2 beyaz 1 yeşil sabun, iki parça basma nazar boncuğu, tespih, bilezik, bir tabanca plastik, çıngırak, bebek.
Clearly, some of the German generals already had their eyes on possible war-crimes trials after the war.
Bazı Alman generalleri, hâlihazırda savaş sonrası kurulacak mahkemeleri nazarı itibara almaya başlamıştı.
Well, hip, hip, hooray... for your cheap climax.
Aman nazar değmesin senin... rezil orgazmına.
May God preserve her from evil!
- Maşallah deyin nazar değmesin. - Hoş geldiniz.
In the eyes of God, we are married.
Tanrı'nın nazarında, biz evliyiz.
Your face is like the moon and your looks are like lightning.
Yüzün ay gibi ve nazarın şimşek gibi
We are mad in your eyes.
Senin nazarında bizler birer deliyiz.