Nicodemus traduction Turc
95 traduction parallèle
His words to Nicodemus.
- Nicodem'in söylediği sözler.
I'll go with you, Nicodemus.
Ben de seninle geleceğim Nicodemus.
Nicodemus, it's good you're here.
Nicodemus dostum, burada bizimle olman ne güzel.
We had to move swiftly.
Hızlı hareket etmemiz gerekiyordu Nicodemus.
I see Lord Sorak from Emmaeus, Lord Annas from farther than I but there was no time for Nicodemus, who lives right here in Jerusalem, shouting distance from this very place.
Emmaeus'tan Lord Sorak'ı, benden daha uzaktan gelen Lord Annas'ı görüyorum. Fakat yanıbaşınızda, bağırsanız duyulacak mesafedeki Kudüs'te bulunan dostunuz Nicodemus'a gelince vakit yoktu.
We are trying this man for blasphemy. Please be seated.
Bu adamı Tanrılara hakaretten yargılıyoruz Lord Nicodemus.
This man is guilty of blasphemy, Lord Nicodemus!
Bu adam Tanrılara hakaret ettiği için suçlu Lord Nicodemus.
Do you realize what you are saying, Master Nicodemus?
Efendi Nicodemus, ne söylediğinizin farkında mısın?
Master Nicodemus, I have always respected you.
Efendi Nicodemus, Sana her zaman saygı duydum.
Master Nicodemus In your great faith and wisdom
Efendi Nicodemus sizin büyük inancınız ve bilgeliğinizle,
Master Nicodemus.
Efendi Nicodemus.
Ask for Nicodemus.
Nicodemus'u sor.
Nicodemus?
Nicodemus?
I've got to find this Nicodemus before the farmer gets that tractor fixed!
Bu Nicodemus'u bulmalıyım! Çiftçi traktörü onarmadan hemde!
I was told to see Nicodemus.
Nicodemus'u görmeyi umuyordum.
Are you Nicodemus?
Siz Nicodemus musunuz?
But I must see Nicodemus!
Nicodemusu görmem lazım!
The Owl told me to see Nicodemus!
Baykuş Nicodemusu görmem gerektiğini söyledi!
Yes, and he said I should ask for Nicodemus.
Evet, ve bana Nicodemusu bulmamı söyledi.
Er, yes, I know Nicodemus.
Ee, evet, Nicodemusu tanıyorum.
Please... could you take me to see Nicodemus?
Lütfen... benim Nicodemusu görmemi sağlarmısınız?
This time he's attacking Nicodemus openly.
Bu sefer alenen Nicodemusa saldırıyor.
Nicodemus would have us destroy this colony only to lead us to starvation in some wilderness!
Nicodemus bize koloniyi yok ettirecek Bizi yanlızca vahşi açlığa sürükleyecek!
- We'll approach Nicodemus when the meeting's over.
- Toplantı bitince yaklaşacağız Nicodemus.
I don't know what Nicodemus sees in that boy...
Bilemiyorum Nicodemus bu çocukta ne görüyor..
Nicodemus
Nicodemus
With Nicodemus out of the way what's to stop us from taking over?
Nicodemus ile imkansız başka ne durdurabilir bizi?
Jenner, you can't kill Nicodemus!
Jenner, Nicodemus'u öldüremezsin!
Once rid of Nicodemus, the Plan will die.
Nicodemus'tan kurtuldukmu, Plan da ölür.
Nicodemus, this is no job for her!
Nicodemus, bu iş ona göre değil!
Nicodemus is cooperating beautifully...
Nicodemus çok güzel birliktelik sağlıyor...
Nicodemus... oh no!
Nicodemus... oh hayır!
One day we shall journey to Thorn Valley just as Nicodemus wanted... but not now.
Bir gün Thorn Vadisine seyahat edeceğiz aynı Nicodemus'un istediği gibi... fakat şimdi değil.
Nicodemus is... dead.
Nicodemus ise... öldü.
You killed Nicodemus.
Nicodemus'u sen öldürdün.
I swear it on the festering forelock of Nicodemus!
Nicodemus'un paslanmış çivisi üzerine yemin ederim!
Nicodemus!
Nicodemus!
It's called the Nicodemus.
Adı Nicodemus.
- Nicodemus Diary.
Nicodemus Günlüğü.
The settlers called it Nicodemus.
Köylüler buna Nicodemus diyorlarmış.
So you think Hamilton brought back the Nicodemus.
Yani Nicodemus'u geri getiren Hamilton.
Dr. Hamilton didn't check out The Nicodemus Diary.
Nicodemus Günlüğü'nü Doktor Hamilton almamış. Lex almış.
Does it have to do with the Nicodemus flower?
Nicodemus çiçeğiyle bir alakası var mı?
I found the Nicodemus flower in the barn.
Ahırda Nicodemus çiçeğini buldum.
There was a Jewish leader named Nicodemus... who belonged to the party of the Pharisees.
Nicodemus adında Musevi bir lider vardı ve Pharisees Partisine aitti.
Nicodemus, who at first had gone to see Jesus at night... went with Joseph... taking with him about 100 pounds of spices... a mixture of myrrh and aloe.
Nicodemus, gece İsa'ya giden Joseph'le gitti 100 çeşit baharatla sardılar ve mis ve aloeyle karıştırdılar.
Jesus tells Nicodemus in the fourth gospel, "unless one is born of water and spirit, one cannot enter the kingdom of god."
İsa, Dördüncü İncil'de Nicodemus'a, "Su ve ruhtan doğmadıkça, Tanrı'nın Krallığına giremezsin." demiş.
Nicodemus.
Nicodemus.
Bad Nicodemus!
Kötü Nicodemus!
" Nicodemus said :
Nicodem der ki :
One of the Pharisees there was Nicodemus, the man who had gone to see Jesus before.
Daha önce İsa'yı görmeye giden din adamlarından biri Nicodemus'du.