Neath traduction Turc
66 traduction parallèle
But I strum my guitar'neath thy window each eve.
Ama her gece gitarımı pencerenin altında senin için tıngırdatıyorum.
'Neath her window I waited
Altında bekledim penceresinin,
Here in the heart or your ribbons, gay, in the belly'neath you silken shawl?
Kalbe mi yoksa kurdeleye mi dokunsak, atkının altındaki göbeği mi okşasak?
# No more we'neath the tree
Artık o ağacın altında değiliz
♪ Far away'neath the stars
# Far away'neath the stars
Bluest eyes'neath the blackest of brows beware my son, said the old man.
Kara kaşların altındaki mavi gözlere.. .. dikkat et dedi, yaşlı adam.
Bluest of eyes'neath the blackest of brows beware my son, said the old man.
Kara kaşların altında mavi gözlere, dikkat et dedi, yaşlı adam.
Here'neath the sky Beside the sea
Gökyüzünün altında Denizin kenarında
Poor butterfly...'neath the blossoms waiting.
Zavallı kelebek... çiçekler seni bekler.
You made it to the Pecos, carved your empire'neath the sun.
Pecos'a vardιn, güneşin altιnda imparatorluğunu kurdun.
Neath the setting sun the fair maiden leaves the fields,..
Batan güneşin altında, gencecik kız tarladan çıkıyor.
Let me live'neath your spell
Neden sende Bırak da
I loitered, Pindar in hand, neath the columns of Corinth.
Elimde Pindarus'un şiirleri, Korintos sütunları arasında dolaştım.
We died'neath your trees And we died in your bushes
Ağaçlarınızın yanında Otlarınızın arasında can verdik
"With 3 apples'neath his bed The ugly voices took and fled"
Yatağın altına koydum üç elma, gecenin seslerinde sakın korkma!
-'Neath the fort, a ruin now,
- Kalenin aşağısı, şimdi bir harabe.
'Neath the fort, a ruin now, Joy and pleasure erst were found,
Kalenin aşağısı, şimdi bir harabe, Neşe ve keyif eskiden vardı.
'Neath Arabian moons
Arap mehtabında...
" So honour the valiant who die'neath your sword...
"Kılıcın altında ölmek bir yiğit için ne kadar onurludur"...
just put it under neath you at the time of the pain.
Altına koyuver. Acı hissedince.
I was floating'neath the tropic moon and dreaming of a blue lagoon
Tropikal ay ışığının altında yüzüyordum Mavi denizi hayal ediyordum
Gonna cherish that chicken'neath a green bay tree
Bu tavuğu yeşil defne ağacının kenarında besleyeceğim
I'm gonna cherish my hen'neath a green bay tree
Tavuğumu yeşil defne ağacının kenarında besleyeceğim
I'm gonna cherish that hog'neath a green bay tree
Bu domuzu yeşil defne ağacının kenarında besleyeceğim
I'll cherish my duck'neath a green bay tree
Yavru ördeğimi yeşil defne ağacının kenarında besleyeceğim
Gonna cherish my guinea'neath a green bay tree
Beç tavuğumu yeşil defne ağacının kenarında besleyeceğim
I'm gonna cherish that dog'neath a green bay tree
Bu köpeği yeşil defne ağacının kenarında besleyeceğim
*'Neath the Indiana sky
* Indiana semalarının altında *
Who lives in the east'neath the willow tree? ?
Doğudaki söğüt ağacının altında kim yaşar?
Who lives in the east'neath a willow tree? ?
Söğüt ağacı altındaki mağaralarda kim yaşar?
? Who lives in the east'neath a willow tree? ?
Söğüt ağacı altındaki mağaralarda kim yaşar?
- When she's dancing'neath the starry sky Therapy can be very difficult if you resist.
Direnirsen terapi çok zor olabilir.
It takes some time to get used to the rock'neath you.
Altındaki kayanın durumuna alışmak biraz zaman alabiliyor.
? 'NEATH THE PALE MOONLIGHT?
AY IŞIĞI ALTINDA
I can't wait to get "sous-neath" him.
I can't wait to get "sous-neath" him.
'Neath the depths Of the lungs and heart
Akciğerlerin ve kalbin altında, derinliklerde.
'Neath the red maple leaves
# Kızıl akçaağaç yaprakları altında
Downing Street had him kneel'neath the royal bread knife because an election's coming - anything for votes.
Hükümet ona kraliyet ekmek bıçağı altında diz çöktürdü çünkü seçim yaklaşıyor, oy uğruna her şeyi yaparlar.
" The Holy Grail'neath ancient Roslin waits.
Kutsal kâse Roslin'in altında
"The Holy Grail'neath ancient Roslin waits."
"Kutsal kâse Roslin'in altında"
" The Holy Grail'neath ancient Roslin waits.
"Kutsal kâse Roslin'in altında"
Children singing christian rhyme, with logs on the fire, gifts'neath the tree...
# Çocuklar Noel şarkıları söylüyor, şöminede odunlar, ağacın altında hediyeler #
It's me... flying under neath it.
Benim... alttan uçuyor.
* Proud'neath heated brow *
* Gurur, öfkenin arkasında kalır *
'Neath her mighty hooves, the floorboards did crack.
Kocaman toynaklarının altında döşeme tahtaları çatırdadı.
"'Neath a swallowed moon the dead take route,
Ay ışığı altında Ölüm yola çıkacak
# There'neath the oak's bough #
♪ There'neath the oak's bough ♪
"Buried'neath a tree stump in the deep forest are truth teeth, which force upon the wearer an inability to lie." Hmm.
"Ormanın derinliklerindeki bir ağacın altında gömülü olan doğruluk dişleri,... takan kişinin yalan söylemesine izin vermez.".
Let me live'neath your spell
Bırak da
When she's dancing'neath the starry sky
TEMİZLİK HİZMETLERİ
I'll do my best not to die while you sip pina coladas'neath the swaying palm trees.
Siz sallanan palmiyeler altında kokteyl yudumlarken ben ölmemeye çalışırım. - Sen yine de arama.