Nicer traduction Turc
2,236 traduction parallèle
Could be nicer?
İncelikle mi?
- How, "nicer"?
- Nasıl "ince"?
It's nicer.
Böyle daha güzel.
It is nicer.
Böyle daha güzel.
The ride is much nicer.
Bisiklet daha iyi olurdu.
I was just figuring Paris and all you know... shithole should be nicer.
Paris'i düşünüyordum da virane buradan daha iyidir.
I love that guy! He's so much nicer than I thought he would be.
Düşündüğümden daha hoş biri.
Can you just be a little nicer to Dad?
Babama biraz daha iyi davranabilir misin?
It looks nicer as it is now.
Bu haliyle daha hoş görünüyor.
My husband took on my last name because it sounded nicer.
Kulağa daha hoş geliyor diye benim soyadımı kullandı.
No, but yours is nicer, can I borrow it?
Hayır, senin ki daha güzel, onu ödünç alabilir miyim?
It'd be much nicer to have a real girl do this for you.
Bence senin için en güzeli bu
I was hoping Marcus divorced your ass and married a nicer, kinder, sexier woman.
Marcus un senden boşanıp daha hoş birisini almasını umuyordum
The schools are so much nicer there.
Oranın okulları çok daha iyi.
You're nicer than you think you are.
Sen düşündüğünden daha nazik birisin.
My goodness! I hope that'll make her a little nicer.
Umarım bu onu biraz daha iyi biri yapar.
Your camp's a lot nicer than the bottom of a well.
Kampınız kuyunun dibinden çok daha güzel.
They give you my file - You'd think they could set you up in a nicer neighborhood.
Sana dosyamı verdiler... sana, daha iyi bir mahalle ayarlamalarını düşünebilirdin.
It'd be nicer if you'd put this on.
Şunu giysen daha güzel olur.
Maybe you'll be nicer from now on.
Belki artık daha nazik olabilirsin.
- It's nicer than olives.
- Zeytinden daha iyi.
Don't you think life is nicer with someone by your side?
Sence de hayat, yanında biri varken daha güzel değil mi?
( chuckles ) Uh, whatever you're looking for, I'm sure there's a nicer place to find it. ( sighs ) Trust me,
Aradığın şey her neyse eminim daha hoş bir yerde bulabilirsin.
Canterbury's a much nicer palace and already built.
Canterbury hem daha güzel hem de hali hazırda yapılı!
There are nicer women.
O zaman başkasını bulun.
Sammy, you were nicer to me when you wore suits to work.
Sammy, iş için takım giydiğinde bana karşı daha nazik oluyorsun.
I have nicer ones at home.
Evde daha iyileri var.
Don, you're nicer to her than to me
Don, ona karşı çok iyisin.
I don't know, prettier with a nicer figure...
Bilmiyorum işte. Yüz ifadesi bir garip cidden.
V-12, 631 horsepower--much nicer than the one you had before.
12 valf 631 beygir. Önceki arabanızdan çok daha klâs bir araba.
- Who's nicer than you, Mouth?
- Kim senden "daha iyi" olabilir ki Mouth? - Fotoğrafı yok.
Luc is much nicer than I am, and I
Luc benden daha hassastır
Metal ones, of course, they're nicer. And cheaper... Have you got that loan?
metal olanlardan mı elbette metal olanlardan, onlar çok güzel.ve ucuzlar... sözleşmen var mı?
Also, be nicer to Woodhouse, stop.
Ayrıca Woodhouse'a da iyi davran, nokta.
- You should date nicer boys
Daha nazik oğlanlarla çıkmalısın!
You just did it in a nicer room.
Sadece daha güzel bir odada yaptın.
Your car's nicer than my crib, gingy.
Araban benim evimden daha güzel, Gingy.
I can think of nicer ways.
Ben aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Really, honey? You couldn't be just a little bit nicer?
Biraz daha kibar olamaz mısın, hayatım?
Maybe you should get a nicer boss.
Belki de kendine daha nazik bir patron bulmalısın.
I guess you're a nicer bunch than I thought.
Tahmin ettiğimden daha da nazikmişsiniz.
And Addison has much nicer skin care products.
Ve Addison'ın çok daha iyi cilt bakımı ürünleri var. Arkadaşın elbiseme sarımsaklı sos döktü.
Lenny is so nice to me, much much much nicer than I am to him.
Lenny bana karşı çok kibar davranıyor. Benim ona davrandığımdan katbekat fazla.
I am guessing this one's much nicer than your first wedding dress, you know, when you got married in Russia to...
Bence bu senin ilk gelinliğinden çok daha güzel.
- Why not? Because I am so much nicer than the Duke of Crowborough.
Çünkü ben Crowborough Dük'ünden daha iyiyim.
Maybe get a nicer place before I saw my little brother, Met my new niece.
Kardeşim ve küçük yeğenimle tanışmadan önce daha iyi bir yere geçerdim belki.
I forgot for a second that you're incapable of doing something nice Without expecting something nicer in return.
Bir an için, karşılığında daha da güzel bir şey istemeden güzel bir şey yapmayacağını unutmuşum.
And it couldn't have happened to a nicer guy.
- İyi birinin de başına gelebilirdi.
Why do you always have to pretend to be nicer than the rest of us?
Neden her zaman diğerlerinden daha iyiymiş gibi davranıyorsun?
Of my entourage, you gotta start being nicer to me.
Bana daha iyi davranmaya başlasan iyi olur.
Just a nicer way of saying the same thing.
Aynı kapıya çıkıyor ama daha kibar.