Neighbour traduction Turc
1,474 traduction parallèle
A neighbour, who's a good friend, comes over.
İyi bir arkadaşım olan komşum geliyor.
A neighbour call the cops before sunrise.
Bir komşusu güneş doğmadan polisleri aramıştı.
Not loving my neighbour but falling in love with someone.
Komşumu sevmek değil ama birine aşık olmak.
We're going to a wedding at our neighbour's.
Komşuların düğününe gidiyoruz.
Our neighbour joined the terrorists.
Komşumuz teröristlere katılmış.
Eggs! Our Tinka and Pirga laid th'm in the neighbour's yard,
Bizim Tinka ile Pirga bunları komşunun bahçesinde yaptılar.
His neighbour, Kalina.
Komşusu, Kalina.
Please, neighbour, my husband had spent all the pension money... on drink again, I'll give it back to you...
Komşum, kocam maaşının tamamını yine içkiye yatırdı. Ama söz ödeyeceğim. Her zaman geciktiriyorsun.
Oh Mr. Neighbour, how is your wife, has happened to her?
Komşu, karın ne durumda? Düzeldi mi?
Somebody attacked our neighbour Lidija...
Galiba birisi komşumuz Lidija'ya saldırdı.
Neighbour, are you OK?
Işığı açın dedim!
Second... 'Cos one glance was enough to notice the fucking neighbour standing right after the bath and looking at the sea.
İkinci... çünkü bir göz attığımda kahrolası komşumu... yüzdükten sonra kıyıda denize bakarken görüyorum...
Good morning, my neighbour.
Günaydın, komşu.
Hello, my neighbour.
Merhaba, komşum.
My countryman, and my neighbour.
" Vatandaşım ve komşumu da.
I'll knock by,'cos my neighbour spoke to me using poems, and I haven't even responded?
Kapısını çalarım. Çünkü bana şiirlerle konuştu... ve ben ona yanıt bile vermedim.
"When they team up with neurotic neighbour Pam " things become a riot of laughs. "
Nevrotik komşuları Pam ile biraraya geldiklerinde kahkaha fırtınasına yol açacak olaylar gelişir.
No more trouble from the mad neighbour.
Deli komşu da artık sorun olmuyor.
We were observing a dangerous and aggressive neighbour.
Tehlike arz eden bir komşuyu gözlemliyorduk.
Don't see your neighbour and think, " he's got a better car.
Komşunuza bakıp da şöyle düşünmeyin : " Arabası benimkinden iyi.
OH, UH, I WAS TALKING TO MY NEIGHBOUR AND SHE SAID SHE KNOWS A VISITING PROFESSOR
Komşumla konuştum ve benim yerime bakabilecek bir vekil profesör tanıdığını söyledi.
You should tell your neighbour you will hang your hammock wherever you please, and if she doesn't like it, she can move.
Bence komşuna söyle, hamağını istediğin yere asarsın eğer onun hoşuna gitmiyorsa, taşınsın.
It's not enough I've alienated my neighbour. - l'm alienating my friends.
Komşularımı sinir etmem yetmezmiş gibi şimdi de arkadaşımı sinir ettim.
- l'm a bad neighbour and mother.
- Kötü bir anne ve kötü bir komşuyum.
A neighbour, a face, an ex-boyfriend can cancel out everything we thought was true.
Bir komşu, bir surat veya eski bir sevgili her şeyi alt üst etmeye yeter.
Ample parking day or night People spouting, "Howdy, neighbour" Heading on up to South Park Gonna see if I can't unwind Timmy, Timmy, Timmy, Timmy Timmy, Timmy
Çeviri :
Ample parking day or night People spouting, "Howdy, neighbour" Heading on up to South Park Gonna see if I can't unwind Timmy, Timmy, Timmy, Timmy Timmy, Timmy
Çeviri A.T.A.
But a neighbour said they saw Colonel O'Neill dumping something by the lake.
Ancak bir komşusu Albay O'Neill'ı göle bir şey atarken gördüğünü söyledi.
Ample parking day or night People spouting, "Howdy, neighbour" I'm heading on up to South Park Gonna see if I can't unwind Timmy, Timmy, Timmy, Timmy Timmy, Timmy
Çeviri :
Going down to South Park Gonna leave my woes behind Ample parking day or night People spouting, "Howdy, neighbour" Heading on up to South Park Gonna see if I can't unwind
- Özgür Şapka çeviren :
Love your neighbour, be a good person.
Komşunuzu sevin. İyi bir insan olun.
The days when the Germans left the earth to one neighbour, the sea to another and kept only the heavens for themselves, are over.
Almanların, karaları bir komşusuna, denizleri diğer komşusuna bırakıp kendisine sadece gökyüzünü ayırdığı günler sona erdi.
That girlfriend had told her parents. And they'd told a neighbour.
Kız arkadaşı, anne babasına, onlar da komşulara anlatmışlardı.
Hey, neighbour!
Merhaba komşu!
A neighbour hung that originally
- Bir yıldır.Bayan Madrigar almış. - Onunla konuşmalıyım.
And keep your filthy dog Popeye out of our yard, too, you horrid neighbour!
Pis köpeğiniz Popeye'ı da bahçemizden uzak tutun, iğrenç komşular!
We got a new neighbour.
Yeni komşumuz oluyor.
- Sam, say hello to the new neighbour.
- Sam, yeni komşuya merhaba de.
I mean, here I am, I'm doing my level best to try and be a good neighbour, right?
Yani ben burada... iyi bir komşu olmak için elimden geleni yapıyorum değil mi?
It's my neighbour's. I don't know what it's worth but it's ancient.
Komşumun ama ne kadar eder, bilmiyorum.
His neighbour explained everything.
Komşusu bana her şeyi açıkladı.
I'm her neighbour.
Komşusuyum.
I just want to keep... keep being your neighbour.
Tek isteğim sana yakın olmak. Tek isteğim hep komşun olmak.
Lolo, this deal pans out, no neighbour will resist you.
Birazdan öyle zengin olacaksın ki bütün komşuların, bütün apartman, sana hasta olacak.
Fuck, that could be my neighbour.
Komşum yüzünden olabilir.
It was that crazy situation with my neighbour...
Komşumla yaşadığım o olay yüzünden.
But let me call my neighbour and tell her what happened.
Ama en azından komşumu aramama izin ver. Ona durumu açıklayayım.
Yes, I owe Greta, the neighbour, 150 crowns, but I don't think she would do a thing like this.
Evet, komşum Greta'ya borçluyum 150 Kron ama onun böyle birşey yapacağını sanmıyorum.
According to the report, a neighbour, Mrs. Ja?
Rapor a bagli olarak, komsu, Bayan Ja?
You know, he wouldn't even see me for that... crappy TV'Wacky Gay Neighbour'thing?
Biliyor musunuz, onun o saçma TV show'u var ya,
Friendly faces everywhere Humble folks without temptation Going down to South Park Gonna leave my woes behind Ample parking day or night People spouting, "Howdy, neighbour"
Çeviri A.T.A.