Nemeton traduction Turc
42 traduction parallèle
But Deaton said that the Nemeton would draw supernatural creatures here.
Nemeton'un, doğaüstü yaratıkları buraya çekeceğini söylemişti.
Each year at Beltain, the High Priestesses would gather at the Great Stones of Nemeton and summon the spirits of their ancestors.
Her yıl Beltain'de, yüksek rahipler Nemeton'un büyük taşlarında toplanıp atalarının ruhlarını çağırırlardı.
The Great Stones of Nemeton.
Nemeton'un Büyük Taşları.
We went to the Stones of Nemeton.
Nemeton'un Taşları'na gitti.
At the Stones of Nemeton, I think that you may have released your father's spirit.
- Sanırım Nemeton'un Taşlarında, babanın ruhunu serbest bıraktın.
We're in a Nemeton.
Kurban kanı.
- What's happening to me? - I don't know.
Bir Nemeton'dayız.
For years, the Nemeton's power was virtually gone, like the dying ember of a burned out fire.
Yıllar geçtikçe Nemeton'un gücü adeta bitmişti. Tıpkı sönen bir ateşin solan bir közü gibi.
You didn't know what you were doing back then, but killing Paige in the root cellar, sacrificing her there, gave power to the Nemeton.
O zaman ne yaptığını bilmiyordun ama Paige'i ağacın köklerinde öldürmek onu orada kurban etmek, Nemeton'a güç verdi.
She called it a... a Nemeton.
O buraya Nemeton dedi.
it's the Nemeton. That's where she's keeping them.
Onları orada tutuyor.
Find the Nemeton.
Onu bulursan, Jennifer'ı da bulursun. Nemeton'u bul.
You'll be giving power back to the Nemeton, a place that hasn't had power for a long time.
Nemeton'a gücünü geri vereceksiniz. Uzun zamandır güçsüz olan bir şeye.
Find the nemeton.
Nemeton'u bul.
You'll be giving power back to the Nemeton.
Nemeton'a gücünü geri vereceksiniz.
You'll be giving power back to the nemeton.
Nemeton'a tekrar güç vereceksiniz.
I buried the jar deep within the roots of the Nemeton.
Kavanozu derinlere, Nemeton'un köklerinin arasına gömmüştüm.
The Nemeton.
Nemeton.
Stiles and Kira said it was the Nemeton that kept it trapped.
Stiles ve Kira onu hapseden şeyin Nemeton olduğunu söylediler.
This thing was trapped a long time ago, before the Nemeton was cut down.
Bu şey uzun zaman önce, Nemeton daha kesilmeden önce hapsedilmiş.
When the tree was whole, its wood was sometimes used to contain powerful objects.
Nemeton kesilmeden önce bazen ağacından güçlü nesneleri saklamaya yarayan kaplar yapılırdı.
What if it was made from the Nemeton?
Ya o Nemeton'dan yapıldıysa?
But considering my drawing of a tree led us to the Nemeton, I should probably figure out what it means before it tries to kill us.
Ama ağaç çizmemin bizi Nemeton'a götürdüğünü düşünürsek muhtemelen bu da bu şey bizi öldürmeye çalışmadan önce bunu çözmem gerektiği anlamına geliyor.
The Nemeton.
- Nemeton mu?
How do you even know about that?
- Nemeton'u nereden biliyorsun?
It used to be the center of a grove of trees called a Nemeton.
Önceden Nemeton denen bir ağaçlığın merkezi olarak kullanılırmış
What's a Nemeton?
Nemeton da neyin nesi?
So Lydia and Stiles are trying to find the bodies, which means finding the Nemeton.
Lydia'yla Stiles cesetleri bulmaya çalışıyor. Yani Nemeton'u.
If the Nemeton's covered in bodies, shouldn't you be able to find them?
Nemeton cesetlerle doluysa senin onu bulabilmen gerekmez mi?
I mean, you know if Lydia finds the Nemeton, she's also going to find Donovan...
Lydia Nemeton'u bulursa Donovan'ı da bulacak.
Every time I carry a body to the Nemeton, I put it down and add to the ones that are already there.
Nemeton'a her ceset taşıdığımda onu oraya bırakıyorum ve zaten orada olanlara bir yenisini ekliyorum.
And if you want to find her, you're going to have to find the Nemeton.
Onu bulmak istiyorsan Nemeton'u bulmak zorundasın.
Let's find the Nemeton.
Gidip Nemeton'u bulalım.
They kept going out there to look, but they said the Nemeton has to want to be found.
Oraya aramaya gitmişler ama Nemeton'un bulunmak istemesi gerekiyormuş.
The Nemeton's a beacon for supernatural creatures, right?
Nemeton doğaüstü yaratıklar için bir fener değil mi?
Parrish, how many bodies do you actually see when you dream about the Nemeton?
Parrish, rüyanda Nemeton'u gördüğünde tam olarak kaç ceset gördün?
We learned that from the Nemeton.
Bunu Nemeton'dan öğrendik.
We're in a nemeton.
Bir Nemeton'dayız.
But if you know something, if you know where they are... the Nemeton... you find that, you'll find Jennifer.
Ama eğer bir şey biliyorsan... Nerede olduklarını biliyorsan... Nemeton.
It doesn't have the same power anymore.
- Nemeton'un o eski gücü yok artık.
It was.
Nemeton'dan yapıldı.